Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları öncülüğündeki Filistinli direniş gruplarının 7 Ekim’de İsrail’e karşı başlattığı ‘Aksa Tufanı’ ile İsrail’in Gazze’ye yönelik ‘Demir Kılıçlar’ operasyonları beşinci gününde devam ederken, ana akım Batı medyasının İsrail yanlısı ve Filistin'deki sivil ölümleri görmezden gelen yayınları da her geçen gün artıyor.
Başta CNN, Sky News, CNBC ve BBC olmak üzere Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İngiltere'nin dünya çapında yayın yapan haber kanallarının karşılıklı bombardıman ve çatışmalarda hayatını kaybeden siviller ve yaşanan hak ihlalleri konularında, açıkça İsrail'den yana bir mağduriyet dili kullanması ve Filistinli direniş gruplarını 'terörize' etmesi, pek çoğunuz için şaşırtıcı gelmeyebilir.
'Tarafsız' gazetecilerin taraflılığı
Ancak "tarafsız ve objektif gazetecilik yapmak" ile övünen söz konusu haber kuruluşlarının bunu adeta "kör kör parmağım gözüne" dercesine yapmaları oldukça trajik.
Gelin, bu 'tarafsız' gazeteciliğin ne denli taraflı olduğuna, söz konusu dört kuruluşun haber programlarına konuk aldıkları Filistin'in Britanya Büyükelçisi Hüsam Zomlot özelinde bakalım.
Hüsam Zomlot, çatışmaların başladığı 7 Ekim'de ABD merkezli CNN'de ünlü sunucu Christiane Amanpour'un konuğu oldu.
İsrailliler 'gerçek' sivil, peki ya Filistinliler?
Amanpour, "Hoşgeldiniz" der demez muzaffer bir edayla parmağını sallaya sallaya Zomlot'a "İlk ve en önemlisi, Hamas'ın İsrail'de gerçek sivillere yaptığını kınıyor musun ve rehineler var..." diye sordu. 'Gerçek' siviller diyerek, bir bakıma Filistinli sivillerin 'gerçek' sivil olmadığını ima ediyor.
Zomlot, ana akım medyanın böylesi 'basmakalıp' sorulardan artık vazgeçmesi gerektiğini söyleyince; Amanpour, bu kez manipüle etme hevesiyle "Sivillerin öldürülmesini destekliyor musun?" sorusunu yöneltti.
Sivil kayıpların tüm taraflarda acı verici olduğunu söyleyen Zomlot, Filistinlerin daha fazla sayıda öldürüldüğüne dikkat çekerek İsrail tarafından 'savaş suçları' işlendiğini hatırlattı: "Daha trajik olan ne? Dünyanın ve uluslararası kamuoyunun yıllardır sürdürdüğü körlük ve sağırlığı..."
Konuşmanın devamında Amanpour'un "Bugün bir savaş var" diyerek araya girmesi üzerine Zomlot, Filistinlilerin bunu her gün yaşadığını, her gün öldürüldüklerini, her gün tutuklandıklarını veya hedef alındıklarını hatırlatarak Filistinlilerin 75 yıldır yaşadığı zulmü anlattı: "Yeter artık. Çözüm, insanların meşru ve doğumdan gelen haklarına ve kendi kaderlerini tayin hakkına saygı göstermektir."
Batı medyasının takıntısı
Zomlot, 8 Ekim'de be sefer İngiltere merkezli Sky News haber kanalına katıldı. Sky News'in sunucusu da "Hamas'ın saldırısını kınıyor musun?" sorusuyla başlamayı yeğledi. Zomlot, kanalın "İsrail kuşatma altında" başlığına dikkat çekerek, yıllardır bunca can kaybı yaşanırken Filistinlilerin "insan-dışılaştırılmasının son bulması" gerektiğini ifade etti.
Sömürgeci ve sömürge gerçekliğinde özsavunma hakkına işaret eden Zomlot, "Bu soruyu sormaktan vazgeçin. Buna göz yummayacağım. İki milyon Filistinli, 16 yıldır Gazze'de rehin tutuluyor. 16 yıldır. Bugüne dek tek bir kez İsrailli bir sözcü ya da yetkiliye bunu kınayıp kınamayacağını sordunuz mu?" diye yanıt verdi.
Zomlot'un İsrail'in Filistinlilere uyguladığı sistematik baskıdan söz etmesi üzerine sunucu kızararak araya girdi: "Şimdi olanlara dönelim."
Zomlot ayrıca, sunucunun en nihayetinde "zamanımız bitti" diyerek bitirmeye çalıştığı programın videosunu "Batılı ana akım medyanın kurbanları suçlama takıntısından bıktık!" notuyla X hesabında paylaştı.
Kibir soslu söylem: 'Fırsat veriyorum'
Filistinli büyükelçi, üçüncü gün (9 Ekim) ise ABD merkezli CNBC haber kanalının konuğu oldu. Programda sivil ölümlerden ve bombardımandan bahseden sunucu, Zomlot'un sözünü defalarca keserek "Size Hamas teröristlerinin yaptıklarını eleştirmek için bir fırsat veriyorum" diyerek bütün bir sorunu yine kınayıp kınamamaya indirgedi.
Zomlot, İsrail'in insanlığa karşı işlediği suçları anlatınca, programdaki bir yorumcu şiddetin çözüm olup olmadığını sordu.
"Elbette çözüm değil. Bu soruyu Netanyahu'ya sorun" diye yanıt veren Zomlot, programın videosunu şu sözlerle paylaştı:
"Aynı, aynı. ABD ana akım medyası suçlama oyununa takmış durumda ve onlarca yıldır özgürlük ve kendi kaderini tayin etme hakları ellerinden alınan işgal altındaki bir halkın temel nedenleriyle uğraşmaktan başka bir şey yapmıyor."
Aynı nakarata BBC de katıldı
Zomlot'a 'kafayı takan' Batılı medya kuruluşlarına İngiltere merkezli BBC de katıldı. Sunucu Lewis Vaughan Jones, "Hamas’ın Cumartesi başlattığı şeyi destekliyor musunuz?" diye sordu. Zomlot, sorunun "yanlış bir soru" olduğunu söyleyince, Jones, "önemli bir soru" dedi.
Zomlot, "Hamas militan bir grup. Siz ise Filistin Yönetimi'nin temsilcisiyle konuşuyorsunuz. Bizim pozisyonumuz açık ve net biliniyor" yanıtını vermesine rağmen, Jones tavrını sürdürmekten imtina etmedi: "Neymiş o pozisyon, Hamas’ı destekliyor musunuz, desteklemiyor musunuz?"
BBC'nin haber dili tepki çekti: Gazze'de 'öldü', İsrail'de 'öldürüldü'
"Konumuz desteklemek ya da desteklememek değil" diyen Zomlot, "Ben Filistin halkını temsil etmek, onların neler çektiğini anlatmak için buradayım. Buraya kimseyi kınamak için gelmedim. İlla ki biri kınanacaksa, bu sizin ‘Ortadoğu’daki tek demokrasi’ olarak adlandırdığınız İsrail’dir" yanıtını verdi.
"Karşılıklı suçlama oyunu oynamayalım. Kurbanı suçlayacak değilim. Asıl tartışmamız gereken bu kısır döngüyü nasıl durduracağımızdır. Bak Lewis, İsrailli yetkililerle kaç kere röportaj yaptınız? Yüzlerce kez. İsrail kaç kere savaş suçu işledi? (...) İsrailli yetkililerle de konuşmaya, önce kendilerini kınamalarını isteyerek mi başlıyorsunuz? Bunu hiç yaptınız mı? Yanıt vereyim, hayır yapmadınız. Neden sorduğun o soruyu yanıtlamayı reddediyorum, biliyor musun Lewis? Çünkü bu sorunun içerdiği ön kabulü reddediyorum."
"Filistinliler öldürüldüğünde çağırdınız mi beni?"
Zomlot'un verdiği ders niteliğindeki yanıtlardan biri diğeri de şöyle: "Bizi buraya sadece İsrailliler öldürüldüğünde çağırıyorsunuz. Son iki ay içinde Batı Şeria’da 200’den fazla Filistinli öldürüldüğünde çağırdınız mi beni? (...) İsraillilerin son 48 saatte yaşadıklarının trajik olduğunu söyleyerek başladık konuşmaya. Filistinliler, bunu son 50 yıldır her gün yaşıyor. Gazze’deki, dünyanın en büyük açık hava hapishanesindeki durumu biliyorsunuz. Orada yaşayan iki milyon insan İsrail tarafından 16 yıldır rehin alınmış durumda. O nedenle Lewis, belki de artık meseleyi bu şekilde çerçevelemeyi, bu tehlikeli söylemi bırakmanın ve insanlara çirkin gerçeği anlatmanın zamanı gelmiştir artık."
Barış ve hak odaklı gazetecilik
Jones'un tüm program boyunca Hamas'ı kınaması ve suçlaması için baskı yaptığı Zomlot, programın videosunu, "Bu nedenle, ana akım medya tarafından on yıllardır tekrarlanan kınama paradigmasını reddediyoruz" notuyla paylaştı.
Bu dört örnek özelinde alenen görebildiğimiz gibi sivil kayıplar ve insan hakları söz konusu olduğunda bile, Batı'nın ana akım medyası, fail veya mağdurun 'rengine' göre bir yaklaşım sergiliyor. Haber dilini bile isteye buna göre kurguluyor.
İşlerine gelmediği zemin ve zamanda, sivil ölümlerden savaş suçlarına kadar en ağır hak ihlalleri olsa bile üç maymunu oynama konforunda kalabiliyorlar.
Barış ve hak odaklı gazetecilik şöyle dursun, savunuculuğunu yaptıklarını iddia ettikleri 'tarafsız' gazeteciliğin en doğal bir gereği olarak sivil ölümler konusunda failin kim olduğuna bakmaksızın gerçekleri göstermeleri ve söylemeleri beklenirdi.
Gelgelelim, ne onların barış diye bir derdi var, ne de yaptıkları gazetecilik barışa hizmet ediyor.
TIKLAYIN - Barış Gazeteciliği El Kitabı
(NT)