Dedim ki yediğim içtiğim bana kalmasın, gördüklerimi de bilahare anlatırım. Zaten bianet’te stajyer olmak konulu önceki yazılar merak edilen soruları bence fazlasıyla cevaplıyor.
Kasıtlı olarak yine hayvanlarla başlayıp hayvanlarla bitireceğim çünkü bianet bana bu imkanı sağladı. Ne yedim ne içtim başlıklı bir yazı yazıp hayvanlardan bahsedersem biri “bari staj yazına şu hayvanları karıştırma”, “ne hayvansever çıktın sen de” der mi diye hiç düşünmedim. Tabaktaki hayvanların haber değeri taşımadığını iddia edecek insanlarla çalışmadım. Diğer medya organlarını şöyle tahayyül ediyorum kafamda çünkü: Bir iki kez hayvan özgürlüğü konusunda haberler yaptığınızda, şefiniz yanınıza gelip “bu kadar yeter, şimdi daha ciddi meseleleri haberleştir bakalım” dermiş gibi.
Yine hayvanları öldürmemekten, sütlerini içmemekten bahsedeceğim çünkü medyadaki hayvan temsiliyetinin çarpıklığıyla böyle başedilebileceğini düşünüyorum. Nasıl ki bir gazetecinin insan hakları, ifade özgürlüğü, kadın haberlerine yoğunlaşması o gazetecinin iş bilmezliği olarak görülemez ise birinin de çıkıp insanlar dışında “başkalarının” haklarını konu edinmeyi seçmesi o kadar tabii bana göre. Bir o kadar da ihtiyaç.
Ancak böyle hayvan özgürlüğü meselesinin diğer “ciddi meselelerin” yanına taşınabileceğini düşünüyorum. Her söze hayvanları katarak, haklar içinde hiyerarşi kurmayarak...
Gelelim stajda ne yedim ne içtim meselesine. Veganken askerlik yapan Oğuz şöyle demişti: “İstanbul’da yaşayıp, vegan olamıyorum çok zor diyene ne anlatabilirim ki ben?”
Bence de İstanbul veganları evine aç yollamaz, birçok alternatif mevcut. bianet ofisi Çukurcuma’da olduğu için ben Taksim’de ya da Cihangir’de bir şekilde doydum. Yine de dışarıda yemek bir mecburiyet değil. İmkan olmasaydı da gider bir sefertası alır öğlen ofiste evden getirdiğim şeyleri yerdim. Çalıştığı yere yakın yiyecek bir şey bulamayan birçok vegan da böyle yapıyor.
bianet’te mesai 08.30’da başlıyor. Kahvaltı yapmadan da işe gelmek istemediğim için önce evde hızlıca bir şeyler yemem gerekiyordu. Her zamanki gibi kahvaltı için çare yulaf oldu. Ben ömrümde yulaf yemeyi seven birini görmedim çünkü insan evladı bunu çok kötü hazırlıyor.
Kahvaltı için yulafı bir daha düşünmeniz için önerim: Şu mereti bitkisel sütle falan denemeyin. Kaynamış suyu yulafı aşacak seviyeye gelene kadar ekleyip ocağa koyun. Orta ateşte, hafiften ezerek üç-beş dakika sürekli karıştırın. Suyu çektiğinde dolapta soğumaya bırakın, bu arada muzdur, efendim işte armuttur, bu meyveleri hazırlayın. Yulaf soğuduktan sonra iki kaşık pekmez ekleyip, meyvelerle birlikte hepsini karıştırın. Bundan sonra katacaklarınız inisiyatifinize kalmış: Badem mi, ceviz mi, ay çekirdeği mi (kavrulmamış olacak hepsi) yoksa kuru kayısı, kuru şeftali, yaban mersini mi olacak siz seçin. Sonra da afiyetle yiyin.
Staj yazımda yulaf tarifi vererek yayınlanmasını daha fazla riske atmadan noktalandırmayı deneyeceğim.
Yulaf ya da vegan peynir, bulgur ya da karabuğday pilavı, yeşil mercimek ya da fasulye; elbet doyacağız. Mesele doyarken birilerinin hayatını mahvedecek miyiz, etmeyecek miyiz? Vegan olduğumda başıma ne gelecek endişesinden ivedilikle kaçmak gerekiyor bence, süper bir beslenme tablosu falan yapmanız gerekmiyor: Kinoasızlıktan ölünmüyor.
Veganizmin uğraştığı en büyük karşı-propaganda bu aslında. Doymazsın, zayıflarsın, eksik yaşar, seks yaparken uyuyakalırsın, diyen bir tüketim sektörü var. Zulümden geçen bir şeyi yemeyi reddettiğinde, işyerine evde yaptığın yemeği getirdiğinde, öğünlerin arasında muz yediğinde kendini garip bir şey yapıyormuş gibi hissetmen gerektiği mesajı veriliyor.
Öyle ki vegan olmanın erkekleri güçsüzleştirdiği ve kadınsılaştırdığı iddia ediliyor. Etleri kemikten sıyıran vahşi ve güçlü bir erkek olmaktan vazgeçip nasıl olur da evde barbunya yapan biri haline gelirsiniz? Nasıl bir gücü reddediyorsunuz, aklınız başında mı? O yüzden de karşı-propaganda diyor ki: “Tofu sizi gey yapar.”
Bir spor kulübünün başkanının “Öleceksek de adam gibi öleceğiz, kadın gibi yaşamayacağız. Bizi kadın gibi yaşatmaya da kimsenin gücü yetmez” beyanlarını işittiğimiz şu günlerde herkesi vegan olmayı seçerek bir dakikalık kadınlaşmaya davet ediyorum.
Özetle, aldığım lisans eğitiminden kaçmaya çalışan biri olarak bianet’te gazeteciliği denediğim günlerde çok iyi beslendim. (AE/YY)