Metin Cihan hiçbir kuruma ya da kişiye bağlı olmadan araştırmalarını X’ten yayınlayan bir isim. Çoğu kişiye göre araştırmacı gazeteci. Kendisine göre sosyal medya habercisi.
Almanya’ya iltica etmesine rağmen başını hakkında açılan soruşturma ve davalardan kaldıramıyor. Profesyonel olmadığını her fırsatta söyleyen Cihan’a son açılan soruşturma da Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ailesinin şikayeti üzerine geldi.
Gerekçe Cihan’ın, Erdoğan’ın İsrail’in Filistin katliamlarını kınarken oğlu Burak Erdoğan’ın şirketine ait geminin İsrail’den yükleme yaptığını iddia etmesiydi. Soruşturma şimdilik davaya döner mi bilinmez ama Metin Cihan’la üstünde çalıştığı İsrail dosyasını konuştuk:
"Savaşın başından beri yüzlerce gemi sevkiyat yapıldı"
Filistin gündeminde Türkiye’den İsrail’le ticarete devam eden şirketleri haberleştiriyorsun… Nasıl başladın buna?
Bir gece uyandığımda, sosyal medyadan haberlere baktığımda, Gazze'den katliam görüntüleri vardı. Hiçbir şey yapamıyoruz diye düşündüm. Boykot gibi girişimlere saygı duyuyorum ama İsrail'i etkilemediği belliydi. Bu sırada bir HÜDA PAR milletvekilinin gönderisine denk geldim. Kocaeli'nden kalkan bir tankerin İsrail'deki jetlere yakıt taşıdığını iddia ediyordu.
Önce İsrail'in Türkiye’den petrol sevkiyatına ihtiyacı olup olmadığı düşündüm. Araştırınca bilmediğim bir şey öğrendim. İsrail petrolde tamamen dışa bağımlıymış. Azerbaycan başta olmak üzere birçok ülkeden petrol ithal ediyormuş. Bu sevkiyat da Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı üzerinden, yani en son Türkiye'den gerçekleşiyormuş.
Türkiye İsrail’e karşı açıklama yapıyordu ama bu konuda hiçbir yaptırım uygulamıyordu. Türkiye’den İsrail’e petrol sevkiyatı yapan tankerleri Marinetraffic'ten takip edebileceğimi düşündüm. Türkiye'nin limanlarından kalkıp İsrail limanlarına varan gemileri sorguladığımda, sadece petrol değil, koca bir ticaretin her şey normalmiş gibi devam ettiğini gördüm.
Savaşın başından beri yüzlerce gemi sevkiyat yapılmıştı ve yapılmaya devam ediliyordu. Sonrasında araştırmamı derinleştirerek devam ettim.
"İsrail ile ticaret aksamadan devam ediyor"
Peki şu ana kadar İsrail'le karşı açıklama yapan ya da siyasi görüşü nedeniyle İsrail'in karşısında yer alması beklenen ama diğer yandan da İsrail ile ticarete devam eden kimleri açığa çıkardınız?
Önce AKP’nin eski Hatay İl Başkanı ve Milletvekili Adayı İbrahim Güler'in şirketine ait geminin düzenli sevkiyat yaptığını tespit ettim. İsmail Güler gemiyi birkaç ay önce sattığını ancak bu satışın henüz resmi kayıtlara geçmediğini iddia etti.
Sonra BBP Kurucu Yöneticisi Mustafa Semerci'ye ait Pamukkale Kablo'nun İsrail'e kablo tedarik ettiğini tespit ettim. Bu haber BBP içinden de doğrulandı. Kocaeli İl Başkanı Kaan Şengil bu ticaretten ben haber paylaşana kadar haberdar olmadığını ve parti içerisinde buna tepki göstereceğini açıkladı. Ama Mustafa Semerci’den herhangi bir açıklama gelmedi.
Sonra da Burak Erdoğan'ın ortağı Mert Çetinkaya'nın sevkiyat yaptığını tespit ettim. Tüm kaynaklarımı ve tespit etme yöntemimi de paylaştım. Yalanlanması mümkün değildi ve yalanlanmadı. Manta Denizcilik İsrail ile ticaretin devam ettiğini, savaştan önce sözleşme yapıldığı için bu konuda bir şey yapamayacaklarını açıkladı.
Yine İslami ‘hassasiyetleri’ ile bilinen Eren Holding'in düzenli olarak çimento sevkiyatı yaptığını belirledim.
Bunun dışında Limak Holding'e ait İskenderun Limanı’ndan, 8 Ekim'den itibaren 78 geminin İsrail’e sevkiyat yaptığını ve yaklaşık 655 bin ton yük taşındığını tespit ettim. Bu rakamlar üç gün öncesine ait.
Sadece bunlar değil tabii ki. İsrail ile ticaret aksamadan devam ediyor. Sabancı grubuna bağlı Ambarlı Akçansa Limanı’ndan da düzenli sevkiyat yapılıyor. Kalkavan Grubu’nun gemileri düzenli sevkiyatı sürdürüyor. Arkas'ın gemileri de düzenli sevkiyat yapıyor.
"Yoksullar birbirine düşürülürken zenginler daha da zenginleşiyor"
Türkiye'de İsrail’le ticaret yapan binlerce kişi ve şirket vardır herhalde. Neden sadece iktidara yakın olanlar diye sorayım o zaman?
Bence bütün sermaye grupları iktidara yakın. Bütün gemileri açıkladım. İstisnasız tüm firmaları ve tüm sevkiyatı bir CSV dosyası olarak herkese açık ve indirilebilir şekilde paylaştım. Tabii ki iktidara yakın olan ya da bir yandan Filistin'e dua gönderirken bir yandan İsrail'e mal gönderen isimler ve şirketler daha çok dikkat çekiyor, daha çok konuşuluyor. Benim için de öyle.
Yani iktidara yakın olup diğer yandan İsrail’le ticarete devam eden şirketlerin halkı yanılttığını ve kandırdığını mı söylüyorsun?
Şüphesiz... Zaten bence bu ticaret devam etsin diye Starbucks'ta kahve içenlere saldırı düzenlettiler. Burger King işçisinin bıçaklanması da böyle oldu. Yoksullar birbirine düşürülürken zenginler daha da zenginleşmeye devam etti.
Bu araştırmaların için tehdit ediliyor musun peki?
Hayır.
Nefret söylemine maruz kalıyor musun diye sorayım o zaman?
Çok değil. Sanırım biraz da pek umursamadığım için fark etmiyorum. Genellikle Fahrettin Altun'a bağlı trol ekibinin organize girişimleriyle karşılaşıyorum ama açıkçası pek de etkilenmiyorum.
Hakkında açılmış 8 dava var
Hakkında şu ana kadar pek çok dava açıldığını biliyorum ama tam sayıyı bilmiyorum. Ne kadar davan var?
E-Devlet’e baktığımda Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA), Manisa Belediye Başkanı Cengiz Ergün, Hazine ve Maliye eski Bakanı Nureddin Nebati, AKP Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Erdoğan’ın damadı ve eski bakan Berat Albayrak ile Gülistan Doku'nun kaybolmasında baş şüpheli olan Zeinal Abakarov’un şikayetiyle açılan 7 dava olduğunu görüyorum. Davaların tamamı haber niteliğindeki twitlerimle ilgili.
Bir de 2015'te Antalya'da G20 zirvesi protestolarında muhabirlik yaparken gözaltına alınmıştım. Onun davası sürüyor.
Sürgünde bir gazetecisin. Çok geniş bir yorum olacak belki ama sürgünde olmak nasıl hissettiriyor?
Sürgünde olmak elbette kötü hissettiriyor. Çok kötü. Türkiye'de olsaydım belki de bu sabaha gözaltına alındığım haberiyle uyanacaktık. Hatta muhtemelen zaten hapiste olacaktım. Bu haberi araştırma ve sunma imkanım olmayacaktı. Yalnızca bu kısım sürgünde olmanın hafifletici bir hissi sayılabilir. Ülkemden uzakta yaşamak zorundayım, az da olsa adalet mekanizması işleyene kadar dönemeyeceğim, ama en azından hâlâ haber yapabiliyorum.
"Geçinemiyorum, sadece idare ediyorum"
Hiç, bir mecraya çalıştığını görmedim. Araştırmalarını X’ten yayımlayan sürgündeki bir kişi olarak geçimini nasıl sağlıyorsun?
Evet, hiçbir mecraya çalışmıyorum ve geçinemiyorum. Patreon ve Kreosus üzerinden aldığım bağışlar var, idare etmemi sağlıyor.
Son olarak da gazetecilik yapmadaki motivasyonunu sormak istiyorum…
Siyasi erk ve servet sahibi insanların örtbas ettiği suçlarını açığa çıkarmaya dair bir motivasyonum var. Bu motivasyonun kaynağını tam olarak tarif edemem. Başka bir şey yapamadığım için olabilir.
2023 Filistin-İsrail Savaşı
(HA)