Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, sokakta yaşayan köpeklerin toplatılmasını, bakımevlerine kapatılmasını ve “sahiplenilmedikleri” takdirde 30 gün içinde öldürülmesini öngören yasa tasarısına karşı bugün İstanbul ve Antalya’daki Tarım İl Müdürlükleri binası önünde eylem düzenledi.
Yasa tasarısının önümüzdeki haftalarda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşülmesi planlanıyor.
Dezenformasyon
Konuyla ilgili inisiyatifin basın açıklaması özetle şöyle:
“Tarım ve Orman Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile birlikte, Dünya Sağlık Örgütü’nün de benimsediği ‘Tek sağlık’ (One Health) mottosuyla harekete geçtiklerini vurguladı. Yani hayvan, insan ve çevre sağlığını bir gören bu bütüncül yaklaşımla, komiteler kurup raporlar hazırladılar. İki bakanlık 2019'da ‘Zoonotik Hastalıklar Eylem Planı’ hazırladı. Bu konuda toplumu bilinçlendirmek görevi de, hastalık ve tedavilerle mücadele etmek de bakanlığın görev tanımının içindeydi.
Ama bugün gelinen noktada görüyoruz ki Tarım ve Orman Bakanlığı, sokak hayvanlarına dair bir veri tutmamış. Toplumu bu konuda bilinçlendirmeye, kamu spotu yayınlamaya yönelik hiçbir aktif çalışma yapmamış. Bu rasyonelin olumsuz sonuçlarını, hayvanlara dair farklı kesimlerden yapılan her yorumda görüyoruz. Dezenformasyonun da etkisiyle kuduz vakalarının arttığına yönelik tetikleme ve algı çalışmalarında görüyoruz.
Hayvan hakları savunucusu Buket Özgünlü tutuklandı
Buket Özgünlü’nün tutuklanması
“Bu ülkede; hayvana yönelik şiddet suçları hakkında iletilen binlerce şikayet başvurusu; kamuoyuna yansımadığı, sosyal medyada duyulmadığı sürece, yıllardır Tarım ve Orman Bakanlığı'nın ‘keyfi’ kararları sonucu ‘kovuşturmaya yer yoktur’ ibaresiyle geçiştiriliyor, dosyalar davaya bile dönüşemiyor.
Yargılama süreci başlatılan hayvan katilleri ve tecavüz/işkence failleri ise, yatarı olmayan, paraya çevrilebilen ve indirim uygulanabilen göstermelik hapis cezalarıyla art arda serbest bırakılıyor.
Ama yine bu ülkede, ‘sözde kuduz riskinin’ olduğu bölgeden 100 km uzaklıktaki bir ölüm kampından, yani barınaktan, yani yasaya göre ‘geçici bakımevi’ olması gereken hayvan hapishanesinden, sözde kuduz riski ile ilgisi olmayan köpekleri ‘resmi izinle’ açlık, susuzluk ve hastalıktan kurtaran, yani sizin ‘sistematik’ zulmünüzden koruyan bir gönüllüyü tutukluyorsunuz, öyle mi?
Yıllardır Türkiye'nin damarlarına işlemiş olan bu sorumsuz, kurnaz ve tetikçi devletçilik anlayışını temizleyene kadar her birimiz ses çıkarmalı, gerçek faillerden hesap sormalıyız! Zafer ezenlerin değil, direnenlerin oluncaya dek mücadelemiz sürecek.” (TY)