Suriye’de 8 Aralık 2024’te Esad ailesinin 53 yıllık yönetimi ve Baas Partisi’nin 61 yıllık hâkimiyetinin sona ermesinin ardından, Alevilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde sivillere yönelik saldırılar ve cinayetler artış gösterdi.
Ülke nüfusunun %10-13’ünü (yaklaşık 2 ila 3 milyon kişiyi) oluşturan Aleviler, ülkenin batısında “sahil bölgesi” olarak bilinen Lazkiye ve Tartus vilayetlerinde yoğun olarak yaşıyor. Ayrıca, Humus ve Hama vilayetleri ile başkent Şam’ın bazı bölgeleri de önemli Alevi nüfusuna ev sahipliği yapıyor.
Artan saldırılar ve HTŞ öncülüğünde başlatılan “güvenlik operasyonları,” bölge halkının güvenliği üzerinde ciddi bir tehdit oluştururken, Alevi toplumu, bu saldırıların durdurulması ve bölgedeki güvenliğin sağlanması için yetkililere acil çağrıda bulunuyor.
Son olarak, Suriye’de yeni yönetime bağlı güvenlik güçleri, Lazkiye kırsalında eski Suriye ordusu unsurları ile 6 Mart’ta yaşanan çatışmaların ardından, bölgede yaşayan Alevilere yönelik etnik temizlik saldırıları ve toplu infazlar başlattı.
Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), 7 Mart’ta güvenlik güçlerinin Lazkiye’nin Ceble ilçesi ve kırsalını ağır topçu ateşiyle hedef aldığını ve saldırılarda helikopterlerin de kullanıldığını belirtti. Ayrıca, hava saldırıları görüntülerle belgelendi.
Suriye Alevi Meclisi ise yaptığı açıklamada, “Daatour, Tartus ve Ceble’deki operasyonların durdurulmasını” istedi ve “sivil yerleşimlerin hava bombardımanına maruz kaldığını” belirterek, halka barışçıl protestolar düzenleme çağrısında bulundu.
Yeni yönetime bağlı güvenlik güçleri ile eski Suriye ordusu unsurları arasındaki çatışmalarda, her iki taraftan toplam 500’den fazla kişi hayatını kaybetti.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi (OHCHR), 11 Mart’ta yaptığı açıklamada, sahil bölgesinde tüm aile fertlerinin katledildiği vakalar bulunduğunu belirtti ve saldırılardan sorumlu olan herkesin adalet önüne çıkarılması çağrısı yaptı.
BM: Suriye’de tüm aile fertlerinin katledildiği vakalar var
Suriyeli insan hakları savunucuları öncülüğünde kurulan İnsan Hakları ve İnsani Takip Komitesi’nin 23 Mart 2025 tarihli raporuna göre, olayların ilk üç günü içerisinde belgelenmiş 25 katliam gerçekleşti ve katledilen 2 bin 246 kişinin kimliği doğrulandı. Ayrıca, sivilleri korumaya çalışırken farklı mezheplere mensup 42 kişinin de öldürüldüğü tespit edildi.
Raporda, bu sayıların nihai olmadığı, belgeleme çalışmalarının devam ettiği vurgulandı. Tanık ifadelerine göre çok sayıda cesedin denize atıldığı ya da toplu mezarlara gömüldüğü belirtildi.
SAHİL KATLİAMININ TANIKLARI ANLATIYOR
Tartus’ta Es-Subuh ailesinden geriye kimse kalmadı
SOHR ise 27 Mart 2025 tarihli raporunda, Lazkiye ve Tartus vilayetleri ile Hama ve Humus kırsalında Alevilere yönelik 62 katliam gerçekleştirildiğini, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu en az 1659 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti. Öldürülenler arasında Alevi olmayan sivillerin de bulunduğunu belirten SOHR, toplu infaz, evlerin yakılması ve zorla göç ettirme olaylarına uluslararası kamuoyunun kayıtsız kaldığını vurguluyor.
“2011’den bu yana en yüksek ölüm oranlarına ulaşıldığını” belirten SOHR, uluslararası topluma acil müdahale çağrısında bulunarak uzman araştırma ekiplerinin bölgeye gönderilmesini talep ederken, Şam yönetiminden de toplu infazları gerçekleştiren güvenlik güçlerinin yargılanmasını ve cezasızlık politikasına son verilmesini istiyor.
SAHİL KATLİAMININ TANIKLARI ANLATIYOR
Lazkiyeli Zeynep: Sadece güvenlik ve huzur içinde yaşamak istiyoruz
(VC)
