İngiltere merkezli Reuters haber ajansı, Mart ayında Suriye’de Alevilere yönelik gerçekleştirilen etnik temizlik saldırılarında hükümet güçleri ve silahlı grupların rolüne ilişkin kapsamlı bir araştırma yayımladı.
Haberde, yeni yönetimin omurgasını oluşturan Heyet-i Tahrir’uş Şam’a (HTŞ) bağlı güvenlik güçlerinin yanı sıra, Türkiye destekli silahlı gruplar, yabancı savaşçılar ve silahlı Sünni sivillerin saldırılarda aktif rol oynadığı belirtildi.
Suriye’nin batısında “sahil bölgesi” olarak bilinen Lazkiye ve Tartus vilayetleri ile Hama ve Humus’un kırsal bölgelerinde, 6-9 Mart tarihlerinde yaşanan etnik temizlik saldırılarının üzerinden yaklaşık dört ay geçti.
Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre, bu katliamlar sırasında çoğunluğu Alevi topluluğuna mensup en az 1700 sivil hayatını kaybetti. Ölü sayısının artma riski sürerken, 9 Mart’ta kurulan Soruşturma ve Gerçekleri Araştırma Komitesi’nden bugüne kadar hiçbir somut sonuç çıkmadı.
Reuters’ın araştırmasına göre, Alevilere yönelik intikam saldırılarının, yağmalamaların ve katliamların yaşandığı 40 ayrı bölgede toplam 1479 Alevi öldürüldü, çok sayıda kişi ise kayboldu. Bu kitlesel kıyımlarda beş ana grup yer aldı. Pek çok Alevi yerleşimi, üç gün boyunca birden fazla grup tarafından hedef alındı.

Suriye’de Sahil Katliamı’nın üzerinden 60 gün geçti: “Cezasızlık sürüyor”
Reuters, katliam bölgelerine yaptığı ziyaretler sırasında ve telefon aracılığıyla 200'den fazla kayıp yakınıyla, ayrıca 40 güvenlik yetkilisi, milis, komutan ve hükümet tarafından atanmış soruşturmacı ile arabulucularla görüştü. Ajans muhabirleri ayrıca, Savunma Bakanlığı’ndan bir yetkili tarafından hükümetin müdahalesini koordine etmek üzere kurulan bir Telegram sohbet grubundaki mesajları da inceledi.
Gazeteciler, onlarca video kaydını analiz etti, güvenlik kamerası görüntülerine ulaştı ve kayıplara ait el yazısıyla hazırlanmış isim listelerini derledi. Ölü sayısını belirlemek amacıyla, çoğu el yazması olan ve yerel topluluk liderleri ile kayıp yakınlarından alınan listeler toplandı. Köylüler de kayıplara ait fotoğrafları ve kişisel bilgileri bir araya getirdi.
Her biri Arapça yazılmış bu listelerdeki isimler, Reuters tarafından saldırıya uğrayan bölgelerde yaşayan, Facebook sayfaları yöneten veya diasporada bulunup bu yerleşimlerde akrabaları olan aktivistlerle çapraz şekilde doğrulandı. Her katliam bölgesi için, ajans ayrıca kurbanlara ait fotoğraflar ile toplu mezarların görüntüleri ve konum bilgilerini de belgeledi.

Yeni hükümet güçlerinin katliamdaki rolü
HTŞ’ye bağlı 400. Birlik ve Osman Tugayı ile HTŞ’nin başlıca kolluk gücü olan Genel Güvenlik Servisi (GGS) katliamlarda öne çıkan unsurlar arasında yer alıyor. Reuters araştırması, bu grupların en az 10 bölgede yaklaşık 900 kişinin ölümüne karıştığını ortaya koydu.
Esad devrilmeden önce GGS, HTŞ’nin İdlib vilayetindeki başlıca güvenlik gücüydü. Şu anda ise Suriye İçişleri Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteriyor.
Birleşmiş Milletler, 2020 yılında HTŞ güvenlik birimlerinin infazlar ve diğer hak ihlallerine dair “son derece endişe verici” raporlar yayımladı. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), 2013 yılında HTŞ’nin selefi olan Nusra Cephesi’nin, Lazkiye’de 149 Alevi’yi yargısız infazla öldürdüğünü belgeledi.

Suriye’de cezasızlığın gölgesinde: Bir günde en az 29 kişi öldürüldü
400. Birlik, çevrimiçi olarak yalnızca birkaç gönderide anılıyor; bu içeriklerin hiçbiri resmi Suriye hükümeti kaynaklarına ait değil. Paylaşımlarda birlik, HTŞ’nin “en güçlü birimleri arasında” sayılıyor; “ileri düzey eğitim aldığı ve modern silahlarla donatıldığı” belirtiliyor.
Birlik, Esad’ın düşüşünden sonra sahil bölgelerine sevk edildi. Bu bilgi, birimden bir milis ile çok sayıda görgü tanığı tarafından doğrulandı. Yabancı bir istihbarat kaynağına göre, birlik karargâhını eski Suriye Denizcilik Akademisi’nde kurdu ve yalnızca Savunma Bakanlığı’nın üst düzey kadrosuna bağlı olarak faaliyet gösteriyor.

Türkiye destekli milisler ve diğer gruplar
Son on yılda Türkiye, hem Esad yönetimine hem de tehdit olarak gördüğü Kürt güçlerine karşı Suriye’de çeşitli askeri harekâtlar düzenledi ve muhalif gruplara destek verdi.
Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu’na (SMO) bağlı olan Sultan Süleyman Şah Tugayı ve Hamza Tümeni, Birleşmiş Milletler ve uluslararası insan hakları örgütleri raporlarına göre, çok sayıda hak ihlaline karıştı.
Reuters, bu iki grubun Alevi katliamlarında en az sekiz farklı bölgede yaklaşık 700 kişinin öldürülmesine karıştığını belirledi.
Sultan Süleyman Şah Tugayı’na bağlı olduğu tespit edilen bir milis, Facebook hesabında şu ifadeleri paylaştı: “Kameraları kapatın. Her erkeği öldürün. Kanları domuzlar kadar kirli.”

Avrupa Konseyi’nden Alevileri hedef alan SMO gruplarına yaptırım kararı
Sünni silahlı gruplar arasında Esad karşıtı silahlı yapılar olan Ceyş’ul İslam, Ceyş’ul Ahrar ve Ceyş’ul İzze yer alıyor. Reuters, bu grupların en az dört farklı bölgede bulunarak yaklaşık 350 kişinin ölümüne sebep olduğunu tespit etti.
2013 yılında Ceyş’ul İslam, çok sayıda Alevi erkek ve kadını esir alarak, Şam’daki Suriye-Rusya hava saldırılarından korunmak için büyük metal kafeslere koyarak canlı kalkan olarak kullandı. Grup, kaybedilen bazı önde gelen aktivistlerin akıbetinden de sorumlu tutuluyor.
Yabancı savaşçılar ve silahlı Sünni siviller
Bu gruplar arasında Türkistan İslam Partisi, Özbekler, Çeçenler ve bazı Arap militanlar bulunuyor. Reuters, bu savaşçıların faaliyet gösterdiği altı ayrı bölgede yaklaşık 500 kişinin öldürüldüğünü belirledi.
Reuters, bazı Sünni sivillerin komşu Alevi köylerine ve mahallelerine saldırdığını; bu intikam saldırılarının en yoğun yaşandığı iki bölgenin Arza köyü ile Baniyas kenti olduğunu belirledi. Bu iki bölgede toplam 300 Alevi sivilin öldürüldüğü kaydedildi.

Suriye’de Alevilere yönelik saldırılar
(VC)










