Google, İsrail’in askeri konferansına ev sahipliği yapacaktı
Kasım ayında Google’ın Tel Aviv’deki ofislerinden birinde yapılması planlanan askeri teknoloji konferansı, The Intercept’in soru sorması üzerine İnternet’ten kaldırıldı.
“Filistin İçin Teknoloji” serimizin bu bölümünde, The Intercept’ten Caroline Haskins’in Google’ın Tel Aviv’deki ofislerinden birinde Kasım ayında düzenlenecek askeri teknoloji konferansı ile ilgili detayları açığa çıkarmasını anlattığı yazısınıDiyar Saraçoğlu bianet için Türkçeye çevirdi. Caroline Haskins’in anlattıkları ile serimizde daha önce yayımladıklarımız arasındaki paralellikler, İsrail’in sürdürdüğü tüm yıkımlara rağmen büyük teknoloji şirketlerinin İsrail’le güçlü ilişkileri sürdürdüğünü bir kez daha gözler önüne seriyor.
Google sponsorluğundaki İsrail savunma teknolojisi etkinliği için Luma sayfası, solda. Aynı etkinlik sayfası, sağda, The Intercept düzenleyicilerle iletişime geçtikten sonra. (Ekran görüntüleri)
İsrail ordusuyla çalışan teknoloji şirketlerinin katılımını hedefleyen İsrail Savunma Teknolojileri Konferansı’nın Kasım ayında Tel Aviv’deki “Startup’lar için Google” kampüsünde yapılması planlanıyordu.
Etkinlik yönetimi uygulaması Luma’da yayınlanan bir listeye göre, etkinlik, ağ kurmak ve savunma teknolojisi alanı hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen “kurucular, yatırımcılar ve yenilikçilere” yönelikti. Konferans; Google, Fusion Venture Capital, bir girişim hızlandırıcısı olan Genesis ve Savunma Araştırma ve Geliştirme Müdürlüğü (DDR&D veya Ma’fat) olarak bilinen İsrail ordusunun araştırma ve geliştirme kolu tarafından destekleniyordu.
Google yalnızca etkinliğin fiziksel ev sahibi ve sponsorlarından biri olarak listelenmekle kalmıyordu, aynı zamanda etkinlik listesinde katılımcıların kaydolmanın bir parçası olarak “bilgilerini düzenleyicilerle (Fusion & Google) paylaşmayı onayladıkları” yönünde bir bildirim de yer alıyordu.
The Intercept, Google ve etkinlik sayfasında yer alan diğer şirketler ve risk sermayesi firmalarıyla temasa geçtiğinde etkinlik sayfası ortadan kayboldu. Google sözcüsü Andréa Willis The Intercept’e gönderdiği e-postada “Google bu etkinlikle ilişkili değildir” diyordu. Willis, Google etkinliğe ev sahipliği ve eş sponsorluk yapıyorsa bunun nasıl mümkün olabileceği ya da etkinlik sayfasının neden kapandığı sorusuna yanıt vermedi. Etkinlik sayfasında yer alan diğer şirketlerden ya da risk sermayesi firmalarından hiçbiri yorum taleplerine yanıt vermedi.
Google’ın İsrail ile olan ilişkisine karşı aylardır devam eden protestoların ardından şirket, İsrail ordusuyla işbirliğini sürdürürken, en azından kamuoyunun gözünde bu ilişkiyi bulandırmaya çalışıyor gibi görünüyor.
Temmuz ayında Google’ın adı, İsrail Savunma Kuvvetleri ile çalışan teknoloji şirketlerini öne çıkarmayı amaçlayan ve Google’ın eş sponsor olduğu İsrail Savunma Kuvvetleri İçin Bilişim Teknolojileri başlıklı ayrı bir konferansın web sitesinden gizemli bir şekilde kaldırılmıştı. Konferansı düzenleyenler Google’ın dahil edilmesinin bir hata olduğunu iddia etti, ancak Google’ın iç belgeleri şirketin etkinliğin eş sponsoru olduğunu gösteriyor.
Etkinlik listesine göre, Kasım ayındaki İsrail Savunma Teknolojisi Konferansı, Google ile çalışan veya ortaklık kuran şirketler için kaynaklar sunan “Startup’lar İçin Google”ın Tel Aviv kampüsünde gerçekleştirilecek. Konferansın baş konuşmacısı, “İsrail savunma teknolojisindeki eğilimler” hakkında konuşma yapması planlanan DDR&D planlama, ekonomi ve BT başkanı Nir Weingold olarak listelenmişti. Weingold’u, İsrail askeri girişimlerine yatırım yapmaktan bahseden risk sermayedarlarından oluşan bir panel takip ediyordu.
Luma’daki konferans sayfasının silinmeden önce alınan ekran görüntüleri.
Etkinlik sayfasında ayrıca “İsrail savunma teknolojisine liderlik eden” şirketlerin yöneticilerinin katıldığı bir panel de vardı. Bu şirketlerden biri, İsrail ordusu tarafından gözetleme ve patlayıcı dronları kullanılan SpearUAV’ydi. Bir diğeri ise sensörler, dronlar ve diğer askeri sınıf teknolojiler üreten Spectralx (eski adıyla Polaris) şirketiydi. Spectralx’in web sitesine göre teknolojileri, DDR&D ve önde gelen İsrailli silah üreticisi Elbit Systems’in yanı sıra ABD Donanması ve ABD Özel Operasyonlar Komutanlığı tarafından da kullanılıyor. Üçüncü şirket AIR, tüketici sınıfı, tek yolcu kapasiteli elektrikli uçaklar üretiyor. Şirket bugüne kadar İsrail ordusuyla bir ilişkisi olduğunu kamuoyuna açıklamadı.
Konferansın gerçekleşmesi halinde, ABD ordusuyla alenen çalışan ancak İsrail kuvvetleriyle herhangi bir sözleşme yaptığını henüz açıklamayan şirketlere fon sağlayan birkaç risk sermayesi şirketi de yer alacak. Bu firmalardan biri, ABD Savunma Bakanlığı yarışmasını kazanan Magnus Metal’e fon sağlayan Tal Ventures. Tal Ventures ayrıca ABD İç Güvenlik Bakanlığı ile bir sözleşme imzalayan Scribe’ı da finanse ediyor.
Konferansa katılması planlanan bir diğer şirket de büyük çip üreticisi Intel’in yatırım kanadı olan Intel Capital. Firma, insansız araçlara yönelik hedefleme sistemleri için kısa süre önce ABD Savunma Yenilik Birimi ile bir sözleşme imzalayan Syntiant Corp’u finanse ediyor. Firma ayrıca kendi şirket blogunda, askeri kurumlar ve savunma kurumlarıyla çalışmanın önemi hakkında iki yazı yayımlamıştı.
Girişim sermayesi şirketi 10D’nin de konferansa katılması planlanıyordu. Bu şirket, herhangi bir askeri sözleşmeyi açıklamayan ancak İsrail ordusuyla çalışmanın önemi hakkında kamuoyu önünde konuşan bir yeraltı haritalama şirketi olan Exodigo’yu finanse ediyor. Benzer şekilde, girişim sermayesi şirketi TLV Partners’ın da konferansta olması planlanıyordu ve şirket blogunda İsrail ordusu ile özel sektör işbirliğinin önemi hakkında yazıyordu.
Geçtiğimiz yıl Google sponsorluğunda düzenlenen konferanslar, Google’ın Amazon ile paylaştığı ve İsrail hükümetine bulut hizmetleri ve diğer araçları sağlamayı içeren 1,2 milyar dolarlık sözleşme olan Nimbus Projesi’ni protesto eden insanların hedefi oldu.
Nimbus Projesi ile ilgili haberlerin 2021 yılında kamuoyuna yansımasından kısa bir süre sonra, yüzlerce Google ve Amazon çalışanı projeyi kınayan bir açık mektup imzalayarak yayımladı ve No Tech for Apartheid adlı aktivist grup kuruldu. Teknoloji çalışanları ile MPower Change ve Jewish Voice for Peace düzenleyicilerinden oluşan grup, 2022’den bu yana Nimbus Projesi’ni protesto ediyor.
Mart ayında Google Cloud’da çalışan mühendis Eddie Hatfield, New York’ta düzenlenen ve Google’ın da sponsor olduğu bir İsrail teknoloji endüstrisi konferansı olan Mind the Tech’te Google İsrail genel müdürünün sözünü keserek Nimbus Projesi’ni protesto etti. Hatfield günler sonra kovuldu.
Haftalar sonra Google çalışanları Sunnyvale, Kaliforniya ve New York’taki şirket ofislerinde Nimbus Projesi’ni protesto etmek için oturma eylemleri düzenlediler ve dışarıda da eş zamanlı protestolar yapıldı. Şirket ofislerini işgal eden dokuz kişi tutuklandı ve kısa bir süre sonra elli kişi işten çıkarıldı. İşten çıkarılanlar daha sonra olayla ilgili olarak Ulusal Çalışma İlişkileri Kurulu’na şikâyette bulundular.
Depremin merkez üssü Sagaing bölgesinde, 90 yıllık bir köprünün yıkıldığı, Mandalay ve Yangon şehirlerini birbirine bağlayan karayolunun hasar gördüğü kaydedildi.
Myanmar'da meydana gelen, 7,7 ve 6,4 büyüklüğündeki iki depremde can kaybının 1002'ye, yaralıların sayısının ise 2 bin 376'ya ulaştığı bildirildi.
Myanmar'daki askeri yönetimden yapılan açıklamaya göre, depremlerde şu ana kadar 1002 kişinin hayatını kaybettiği, 2 bin 376 kişinin yaralandığı tespit edildi.
Ayrıca depremin şiddetli hissedildiği Tayland'ın başkenti Bangkok'ta çöken yüksek katlı binanın inşaatında 6 kişi öldü, 22 kişi yaralandı.
Merkez üssü Myanmar'ın orta kesimindeki Sagaing bölgesi olan depremlerde yaşamını yitirenlerin sayısı 1000'i aşarken can kayıplarının daha fazla artmasından endişe ediliyor.
Manastır, baraj ve köprü yıkıldı
AA'nın geçtği habere göre, depremin en şiddetli hissedildiği, Myanmar'ın en büyük ikinci şehri olan Mandalay'de aralarında tarihi Budist manastırı Ma Soe Yane'nin olduğu çok sayıda binanın yıkıldığı ve altyapının zarar gördüğüne ilişkin görüntüler sosyal medyaya yansıdı.
Chirstian Aid yardım kuruluşu, sahadaki temsilcilerinin, şehirdeki bir barajın yıkıldığı ve alçak kesimlerde su seviyesinin yükselmekte olduğunu bildirdiğini aktardı.
Depremin merkez üssü Sagaing bölgesinde, 90 yıllık bir köprünün yıkıldığı, Mandalay ve Yangon şehirlerini birbirine bağlayan karayolunun hasar gördüğü kaydedildi.
Başkent Neypido'da da aralarında dini tapınakların olduğu yapıların depremde zarar gördüğü ifade edildi.
Askeri yönetimin Sözcüsü Tümgeneral Zaw Min Tun, depremin vurduğu bölgelerde hastanelerde acil kan ihtiyacı olduğunu belirterek, kan bağışı çağrısında bulundu.
BILD gazetesi, CDU-SPD heyetlerinin medya özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik koalisyon planlarını açıkladı. Gazete, gelecek koalisyonun AfD'nin önünü kesme gerekçesiyle "gerçeğe aykırı bilginin kasten yayılması" suçu ihdas etme kararında olduğunu ortaya çıkardı.
CDU Genel Başkanı Friedrich Merz ve SPD Eş Genel Başkanı Saskia Esken koalisyon anlaşmasını duyurdukları basın toplantısına gelirken/ZDF
Almanya'da iktidarı devralmak üzere hazırlıklarını sürdüren Sosyal Demokrat-Hristiyan Demokrat (CDU-SPD) koalisyonun müzakere heyetinin Türkiye örneğini akla getiren bir medya denetim yasası üzerinde çalıştığı ortaya çıktı.
Almanya'nın yüksek satışlı günlük gazetesi Bild'in ele geçirdiğini haber verdiği "Kültür ve Medya" çalışma grubunun müzakere belgesine göre, ortaklar arasında sosyal medya üzerindeki baskının artırılması ve yalan haberlerin dizginlenmesi gerektiğine ilişkin görüş birliği var.
Daha önce heyetin araştırma raporunda "yanlış bilgi ve sahte haberlerin" demokrasiyi tehdit ettiği saptamasının yer aldığını hatırlatan Bild müzakere raporunda artık şöyle bir ifade yer almakta olduğunu yazdı: "Gerçeklere aykırı bilgilerin kasten yayılması ifade özgürlüğü kapsamında korunmayacaktır."
Koalisyon müzakerecilerinin buradan hareketle vardıkları sonuç şu: "Bu nedenle, bağımsız medya düzenleyicisi[nin], ifade özgürlüğünü açık yasal yönergeler temelinde korurken, bilgi manipülasyonuna ve nefret ve kışkırtmaya karşı harekete geçebilme[si gerekir]."
Bu, X gibi platformlar üzerindeki baskının artırılması ve belirli ifadelerin engellenmesi gerektiği anlamına gelir.
"Yalanlar yalnızca cezalandırılabilir olduklarında yasaktır"
Devletin kalkıştığı düzenlemeleri eleştiren hukukçular, tasarının hukuka uygunluğu ve uygulanabilirliği konusunda kuşkularını dile getiriyor.
Oldenburg Üniversitesi öğretim üyelerinden 62 yaşındaki Volker Boehme-Neßler "Yalanlar yalnızca, örneğin nefrete tahrik suçunda olduğu gibi, cezalandırılabilir olduklarında yasaktır. Aksi takdirde, yalan söylemeye izin verilir," diyor.
Hukukçu, yalanı neyin oluşturduğunun da yasal açıdan o kadar açık olmadığı düşüncesinde: "Bir olgunun beyan ve bir görüşün ifade edilmesinin neden müteşekkil olduğu basit bir soru değildir. Mahkemeler genellikle ifade özgürlüğünü çok geniş yorumlar." diyor.
Boehme-Neßler ayrıca "nefret ve tahrik" terimlerinin kullanımını da bunların "yasal terimler [olmaması]" gerekçesiyle şöyle eleştiriyor: "İlke olarak, Almanya'da nefretin yayılması ifade özgürlüğü tarafından korunur. 'Tüm politikacılardan nefret ediyorum' gibi bir ifade cezai açıdan suç oluşturmaz."
"Asılsız haber" suçuna ilişkin uyarı
Augsburg Üniversitesi'nden 58 yaşındaki Hukuk profesörü Josef Franz Lindner de ayrıca "gerçeklere aykırı iddiaların kasıtlı olarak yayılması ne cezalandırılabilir ne de yasadışıdır" diyor. "Bunun tek isitisnası Holokost ile olandır".
Lindner uyarıyor: "Yapılabilecek tek şey genel bir 'gerçeğe aykırı haber' suçu icat edilmesine karşı uyarmak olabilir. Bu, eninde sonunda her tartışmalı açıklamayı cezai kovuşturmaya uğrama riskine maruz bırakacaktır."
Washington'ı kızdırma olasılığı
Bild planın ayrıca Beyaz Saray'da sorun yaratma olasılığı üzerinde duruken ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance'ın Münih'teki ünlü konuşmasında bu politikayı sert bir şekilde kınadığını ve Avrupa hükümetlerini aynı yolda devam etmemeleri konusunda uyardığını anımsatıyor.
Vance ayrıca X'in (eski adıyla Twitter) sahibi olan Trump'ın danışmanı Elon Musk tarafından da destekleniyor. Musk bu tartışmalar sırasında AfD lideri Alice Weidel ile X'te bir söyleşi yaparak görüşlerinin Almanya ve tüm dünyaya yayması için de aracı olmuştu.
Değişik müvekkilleri adına internet gönderilerinin silinmesine düzenli olarak itiraz eden avukat Joachim Steinhöfel, "CDU/CSU ve SPD müzakerecilerinin planları, federal seçimlerde AfD'yi aktif olarak destekleyen Musk'a karşı bir misilleme ve aşırılıkçı ifadeleri kısıtlama kararlılığı olarak okunuyor" diyor.
Steinhöfel'e göre, belgenin "istenmeyen sosyal medyayı sindirme" gibi açık bir amacı var. Ancak medya düzenleyicisinin bu gibi "eylemlerinin anayasal bir hukuki temeli" yok.