Şarköy'de oğlunu askerde kaybeden aile, öğretmen, ziraat odası başkanı, esnaf ve sanatkarlar odası başkanı ve Demokrat Parti ilçe başkanı barış sürecine dair ne düşündüklerini bianet'e anlattı.
Süreci farklı nedenlerle desteklemeyenler bile 30 yıldır süren savaşın artık sona ererek ölümlerin önüne geçilmesini istiyor ve iki "kardeş" halkın zaten yıllardır iç içe yaşadığını söylüyor.
"Oğlum patika nedir bilmezdi"
Nursel Öztürk (Oğlu Emrah Öztürk’ü 2006'da Siirt Eruh kırsalında çıkan çatışmada kaybetti): Kimsenin kanı akmasın, anneler yanmasın, yavrular gençliğini yaşasın istiyorum. Ama hükümetin başlattığı bu süreci desteklemiyorum. Oğlum henüz 3-4 aylık askerken savaşa gönderildi. Beni arar “anne patika nedir” burada öğrendim derdi. Yavrum patikalarda hayatını kaybetti, kimse ağlamasın başka bir şey demiyorum.
İsmet Öztürk: (Emrah Öztürk'ün Babası): Bu akan kanın önüne geçilsin. Abdullah Öcalan’ı salıverince her şey düzelecek mi? Bizim çocuklar niçin gitti? Şu anda yapılanı hükümetin yanlışlığı olarak görüyorum. Ben hala oğlumun şehit düşmesinin acısını üzerimden atamadım, topluma bile doğru dürüst giremiyorum. İki kardeşten biri asker, diğeri dağda birbirlerini vuruyorlar.
"Destek veren herkesi kucaklıyorum"
Ferhan Sadunoğlu (Emekli Öğretmen): Barış sürecini önemsiyor ve destekliyorum. Çünkü eğitimcilerin görevi dünya barışı için çaba sarfetmektir. Ülkemizde 30-40 yıldır anlamsız bir husumet yaratılıyor. Herkesin kültürü, dili kendisini bağlar. Türkiye Cumhuriyet vatandaşı bilincinde olunduktan sonra, barışın desteklenmemesini, buna karşı çıkılmasını mantıklı bulmuyorum. İnşallah bu barış süreci olumlu sona erer, ülkenin her tarafı huzurlu ve yaşanılır bir yer haline gelir.
Türk de, Kürt de, Laz da kardeşimizdir. Aynı savaşlarda omuz omuza savaşmış insanlarız, bu vatan hepimize yetiyor. Suni, şoven ayrımcılıklarla, hiç kimsenin insanlarımızı ayırmaya gücü yetmedi, yetmeyecek. Buna destek ve omuz veren herkesi kutluyor, kucaklıyorum.
"Ne açılım, ne Türk Kürt kavgası"
Ömer Düzgen (Şarköy Ziraat Odası Başkanı): Açılım dedikleri ülkeyi bölmek, Güneydoğu'da Kürt Devleti kurmaktır. Açılım denilerek millet kandırılmaya çalışılıyor. Dün "PKK ile kucaklaşan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırayım" dedin. Bugün, üç tane milletvekilini İmralı’ya gönderdin. Ülke genelinde 40 bin, ilçemde 13 şehit var. Bu insanlar davul zurna ile askere gitti, tabutları törenle geldi; kanları ne olacak. Bundan sonra insanlar çocuklarını askere gönderecekler mi, ben inanmıyorum.
Türkiye’de ülkesini, bayrağını seven, Milli Misak-i sınırlarını düşünen insanlar ne açılım istiyor, ne Türk-Kürt kavgası istiyor. Bugüne kadar bir ayrımcılık oldu mu? İlçemize, Doğu'dan, Güneydoğu'dan gelmiş binlerce insan var, burada iş sahibi olmuş, kız alıp vermişiz, içli dışlı olmuşuz. İmralı’da bu süreç için başkanlık koltuğunun pazarlığı yapılıyor. Bir koltuk için çiftçiyi, üreticiyi perişan edersen, insanları Kürt-Türk kavgasına sürüklersen yazıklar olsun sana deriz.
"Gerekirse 30 yılımıza beraber ağlarız"
İsmail Subaşı (Demokrat Parti Şarköy İlçe Başkanı): Bu topraklarda, biz sadece Kürtlerle değil, diğer Müslüman unsurlar ve azınlıklarla beraber yaşamış bir medeniyetten geliyoruz. Ülkenin barışa ve huzura ihtiyacı var. Hükümetin şu anki barış süreci her türlü cinliklere rağmen olumlu bakıyorum. Teröre ayrılan paralarla biz şimdiye kadar belki on tane GAP yapardık. Fert başına düşen gelir kağıt üzerinde değil de, gerçekten yüksek olurdu.
Öte yandan şehit annelerini, bu uğurda kolunu, bacağını kaybeden gazileri düşünerek onları rencide etmeden barış olmalı. Barış, barış diyerek şov yapanlara meydan kalırsa, batı bölgelerindeki insanlar bu süreçte kalben yer almaz. Kalben kazanılamayan hiçbir girişimin de başarıya ulaşma şansı olamaz. Gerekiyorsa kaçan 30 yılımıza beraber ağlamamız lazım. Ölen şehitlerimize, PKK’lı olup da ölen çocukların ailelerine böyle bakılabilir. Empati yapmamız lazım.
"Kan durmalı ama pazarlığa hayır"
Orhan Yavuz (Şarköy Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı): Başlatılan sürecin, AKP’nin, Başbakan'ın oy derdiyle alakalı olduğunu düşünüyorum. Bu akan kanın, terörün durmasını hepimiz isteriz. İlçemizde AKP’liler bu sürece destek verir gibi görünürken, CHP’liler karşı çıkıyorlar. Ortada kalan kısım ise Apo ile pazarlık yapılmasına karşılar. Kanın durması gerektiği konuşuluyor ama bu şekildeki pazarlığa karşılar. (YÖ/NV)