Kimseye bir şey yapmış, herhangi bir “suç” işlemiş değilsin aslında. AKP-MHP iktidarının hedefinde olman, seni yaşam alanlarından koparıp başka bir yerde yaşaman için “sürgün etme” maliyetini dâhi göze alamamak değil, çocukların senden korkması vb. değil seni öldürmek istemesinin nedeni. Temel neden; iktidarını korumak. Onun için de ilk adım olarak gündemi değiştirmek, senin de dostun muhalefeti olabildiğince başka konularla meşgul etmek istiyor. Lütfen yanlış anlama, senin varlığın da yaşamın da önemli bizim için. Biz yalnızca iktidarın niyetinin ne olduğunu doğru açıklamak istiyoruz.
İktidar, zor durumda. İki nedenle zor durumda. İlki, 31 Mart yerel seçimlerinde aldığı beklemediği kayıplar. Yalnızca belediyeleri kaybetmedi. Parti adına dağıttığı sosyal yardımların, kamuoyunu yönlendiren paralı haber ve reklamların kaynağını da kaybetti. Geniş toplum kesimlerinden “rıza alması”, “yönlendirmesi”, ülke gündemini “belirleyebilmesi” eskisi kadar kolay olamayacak. İkinci ise toplumsal kaynakların bölüşümünde ortaya çıkan ve her geçen gün daha da derinleşen eşitsizliklere karşı emeklilerde, işçilerde, köylülerde ortaya çıkan ve bir türlü önünü almayı beceremediği tepkiler. Türkiye halklarının küçük bir azınlık dışında neredeyse tümünün yaşamak zorunda bırakıldığı bu durumun yarattığı tasanın ortaklaşmasını, birlikte yol yürümelerini engellemek.
Sen de anlamışsındır artık. Neredeyse tüm kadrosunun hemen her konudaki “cahilliği” bir defa daha seni öldürmek üzere hazırladıkları, kanunlaştırmak istediği metinde de ortaya çıktı. İnsanlara, özgür iradesiyle yaşamına son verme hakkı olarak tanımlayabileceğimiz “ötanazi” hakkını tanımayı reddeden iktidar, sana bu “hakkı” tanımak istiyormuş! İstiyormuş da senin bunu istediğini, özgür iradenle ölümü tercih ettiğini nasıl soracak ve yanıtını nasıl alacak sorusunu yanıtlayamadığı için vazgeçti. Seni öldürmenin adı ötanazi değil de “uyutma” olacakmış. Kabul etmiyoruz. Direneceğiz.
AKP-MHP iktidarı, belediye seçimleri sonrasında yukarıda paylaştığımız durumunu örtbas etmek için önce Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atamayı denedi. Ancak, yalnızca Vanlılar ya da DEM Partililer değil, bütün muhalefet Van’a akın etti, karşı çıktı. Atılan adım, geri çekilmek zorunda bırakıldı. Hemen sonrasında bin bir düzmeceyle Hakkâri Belediyesi’ne kayyım atadı. Halk belediyeye giremesin diye önüne sıra sıra jandarma dizdi. Bunda da tepkiler çığ gibi büyüdü, ülkenin dört bir yanından insanlar yürüyüşe geçti. Hakkari’de buluşturdular. Kumpas daha büyüktü. İktidar geri adım atmamış görünse de ileri adım da atamadı. Şimdilik de olsa yeni kayyımlar atayamadı. Türkiye halkları yeniden ortak gündemine; yoksulluk, adaletsizlik gerçeğine döndü. Tepkilerini ortaklaştırmaya, büyütmeye başladı ki “seni ve arkadaşlarını” katletme girişimleri ve bunu yasal hale getirme planlarıyla ortaya çıktılar. Yeni bir gündem oluşturdular.
Dostum, bizler biliyoruz; 21. yüzyıl faşizminin hüküm sürdüğü ülkelerde iktidarlar otorite kalelerinin duvarında en küçük bir çatlağın bile görünmesine müsaade etmez. Yanlışlarında ısrarcı olmayı tercih eder. Hemen her konuda toplumun farklı görüş ve inançtaki kesimlerinin kamplaşmalarını, kutuplaşmalarını hatta kontrollü bir biçimde çatışmalarını sağlamaya çalışır.
Türkiye’de de benzer durumları yaşıyoruz. Senin bazı arkadaşlarının hatalı davranışlarıyla karşılaşmış insanları kullanıyorlar. Onlara karşı yapılan hataları genellemeye çalışıyor iktidar. Ancak, bu konuda da yeterince başarılı olduğu söylenemez. En sonunda milletin, millet meclisi binasına girmesini engellemek zorunda kaldı. “Vekil” çoğunluğu ile sizleri katletmeyi bir an önce yasalaştırabilmek için.
Sana ve arkadaşlarına sözümüz var; yasanın çıkmasını engelleyemesek de uygulanmasını engelleyeceğiz. Mayıs 2023 ve 31 Mart 2024 seçimlerinde muhalefetin hayata geçirmeye çalıştığı uygulamanın benzerini Fransızlar iki turlu erken seçimlerde hayata geçirdiler ve başarılı da oldular. Biz de başarılı olacağız. Ne sizleri ölüme terk edeceğiz ne bu iktidara boyun edeceğiz ne de daha fazla tahammül edeceğiz. Zamanı geldiğinde; geldiği sandıktan bir daha çıkamamak üzere gidecek…
(OH/VC)