Fotoğraf: bianet arşivinden
Bayrampaşa Cezaevine 19 Aralık 2000’de “Tufan” planı kapsamında düzenlenen Hayata Dönüş Operasyonu’yla ilgili davanın 45. duruşması bugün Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mahkeme ara kararında, mağdur avukatlarının talebini kabul ederek “Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliğine müzekkere yazılarak Kasım 1999 ile 19 Aralık 2000 tarihleri arasında dava konusu cezaevi ile ilgili herhangi bir karar alınıp alınmadığının sorulmasına, varsa gönderilmesinin istenmesine” hükmetti.
“Tanık değil, sanık olmalıydı”
Operasyondan 21 yıl sonra bir mahkeme ilk kez müdahil avukatların talebini kabul etmiş ve dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan ile Ceza ve Tevkifevleri Müdürü Ali Suat Ertosun’un duruşmada tanık olarak dinlenmesine hükmetmişti. Ertosun bugün SEGBİS’le bağlanarak ifade verdi.
Ertosun, Hayata Dönüş’ün sadece bir cezaevi operasyonu değil, “yeniden yapılanma ve cezaevi reformu olduğunu” söyledi.
Operasyonu halen savunan Ertosun’un beyanını bianet’e yorumlayan mağdur avukatı Güçlü Sevimli, Ertosun’un tanık değil, sanık olması gerektiğini ifade etti.
“Hukuki sorumluluktan kaçınmaya çalıştı”
Avukat Sevimli, mahkemenin, Ertosun’un bugünkü beyanlarıyla, kendi hukuki sorumluluğunu, dosyadaki tüm belge ve tanık beyanlarıyla sabit olmasına rağmen inkar etmeye çalıştığını söyledi:
“Daha önce ifade vermiş olan Ali Aydın, Ertosun’un, operasyonun kararının alındığı toplantıya katıldığını söylemişti. Ertosun katıldığını reddetti. Kendi hukuki sorumluluğunun ortaya çıkmaması için gerçeğe aykırı bir tanık ifadesi verdi. Sorularımıza kaçamak yanıt verdi.
“Ayrıca bugünkü ifadesinde F Tipi Cezaevlerini övdü. Beyanlarında Hayata Dönüş Operasyonu’nu savunup gerekli olduğunu söyleyerek net şekilde yapılan katliamın da arkasında durmuş oldu.
“Ertosun, bu operasyondaki en önemli kişilerden biriydi. 2004 yılında kendisine Devlet Üstün Hizmet Madalyası verilmesinin sebebi de bu operasyondu. Tanık değil de sanık olmalıydı.”
Ertosun’un yazılı beyanında ne var?
Avukat Güçlü Sevimli, mahkemenin, Ertosun’un yazılı beyanını da dosyaya celbini istediğini belirtti:
“Ertosun Ankara’dan SEGBİS’ten bağlandı ve ifadesini kağıttan okumaya başladı, operasyonun gerekli olduğunu anlattı. Müdahale ettik, sanık olmadığını, savunma yapmadığını ve beyanını nottan okuyamayacağını söyledik. Görgülerini anlatıp sorularımızı yanıtlamak üzere burada olduğunu hatırlattık. Yazdığı kağıdın da dosyaya celbini istedik. Ertosun’un beyanı bitince mahkeme, elindeki notları mahkeme kalemine vermesini istedi.”
Tantan “kişiye özel duruşma” istedi
Bugün tanık olarak çağrılan ikinci isim, dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’dı.
Mahkeme duruşmaya başlarken, davet gönderilen Tantan’ın avukatının, “müvekkilinin söyleyecekleri devlet sırrı niteliğinde olduğundan CMK’nın 47/2. maddesi uyarınca ayrıca açılacak bir celsede dinlenmesi” yönünde talepte bulunduğunu açıkladı.
Mahkeme bugünkü ara kararında bu talebi reddederek Tantan’ın gelecek duruşma SEGBİS ile dinlenmesi için hazır edilmesine hükmetti.
Avukat Sevimli, Tantan’ın dilekçesinin usule aykırı olduğunu belirtti: “Tantan’ın bu dilekçeyi verdirerek sorulardan kaçmaya çalıştığını anlıyoruz. Ali Aydın gibi avukatların olmadığı gizli oturumda ifade vermek istemesinin sebebi sorularımızla karşılaşmamak. Neyse ki mahkeme talebini dikkate almadı.”
Ertosun: MGK karar verdi, İçişleri ve Jandarma yaptı
Ali Suat Ertosun bugünkü duruşmada, Hayata Dönüş Operasyonu’nun “elzem olduğunu, cezaevlerinde devlet hakimiyetinin kalmamış olduğunu” söyledi.
Beyanında, operasyonu yapanın Adalet Bakanlığı ve Ceza ve Tevkifevleri Müdürlüğü değil, İçişleri Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı olduğunu söyledi. Ertosun, kendilerinin operasyonel gücünün olmadığını, operasyonu planlayan ve icra edenin bu iki kurum olduğunu, ğlan ve yetkinin İçişleri Bakanlığına ait olduğunu belirtti.
Ertosun, operasyonun MGK’da konuşulduğunu da ekledi.
Dönemin Jandarma Genel Komutanlığı Asayiş Daire Başkanı Ali Aydın, Ertosun’un da kriz merkezindeki operasyon planlama toplantısına katıldığını söylemişti. Ertosun bu beyanın doğru olmadığını, karar mekanizmasında yer almadığını ileri sürdü.
Ertosun özetle şu ifadeyi verdi:
“Operasyonu yapan İçişleri Bakanlığıdır, Jandarma Genel Komutanlığıdır. Bu konu MGK’da görüşüldü. Bakanlıklar ayrı toplantılar yaptı. O zaman Adalet Bakanlığı’nda, İçişleri Bakanlığında toplantılar yapıldı. Sağlık bakanlığı temsilcileri katıldı.
“İçişleri Bakanlığı ve Jandarma yaptı operasyonu. Dikkat ederseniz PKK geri çekildi o dönemde ama bunlar direndi.
“Operasyon sonrasında ben kriz merkezinde bulundum. Gelen raporları aldım. Kriz merkezinde başka kimler vardı hatırlamıyorum.
“Operasyondan uzun bir süre önce yapılan MGK’da operasyon tavsiyesi verildi. Savcıların arama yapamıyoruz başvuruları MGK’dan sonra geldi.”
Bir sonraki duruşma 15 Eylül 2022’de görülecek. (AS)