Suriye’nin güneyinde, Dürzi çoğunluklu Süveyda vilayetinde, Dürzi silahlı gruplar ile Bedevi aşiretler arasında başlayan silahlı çatışmalar, yeni yönetime bağlı güçlerin müdahalesiyle tırmanışa geçti.
13 Temmuz Pazar günü başlayan çatışmalarda şimdiye kadar 100’den fazla kişi hayatını kaybetti. Köyler yakıldı ve yağmalandı. Yerel halk büyük panik içinde köylerinden göç etmek zorunda kaldı. Göç edemeyenler ise yardım çağrıları gönderdi.
Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı, güvenliği sağlamak üzere güçlerini bölgeye yönlendirdiğini açıkladı. Fakat sahadan paylaşılan haberlere göre hükümet güçleri, Bedevi aşiretlerin yanında saf tutuyor.
İsrail ise çatışmaları gerekçe göstererek bölgeye hava saldırıları gerçekleştirdi. Suriyeliler, çatışmaların mezhepsel bir savaşa dönüşmesinden kaygı duyuyor.

Fotoğraf: SANA
Çatışmalar nasıl başladı?
Sebze tüccarı Fadlullah Davvara, Şam’dan Süveyda’ya sebze taşırken saldırıya uğradı. Bedevi aşiretlere bağlı silahlı bir grup, otoyolda kurduğu kontrol noktasında Davvara’yı darp etti. İçindeki 5 tonluk sebze ile birlikte arabasını, telefonunu ve 7 milyon Suriye lirasını (yaklaşık 700 dolar) çaldı.
Dürzi silahlı bir grup, Davvara’nın çalınan malını geri vermeleri için, ilgili aşiretten birkaç kişiyi kaçırdı. Aşiret ise buna karşılık Dürzi birkaç kişiyi alıkoydu. İlerleyen saatlerde tüm kaçırılanların serbest bırakılması için iki taraf anlaşma yaptı. Ama iş işten geçmişti.
Bedevilerin Mukavvas Mahallesi’nde başlayan silahlı çatışma, kısa sürede diğer bölgelere yayıldı. Süveyda’yı çeviren Bedevi aşiretlerin köylerinden bitişik Dürzi köylerine havan topları atıldı. İnsansız hava araçları ve ağır silahlı saldırılar yapıldı.
Sosyal medyada Dürzilere karşı aşiretleri desteklemek için seferberlik çağrıları yapıldı. Deyrizor, Rakka ve Heseke gibi, özellikle aşiretlerin yoğunlaştığı farklı illerden binlerce sivil ve militan bölgeye akın etti.
Geçici yönetim güçleri güvenliği sağlamak için bölgeye girdiğini açıkladı. Ama bazı yerel kaynaklar, emniyet güçlerinin Dürzilere karşı Bedevi aşiretleri desteklediğini söylüyor.

Suriye’nin güneyinde gergin bir hafta: Dürziler iki ateş arasında
Dürzi militanlar: Kendimizi savunma hakkımızı kullanıyoruz
"Onurlu Adamlar Hareketi" (Rical el-Karama) isimli Süveydalı yerel militan grubu bir açıklama yaparak olaylardan hükümeti sorumlu tuttu. Hükümetin, mayıs ayında yapılan anlaşmayı uygulamadığını söyledi.
Hareket açıklamasında, "Anlaşmaya göre Şam-Süveyda otoyolu korunması hükümetin sorumluluğundaydı. Ama çetelerin o yolda kurdukları kontrol noktalarında sürekli sivillere saldırdılar ve mallarını çaldılar" dedi. Hareket ayrıca, hükümetin güvenliği kasıtlı olarak sağlamadığını ve durumları bu noktaya ittiğini söyledi. "Fitneyi reddediyoruz. Sivil barışı istiyoruz ama kendimizi savunma hakkımız var" diye ekledi.
Hareket, 2013’te Süveyda’da kurulan militan bir grup. Devrik Esad rejimi ve radikal selefi gruplara karşı şehri korumak için kuruldu. Sayılarıyla alakalı net bilgi olmasa da, şehirde geniş bir destek kitlesine sahip olduğu biliniyor.
Bedevi aşiretler ise zaman içinde bölgeye yerleşip çiftçiliğe yöneldi ve yerel halklarla iç içe yaşamaya başladı. Ara sıra gerginlikler yaşansa da Dürzilerle ve diğer kesimlerle köklü ekonomik ve sosyal ilişkiler kurdular.
Süveyda’daki Bedevilerin sayısı 10 bin olarak tahmin ediliyor. İçlerinden bazı silahlı gruplar, Esad döneminde uyuşturucu kaçakçılığı yapan gruplar arasında yer aldı.

Saldırılarda yağmalanıp yakılan bir dükkan. Kaynak: Suwyda24
Silah teslimi mi, yoksa güvenliği sağlamak mı önce gelir?
Süveyda'daki çatışmalar, ülkedeki tüm silahların sadece devletin elinde toplanması gerektiği tartışmasını tekrardan başlattı. Hükümets yakın gruplar, Dürziler ve Kürtler dahil herkesin silahlarını devlete teslim etmeleri gerektiğini savunuyorlar. Onlara göre aksi takdirde güvenliği sağlamak mümkün değil.
Karşı taraf ise yeni yönetimin aylar boyunca sivillerin güvenini sağlamadığını vurguluyorlar. Yönetimin ayrıca, ayrımcı ve seçici davrandığını savunuyorlar. Onlara göre yönetim, kendisine yakın grupların elindeki silahlara göz yumarken, diğer gruplara silahını teslim etmeleri için baskı yapıyor.

Yönetim güçleri Suriyeli Lider Sultan Başa El-Atraş fotoğrafına basarken. Kaynak: sosyal medya
İçişleri Bakanlığı "güvenliği sağlamak için" girdiği bölgede neyi sağladı?
Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı güçlerini bölgeye gönderdi. İlgili bakanlıklar, şehre "güvenliği sağlamak için ve devletin üstünlüğünü dayatmak için" girdiğini açıkladı.
Ama yerel kaynaklar ve farklı muhabirler, bölgeye giren asker ve emniyet güçlerinin taraflı davrandığını vurguluyorlar. Bedevi aşiretlerin güçleri, hükümetin güçleri ve seferberlik çağrılarıyla bölgeye akan silahlı sivillerin ilerlemesiyle korku dolu anlar paylaşılıyor. Yüzlerce kişi öldürüldü. Evler ve iş yerleri yağmalandı ve yakıldı. Binlerce aile köylerinden kaçtı. Kaçamayanlar ise yardım çığlıklarını atıyor.
Yazar Fadi Azzam, Taara köyüne giren emniyet güçlerinin, aşiretlerle beraber sivillere saldırdığını ve evlerini yağmalayıp yaktıklarını söyledi.
Süveydalı sanatçı Mais Harb, köy halkının kaçmak zorunda kaldığını, evleri korumak için erkeklerin köyde kaldıklarını söyledi. Harb "gençlerimizin hayatı tehlikede, evlerimiz ve mallarımız yağmalanıyor" dedi.
Süveyda’da yaşayan aktivist Kinan Khaddaj, şehrin farklı noktalarına giren silahlı grupların terör estirdiğini söyledi. Khaddaj bir televizyon kanalına konuşmasında, "Emniyet güçleri iddia ettiği gibi güvenliği sağlamak için gelmişse, bu ihlallere müsaade etmemeliydi" dedi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Müdürü Rami Abdurrahman, yapılan seferberlik çağrılarını kınadı; "Bu yaklaşım bir devletin yaklaşımı olamaz. Bu bir çete yaklaşımıdır" dedi

Kanaat önderleri ve dini liderler ortak açıklama yaptı. Kaynak: Suwayda24
Sahadaki son durum ne?
Bugün 15 Temmuz sabahı, yerel kanaat önderlerin ve dini liderlerin ortak bir açıklama yaptı. Hükümetle yürüttükleri görüşmeler sonucunda, "fitneyi engellemek ve güvenliği sağlamak için" hükümetin güçlerini şehre girmelerini desteklediklerini söylediler. İlgili tarafların ortak bir anlaşamaya varmalarına kadar ateşkes yapılması için çağrı yaptılar.
Fakat ilerleyen saatlerde emniyet güçlerinin girdiği köylerden gelen ihlallerin haberleri ile birlikte, Dürzi Ruhani Lideri Hikmet El-Hacari, yönetimin verdiği sözleri tutmadığını söyledi. El-Hacari "Açıklama yapmamıza rağmen yönetim güçleri sivilleri saldırmaya devam etti" dedi. El-Hacari olayları bir soykırım olarak niteledi.
Öte yandan, Savunma Bakanlığı şehirde ateşkesi ilan etti. Askeri güçlerin bölgeyi emniyet güçlerine teslim ederek şehirden geri çekileceğini açıkladı.
Gazeteci Diyaa Sahnawi, geçici yönetim güçlerinin Süveyda’ya girmesi için ABD, İsrail ve Suriye yönetimi arasında üçlü bir anlaşma olduğunu söyledi. Sahnawi, "Zira bu denli büyük bir askeri operasyonu gerektiren hiçbir durum yoktu" dedi ve ekledi: "Süveyda dosyasının üzücü sonu bu şekilde gelmiş oldu."
Operasyon esnasında İsrail savaş uçakları, Suriye hükümet güçlerine hava saldırısı düzenledi. İsrail Güvenlik Bakanı İtamar Ben-Gvir, saldırının, Dürzileri hedef alan Suriye yönetimine "açık bir mesaj" olduğunu söyledi.
Suriyeli gazeteci Sarkis Kassargian'a göre, İsrail saldırılarının asıl amacı, İsrailli Dürzileri sakinleştirmek. Suriye geçici yönetiminin İsrail’den onay almadan Süveyda’ya giremeyeceğini belirten Kassargian, yaşananları, "Suriye-İsrail anlaşması yolunda bir ilk adım" olarak niteledi.
(ANB/HA)
















