T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, uzun yıllar rol aldığı "Çocuklar Duymasın" dizisindeki rolü ve "taş fırın erkeği" tiplemesi ile hafızalara kazındı.
Son günlerde ise Devlet Tiyatroları yönetiminde yaptıkları ile gündeme geliyor. Geçtiğimiz günlerde “Lale Devri bitti” diyen Karadağlı'nın döneminde yapılan usulsüzlükler Sayıştay raporuna da yansıdı.
Sayıştay raporuna yansıyanlar keyfi yönetimin sadece bir kısmı. Karadağlı hakkında hülle yoluyla atamalar, kurumu maddi ve manevi zarara uğratma gibi iddialar da var.
DENETÇİLER, AVUKATLAR SANATÇI OLARAK GÖSTERİLMİŞ
Devlet Tiyatrolarında harcırah yolsuzluğu
Usule aykırı atama
Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nde daire başkanı olan M.S., aldığı kınama cezası sonrası Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne uzman olarak atandı. M.S., disiplin cezası aldığı için atamanın hukuka aykırı olduğunu öne sürerek 2018 yılında sendikası ile birlikte dava açtı; ancak atamayı durduramadı. Ankara 3. İdare Mahkemesi atama kararının hukuka uygun olduğuna karar verdi ve M.S. istemeden de olsa Devlet Tiyatroları’ndan ayrılmak zorunda kaldı.
Mahkeme kararında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun ilgili maddelerine atıf yapılarak, memurların başka görevlere atanabileceği ve bunun kamu yararına uygun olduğu belirtildi. M.S.’nin atamanın hukuka aykırı olduğuna dair iddiası geçersiz sayıldı. Ayrıca, davacının savunmasında etik dışı ithamlarda bulunması ve yapılan atamanın hukuka uygun bulunması, mahkemenin ret kararını pekiştiren unsurlar arasında yer aldı.
Davada, M.S. hakkında açılan idari soruşturma ve aldığı kınama cezası dikkate alınarak, görevini gereği gibi yürütemeyeceği ve bu durumun kamu hizmetini aksatacağına dair bir kanaate varıldı.
Tüm bu gerekçelerle, M.S.’nin atanmasına karşı açtığı dava 2020 yılında reddedildi. Ancak, mahkeme kararına rağmen, Tamer Karadağlı’nın genel müdürlük döneminde M.S. yeniden aynı göreve atanmış oldu.
Adrese teslim hizmet alımı
Devlet Tiyatroları, 11.01.2024 tarihinde 2024/36313 kayıt numarasıyla 12 ay süreli “Tanıtım Materyalleri Tasarımı, Stand Tasarımı, Roll-Up Tasarımı, Tiyatro Oyun Fragmanı Hazırlanması, Tiyatro Oyun Teaser Çekimi, Tiyatro Belgesel Film Çekimi ve İmaj Film Çekimi” hizmet alımına karar verdi.
Söz konusu hizmet alımı, ihaleye çıkmak yerine pazarlık usulü (MD 21 E) ile yapılmak istendi; ancak, ihaleye katılan KÜN Medya Yapım A.Ş.’nin iş deneyim belgesinin yeterli olmadığı için ihale, 14.02.2024 tarihinde iptal edildi.
bianet’in, uzun yıllardır Devlet Tiyatroları’nda çalışan bir kaynaktan edindiği bilgiye göre idare, KÜN Medya’ya işin verilmesi istediği için ihale süreci beklemeksizin bir B planı devreye soktu ve doğrudan temin yöntemiyle bu geniş kapsamlı proje söz konusu firmaya devredildi. İddiaya göre, bu sürecin organizasyonunu yapan kişiler, üst düzey yöneticiler H.Ö. ile H.U.’ydu.
Devlet Tiyatroları ihaleye çıkmak yerine, arkadan dolanarak doğrudan temin yöntemini seçse de önünde bir engel vardı. Yönetmeliğe göre bu büyüklükte bir hizmet alımının ihalesiz yapılması mümkün değildi. KÜN Medya’ya iş doğrudan temin yöntemiyle verildikten sonra, projenin mali limitleri fazlasıyla aşıldığı için ödemeler bölgelere dağıtıldı ve böylelikle her bölge kendi ödemesini yaptı. Söz konusu yöntem limitler dahilinde kalmadığı için bölge yöneticileri rahatsızlıklarını dile getirdi. Yöneticiler, olası bir denetimde bu duruma ilişkin ciddi sorun yaşayabileceklerini söyleyese de hâlâ bu proje için bir ihale yapılmış değil. Doğrudan temin yöntemiyle süreç yürütülmeye devam ediliyor.
Sonraki süreçte ise üst düzey yönetici H.U., kendisine bağlı satın alma memurları tarafından Teftiş Kurulu’na şikâyet edildi. Şikâyetler, H.U’nun memurlarla yaptığı bir toplantıda, yöneticilerin istediği firmalardan alım yapılmazsa herkesin görevden alınacağı tehdidi içerdi. Olay Teftiş Kurulu'na taşınmasına rağmen, konu kapatılarak herhangi bir işlem yapılmadı. Erzurum Devlet Tiyatrosu idarecileri, fazla olduğu için faturayı ödemedi. bianet’in ulaştığı kaynak, Genel Müdürlüğün Erzurum Devlet Tiyatrosu idarecilerine baskı kurduğunu; ancak idarecilerin de direndiğini söylüyor.
KÜN Medya’nın resmi internet sitesindeki ‘Referanslar’ bölümünde, Devlet Tiyatroları da bulunuyor. Sosyal medya hesaplarında da Devlet Tiyatroları’nın tanıtım filmleri yer alıyor.
Spor kulübü
Devlet Tiyatroları, kendi adını taşıyan spor kulübüyle de davalık oldu. Bu davaları, kurum avukatları takip ederken, önceki dönem üst düzey yönetici M.K. ve üst düzey yönetici H.Ö., dışarıdan bir avukat tutarak davanın takibini bu özel avukata devretti. İddialara göre, bu süreçte, ilgili mevzuatın gerektirdiği kurallara uyulmadı. Kurum, Spor Kulübü’nden tahsil etmek istediği miktarın aynısını avukata peşin olarak ödedi.
Kurumun açtığı alacak davası 200 bin TL tutarında. Ancak, bu dava için dışarıdan bir avukata 150 bin TL ödeme yapıldı. Teftiş raporu sonucunda avukat azledildi ve şu anda davayı kurumun kendi avukatları takip ediyor. Bu durumda, dışarıdan tutulan avukat hiçbir iş yapmadan 150 bin TL almış oldu. Eğer kurum davayı kaybederse, davaya dahil olan yaklaşık sekiz kişinin avukatlık ücretini de ödemek zorunda kalacak.
Spor Kulübü ile olan davalar henüz sonuçlanmadı. Duruma itiraz eden hukuk müşaviri E.K. ise görevden alındı. bianet’in ulaştığı kaynağa göre bu işlemin arkasında yine üst düzey yöntici H.Ö. var:
“Aslında E.K. Bakanlığın adamıydı; fakat Devlet Tiyatroları’nda öyle komik bir olaylar zinciri yaşandı ki... Son üç yıl içinde Devlet Tiyatroları'na dışarıdan dört-beş bürokrat atandı ve bunlardan biri de E.K.’ydi. İlk geldiklerinde, hepsi birlikte hareket eder, beraber planlar yapar ve insanların canını birlikte yakarlardı. Ancak bir süre sonra, her biri kendi menfaatlerinin peşine düşerek birbirlerinin ayağını kaydırmaya başladı ve aralarındaki dostluk düşmanlığa dönüştü.”
İdarecilerin bindiği makam araçları
Devlet Tiyatroları’nın 20’den fazla hizmet aracı var ve hepsi kiralık. Ancak bir yurttaş, Karadağlı'nın kendisine 2024 model Mercedes ile birlikte kurum uhdesine de son model araçlar aldırdığını öğrenerek 2024 yılında CİMER’e başvuruda bulundu.
Yurttaş, kurumun kaç araç kiraladığını sordu:
“Kurumunuz adına kayıtlı kaç adet taşıt bulunmaktadır? Başvuru tarihi itibarıyla kurumunuz uhdesinde kaç adet kiralanmış araç bulunmaktadır? Başkanınıza kaç adet makam arabası tahsis edilmiştir?”
Genel Müdürlük, 12 Ağustos 2024’te bu talebe “Yerine getirilmesi uygun değildir” yanıtını verdi. Yanıtın gerekçesi ise Bilgi Edinme Hakkı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmeliğin 36. maddesi: “Kurum ve kuruluşların, kamuoyunu ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler hakkındaki bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkının kapsamı dışındadır.”
Ancak olay daha sonra, CİMER’e başvuran yurttaş tarafından mahkemeye taşındı. Davacının avukatı, konuyla ilgili şöyle dedi:
“İstenilen belgeler tüm kamuoyunu ve Türkiye’de yaşayan bütün vatandaşları ilgilendirmektedir. Bilgiler kamu menfaatine ilişkin olup, ‘kamuoyu bilgilendirme değerinin’ çok yüksek olduğu muhakkaktır. Davalı kurumun başkanı ‘Çocuklar Duymasın’ dizisinin başrol oyuncusudur. Kurumun başına geçtikten sonra israf hareketlerine giriştiği bilgisi edinilmiştir. Nitekim bu husus Türkiye’de geniş yankı uyandırmıştır. Kamu kurumlarının hizmetinde olan araçların bilgisi açık olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nde özellikle Hazine ve Maliye Bakanlığınca ‘kamuda tasarruf paketi’nin devreye girmesine rağmen, davalı kurum başkanının altına 2024 model Mercedes çektiğini, kurum uhdesine son model araçlar alındığını öğrenmiştir. Memur ve emekli açlık ve sefaletten kırılırken müsrif idarecilerin hangi makam araçlarına bindiği halktan gizlenmemelidir.”
Dava hâlâ sürüyor. bianet’in ulaştığı kaynak, bu olayın arkasında da üst düzey yöneticiler H.Ö. ile H.U.’nun olduğunu iddia ediyor.
Tamer Karadağlı hakkında kısa kısa
Tamer Karadağlı, oyunculuk kariyerinden daha çok davranışları ve siyasi görüşleriyle Türkiye'de tartışmaların odağında.
2004 yılında Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası’na üyelik başvurusu yaptı, ancak adı bir "seks skandalına" karıştığı iddia edildiği için üyeliğe kabul edilmedi. Aynı dönemde, bir basın toplantısı düzenleyerek eşini aldattığını söyleyerek hem eşinden hem de kamuoyundan özür diledi. Ancak, 2020'de verdiği bir demeçte özründen pişman olduğunu dile getirdi.
2013 yılında Gezi Parkı eylemlerine destek verdiği sözleriyle dikkat çeken Karadağlı, 2015'te bu sözlerinin yanlış anlaşıldığını söyleyerek eylemleri eleştirdi. Aynı yıl, Türkiye'de her şeyin AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kontrolü altında olduğunu ve sanatçıların bu nedenle korku duyduğunu ifade etse de kısa süre sonra bu açıklamalarından da geri adım attı.
2022'de LGBTİ+ karşıtı bir mitinge destek vererek tekrar gündeme geldi.
2023'te ise 58. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin ödül töreninde, "Zuhal" filmindeki performansıyla En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazanan Nihal Yalçın'a ödülünü verirken sahnedeki küçümseyici tavırları ve Yalçın'ın konuşmasını bölmesi, kamuoyunda eleştirilere neden oldu. (TY/VC)