Gazze'deki Sağlık Bakanlığı'na göre İsrail güçlerinin abluka altındaki Gazze Şeridi'ne 38 gündür aralıksız bir şekilde sürdürdüğü saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı, bugün itibarıyla 4 bin 500'den fazlası çocuk, 3 binden fazlası kadın olmak üzere 11 bini çoktan aştı.
Filistinli yetkililer, İsrail güçlerinin Gazze'deki Birleşmiş Milletler (BM) okulları ve hastaneler, Cibaliye ve El Meğazi mülteci kampları dahil sivil yerleşim yerlerine yaptığı hava saldırılarında yıkılan binaların enkazı altında neredeyse yarısı çocuk olmak üzere yaklaşık 3 bin kişinin olduğunu tahmin ediyor.
Apartheid rejimi
Yıllardan beridir işgal altındaki Filistin topraklarında apartheid (ırk ayrımı) rejimi uygulayan İsrail, savaşın başladığı 7 Ekim'den bu yana bilfiil terör estiriyor. İsrailli asker ve polisler Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Gazze Şeridi'nde 2 bin 500'den fazla Filistinliyi gözaltına aldı.
Başta yaşam hakkı olmak üzere hak ihlallerinin peyperdey arttığı savaş ortamında, İsrail kolluk güçleri ile Yahudi yerleşimciler gözaltına alınan Filistinlilere adeta göstere göstere kötü muamele, taciz ve işkence yapıyor.
İsrailli yetkililerin soruşturma açmaması üzerine İsrailli asker ve polisler, işkence yaptıkları Filistinlilerin görüntülerini çeşitli sosyal medya platformlarında paylaşmakta artık hiçbir beis görmüyor. Ne de olsa cezasızlık zırhıyla kollanıyorlar.
Gözaltında işkence
Filistinlilere yönelik işkencenin belki de en sarsıcı örneği Batı Şeria'daki Ramallah kenti yakınlarında bulunan Vadi es-Sek köyünde 12 Ekim'de gerçekleşti.
Köydeki üç Filistinlinin anlatımlarına göre, İsrailli askerler ve yerleşimciler, onları kelepçelemiş, dövmüş, soymuş ve fotoğraflarını çekmiş, daha sonra da üzerlerine işemiş ve bedenlerinde sigara söndürmüşlerdi.
Gün boyu süren işkencede bir İsrail askeri, mağdurlardan birinin makatına bir cisim sokmaya çalışmış.
İsrail merkezli Haaretz gazetesine göre aynı işkenceciler, köyde bulunan ve aralarında bir çocuğun da olduğu solcu İsrailli aktivistleri de kelepçeleyerek öldürmekle tehdit etti.
Köydeki işkence olayından bir hafta sonra, İsrail ordusu, Filistinliler ve İsrailli aktivistlerin suç duyurusu üzerine birliğin komutanını görevden aldı ve askerler hakkında soruşturma başlattı. Ancak, genel anlamda soruşturma açılmadığını belirtmekte yarar var.
"Kötülüğün sıradanlaşması"
Sosyal medyada paylaşılan videolarda, İsrail askerleri, Filistinlileri döverken ve küçük düşürürken görülüyor; bu kişilerden bazıları kötü muameleye maruz kaldıktan kısa bir süre sonra serbest bırakılıyor.
Videoların birinde yarıçıplak ve elleri arkadan kelepçeli olan Filistinlilerin gözlerinin de bezlerle kapatıldığı görülüyor. İsrail askerleri ise işkence esnasında şarkılar söyleyerek eğleniyor. Hannah Arendt'in "kötülüğün sıradanlaşması" diye dediği şey tam olarak bu oluyor.
Bir başka videoda İsrail askerleri, elleri arkadan kelepçeli ve gözleri bir bezle bağlanan bir Filistinliye diz çöktürüyor. Hakaret ettikleri Filistinlinin yüzünü tekmeleyen asker, Filistinlinin kafasını arabanın tekerine vuruyor. Bir başka Filistinlinin eline de İsrail bayrağı verilerek işkence yapılıyor.
Bir diğer videoda ise, kimileri yaralı, yarıçıplak ve elleri kablolarla arkalarından bağlı olan Filistinlilerin maruz kaldığı işkence, tüm çıplaklığıyla sergileniyor.
İşkencenin halleri
Yedi İsrail askeri de gözlerini bezle bağladıkları bir Filistinliye İsrail bayrakları önünde işkence yapıyor, hakaret ediyor ve onunla alay ediyor. Yere oturttukları bir Filistinlinin ise gözlerini bağlayıp bacaklarının üzerine İsrail bayrağı bırakıyorlar.
İsrail askerlerinin paylaştığı en çarpıcı videoda ise bazıları tamamen çıplak olan hem ayakları hem de elleri bağlanmış yaklaşık 10 Filistinli görülüyor. İsrail askerleri, vücutlarında işkence izleri görünen Filistinlilerden birinin kafasını ayağıyla basarak ezmeye çalışıyor.
İsrail askerlerinin bu işkenceler esnasında kahkaha attığı duyulurken, yerde sürüklenen Filistinlilerin akıbeti ise bilinmiyor.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (m.5), BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi (m.7), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (m.3), BM İşkenceye Karşı Sözleşme ve Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü (m.7) işkenceyi açıkça yasaklamaktadır.
Buzdağının görünen kısmı
Daha dün maskeli İsrail askerleri, Batı Şeria'da baskın düzenledikleri evde Iyad Banat'a çocuğunun haykırışları arasında işkence ediyor. Askerler silah dipçikleri ve tekmelerle yere yatırdıkları Banat'ı darp ediyor.
Sadece birkaç işkence vakası üzerinden bile başta savaşın sürdüğü Gazze Şeridi ile işgal altındaki Batı Şeria'da işkence ve hak ihlallerininin vardığı boyutu görmek mümkün. Üstelik bunlar sadece İsrail askerlerinin paylaşmayı "tercih" ettikleri. Yani buzdağının görünen kısmı.
Savaşın başlamasıyla birlikte İsrail'in toplu cezalandırmadan tutalım devlet terörüne kadar birçok savaş suçu işlediği herkesin malumu. İsrail kolluk güçleri ve onlardan cesaret alan Yahudi yerleşimcilerin alenen ve hatta sergileyerek yaptığı işkence uygulamalarının son bulması için uluslararası insan hakları kuruluşları ve ilgili yetkililerin bir an önce harekete geçmesi gerekiyor.
Nitekim uluslararası sözleşmeler, işkenceyi mutlak surette yasaklar ve bu yasak uluslararası hukukta hiçbir istisnaya mahal vermeyen “emredici bir kural”dır.
Unutulmamalıdır ki işkence insanlık suçudur.
(NT)