“Türkiye, insan hakları savunucuları, gazeteciler, avukatlar, Kürt aktivistler, çevre savunucuları, akademisyenler ve sivil toplumun tüm üyeleri ve örgütleri için hukuken ve uygulamada güvenli ve elverişli bir ortam sağlamalı.”
“İfade özgürlüğünü haksız yere kısıtlayan mevzuatı gözden geçirmeli ve değiştirmeli ve internet sitelerinin, iletişim platformlarının ve çevrimiçi kaynakların engellenmesine ve internetin kapatılmasına son vermeli.”
“Eleştirel görüşlere sahip medya kuruluşlarının ve gazetecilerin, gereksiz kontrol veya müdahale olmaksızın ve ifade özgürlüğü haklarını kullandıkları için cezalandırılma korkusu olmaksızın özgürce faaliyet gösterebilmelerini, hukuken ve uygulamada güvence altına almalı.”
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komitesi’nin 142. oturumu, 14 Ekim - 8 Kasım’da Cenevre’de düzenlendi. Bu oturumda Komite, Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi (ICCPR) kapsamında, Ekvador, Fransa, Yunanistan, İzlanda, Pakistan ve Türkiye’yi inceledi.
Cenevre’de yapılan toplantıda, 23 ve 24 Ekim’de düzenlenen oturumlarda, Türkiye’nin, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’ndeki yükümlülükleri değerlendirildi.
BM Komitesi, Türkiye’deki hak ihlallerini sordu
TÜRKİYE’DEKİ HAK İHLALLERİ BM KOMİTESİ’NDE
BM Komitesi: AYM kararı neden uygulanmıyor?
Komite, toplantıların ardından Türkiye ile ilgili hazırladığı sonuç gözlemlerini internet sitesinden paylaştı.
Sonuç gözlem raporunda, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, “terörle mücadele” mevzuatı, olağanüstü hal, ayrımcılık, erkek şiddeti, yolsuzlukla mücadele, zorla kaybetmeler, işkence ve kötü muamele, kişi özgürlüğü ve güvenliği, insan ticareti, seyahat özgürlüğü, mülteci ve sığınmacılara yönelik uygulamalar, ifade ve inanç özgürlüğü, insan hakları savunucuları, barışçıl toplantı ve örgütlenme hakkı başlıklarında tespit ve önerilerini sıraladı.
BM Komitesi'nden Türkiye'ye: "Terörizmin yasal tanımı netleştirilmeli"
Komite’nin önerileri şöyle:
Ayrımcılık
Taraf devlet (Türkiye) hem kamu hem de özel sektörde ve Sözleşme kapsamında yasaklanan tüm temellerde kesişimsel, doğrudan ve dolaylı ayrımcılık da dahil olmak üzere ayrımcılığı yasaklayan kapsamlı bir mevzuat kabul etmeli; mevzuatın etkili bir şekilde uygulanmasını ve mağdurların etkili ve uygun çözüm yollarına erişimini sağlamalı.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılığı ele alabilmesini sağlayacak şekilde değiştirilmeli.
Türkiye, tüm ayrımcılık, nefret söylemi ve nefret suçu eylemlerinin derhal ve etkili bir şekilde soruşturulmasını, faillerin adalete teslim edilmesini ve suçlu bulunmaları halinde uygun yaptırımlarla cezalandırılmasını ve mağdurlara yeterli hukuk yollarının sağlanmasını temin etmeli.
Olağanüstü hal
Taraf devlet, olağanüstü hal bağlamında insan haklarını kısıtlayan her türlü tedbirin istisnai, geçici, ayrımcı olmayan, orantılı ve kesinlikle gerekli olduğunu ve bağımsız yargı denetimine tabi olduğunu garanti etmeli.
Olağanüstü hal sırasında işlenen insan hakları ihlallerine ilişkin tüm iddiaların derhal, bağımsız, tarafsız ve etkili bir şekilde soruşturulmasını, sorumluların usulüne uygun olarak yargılanmasını ve cezalandırılmasını ve mağdurların tam tazminat almasını sağlamalı.
“Terörle mücadele” önlemleri
Taraf devlet, 3713 sayılı Kanun, 7262 sayılı Kanun ve Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri de dahil olmak üzere terörle mücadele mevzuatını, özellikle terörle ilgili suçların geniş tanımlarını netleştirip daraltarak ve bu kanunların sivil toplum örgütlerini hedef almak için kötüye kullanılmamasını sağlayarak, Sözleşme'deki yasallık ve kesinlik ilkelerine uygun hale getirmeli.
Ayrıca, “terör eylemlerinden” veya ilgili suçlardan şüphelenilen veya suçlanan kişilere, Sözleşme'ye uygun olarak, yasada ve uygulamada tüm uygun yasal güvencelerin sağlanmasını temin etmeli.
Kadına yönelik şiddet
Taraf devlet, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddeti önlemek, ele almak ve ortadan kaldırmak için, aile içi şiddet ve sözde “namus suçları” da dahil olmak üzere kadınlara yönelik her türlü şiddeti açıkça ele alan kapsamlı yasal ve politik reformları kabul etmeli.
Sözde “namus” bahanesiyle işlenen suçlar da dahil olmak üzere kadınlara ve kız çocuklarına yönelik tüm şiddet vakalarının derhal ve kapsamlı bir şekilde soruşturulmasını, faillerin kovuşturulmasını ve mahkum edilmeleri halinde suçun ağırlığıyla orantılı cezalara çarptırılmalarını sağlamalı.
Mağdurların hiçbir ayrımcılığa tabi tutulmaksızın gerekli hukuki, tıbbi, mali ve psikolojik desteği almalarını ve kendileri ile çocukları için sığınma evlerine erişim de dahil olmak üzere yeterli hukuk yollarına ve etkili koruma araçlarına erişimlerini sağlamalı.
Tüm kadınların hakları, koruma tedbirleri ve çözüm yolları hakkında bilgiye erişimini sağlamak da dahil olmak üzere, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet vakalarının ve zararlı uygulamaların bildirilmesini kolaylaştıracak ve teşvik edecek mekanizmaları güçlendirmeli ve yardım arayan kadınların sosyal olarak damgalanmasını ve yeniden mağdur edilmesini önlemeli.
Hakimlerin, savcıların, kolluk kuvvetlerinin ve sağlık personelinin, kadınlara yönelik şiddet vakalarıyla etkili ve toplumsal cinsiyete duyarlı bir şekilde ilgilenmelerini sağlayacak uygun eğitimleri almaya devam etmelerini sağlamalı, kadın hakim, savcı ve polis memurlarının sayısını artırmalı ve uzmanlaşmış birimlere erişimlerini garanti altına almalı.
Bu tür eylemlerin suç teşkil eden niteliği hakkında kamuoyunda farkındalık yaratan ve kadına yönelik şiddeti normalleştiren klişelerle mücadele eden halk eğitim programlarını artırmalı.
Yolsuzlukla mücadele
Türkiye, hükümet ve yargı dahil olmak üzere her düzeyde yolsuzluğun ve yabancı rüşvet vakalarının önlenmesi ve ortadan kaldırılmasına yönelik çabalarını artırmalı.
Tüm yolsuzluk iddialarının hızlı, kapsamlı, bağımsız ve tarafsız bir şekilde soruşturulması için çabalarını artırmalı ve faillerin kovuşturulmasını ve suçlu bulunmaları halinde suçun ağırlığıyla orantılı cezalara çarptırılmalarını ve mağdurlara yeterli tazminatın sağlanmasını temin etmeli.
Zorla kaybetmeler
Taraf devlet, tüm zorla kaybetme vakalarını aydınlatmalı ve gecikmeksizin tarafsız ve kapsamlı soruşturmalar yürütmeli, mağdurların ve yakınlarının soruşturmanın ilerleyişi ve sonuçları hakkında bilgilendirilmesini sağlamalı.
Ayrıca, sorumluları tespit etmeli, yargılanmalarını ve suçlu bulunmaları halinde suçlarının ağırlığıyla orantılı uygun cezalara çarptırılmalarını ve zorla kaybetme mağdurlarına ve ailelerine tam tazminat sağlanmasını temin etmeli.
Zorla kaybetme vakalarında Milli İstihbarat Teşkilatı ajanlarına cezai kovuşturmadan muafiyet tanıyan hükümleri kaldırmalı.
Taraf devlet, Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme'ye katılmayı da değerlendirmeli.
Kaçırma veya zorla nakil olaylarının gerçekleşmemesini, Interpol'ün Kırmızı Bültenlerinin kötüye kullanılmamasını ve iade süreçlerinin siyasi saiklerle yapılmamasını ve adil yargılanma güvencelerine uygun olarak yürütülmesini sağlamak için yeterli güvenceleri oluşturmalı.
İşkence ve kötü muamele yasağı
Taraf devlet işkence ve kötü muameleyi ortadan kaldırmalı.
İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezaların Etkili Biçimde Soruşturulması ve Belgelendirilmesine İlişkin El Kitabı'na (İstanbul Protokolü) uygun olarak tüm işkence ve kötü muamele iddiaları ve gözaltında ölümler hakkında kapsamlı, bağımsız ve tarafsız soruşturmalar yürütmeli.
Hukuk Dışı Ölümlerin Soruşturulmasına İlişkin Minnesota Protokolü uyarınca, kolluk kuvvetleri de dahil olmak üzere failleri kovuşturmak ve mahkum edilmeleri halinde suçun ağırlığıyla orantılı yaptırımlarla cezalandırmak ve mağdurlara rehabilitasyon da dahil olmak üzere tam bir çözüm ve telafi sağlamalı.
İşkence ve diğer zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele veya cezaların önlenmesi için, hakimlere, savcılara, kolluk kuvvetlerine ve adli tıp ve sağlık personeline verilen insan hakları eğitiminin güçlendirilmesi de dahil olmak üzere, gerekli tüm tedbirleri almalı ve Soruşturmalarda ve Bilgi Toplamada Etkili Sorgulama İlkeleri (Méndez İlkeleri) gibi uluslararası insan hakları standartları konusunda eğitim vermeli.
Özgürlüğünden mahrum bırakılan herkesin işkence ve kötü muamele iddialarının soruşturulması için bağımsız, güvenli ve etkili bir şikayet mekanizmasına erişiminin sağlanması ve şikayetçilerin misillemelere karşı korunmasının güvence altına alınmasını sağlamalı.
Kişi özgürlüğü ve güvenliği
Hapsetmeye alternatif olarak hapis dışı tedbirlerin daha geniş bir şekilde uygulanması da dahil olmak üzere, yargılama öncesi tutukluluk kullanımını önemli ölçüde azaltmalı ve “terörle” ilgili suçlamalarla karşı karşıya olanlar da dahil olmak üzere, tüm tutuklu kişilere, uygulamada, tutukluluklarının başlangıcından itibaren tüm yasal ve usuli güvencelerin sağlanmasını temin etmeli.
Yargılama öncesi gözaltında tutulan kişilerin hakları konusunda bilgilendirilmelerini, avukata derhal erişimlerinin sağlanmasını, ilgili olduğunda suç duyurularının derhal yapılmasını ve duruşmaların hızlı bir şekilde ve kamuya açık olarak yapılmasını sağlamalı.
Birleşmiş Milletler Hapis Dışı Tedbirler için Asgari Standart Kurallar (Tokyo Kuralları) ve Birleşmiş Milletler Kadın Mahkumlara Muamele ve Kadın Suçlular için Hapis Dışı Tedbirler Kuralları (Bangkok Kuralları) ışığında, bu tür alternatiflere gereken önemin verilmesi de dahil olmak üzere, tutuklu yargılama alternatiflerinin mevcudiyetini ve bu alternatiflere başvurulmasını arttırmalı ve kefalet hakkına etkili bir şekilde erişimi teşvik etmeli ve sağlamalı.
Yargılama öncesi tutukluluğun istisnai olmasını, sadece gerekli olduğunda ve mümkün olduğunca kısa bir süre için uygulanmasını ve tutukluluğa ilişkin yasal sınırlamaların sıkı bir şekilde uygulanmasını sağlamalı.
Tutukluluk halinin, habeas corpus hakkının etkin bir şekilde uygulanması da dahil olmak üzere, ilgili yargı makamları tarafından hızlı, kapsamlı ve tarafsız bir şekilde incelenmesini ve keyfi olarak tutuklanan kişilerin koşulsuz olarak serbest bırakılmasını ve yeterli tazminatın ödenmesini sağlamalı.
“Terörizm” ile ilgili suçlamalarda dava dosyalarına erişimin sınırlandırılmasının savunma hakkının gereksiz yere kısıtlanmasına yol açmamasını sağlamalı.
Cezaevi koşulları
Taraf devlet, hapis cezasına alternatif olarak hapis dışı tedbirlerin daha geniş bir şekilde uygulanması da dahil olmak üzere, cezaevlerindeki ve diğer alıkonulma yerlerindeki aşırı kalabalığı azaltmaya yönelik çabalarını sürdürmeli.
Tutukluluk koşullarının, Birleşmiş Milletler Mahpuslara Uygulanacak Muameleye İlişkin Asgari Standart Kurallar (Mandela Kuralları), Birleşmiş Milletler Kadın Mahpuslara Uygulanacak Muameleye İlişkin Kurallar ve Kadın Suçlular İçin Hapis Dışı Tedbirler (Bangkok Kuralları) dahil olmak üzere ilgili uluslararası insan hakları standartlarına tam olarak uygun olmasını sağlamak için çabalarını yoğunlaştırmalı.
Cezaevlerinde sağlık hizmetleri, içme suyu, gıda, ısıtma, havalandırma ve aydınlatmanın yanı sıra hijyen ve sanitasyon ile rehabilitasyon ve yeniden entegrasyon destek hizmetlerine yeterli erişimi sağlamalı.
Hücre hapsinin sadece son çare olarak ve mümkün olduğunca kısa bir süre için uygulanmasını sağlayarak hücre hapsinin kullanımını etkili bir şekilde sınırlandırmalı ve hücre hapsinin kullanımının yargı denetimine tabi olmasını sağlamalı.
İnsan ticareti
Taraf devlet, insan ticaretini etkili bir şekilde önleme, mücadele etme ve cezalandırma çabalarını güçlendirmeli.
İnsan ticareti vakalarının hızlı, kapsamlı, etkili ve tarafsız bir şekilde soruşturulmasını, faillerin kovuşturulmasını ve mahkum edilmeleri halinde suçun ağırlığıyla orantılı cezalara çarptırılmalarını ve mağdurların tazminat da dahil olmak üzere tam bir telafi almalarını sağlamalı.
Mağdurlara ülkenin her yerinde güvenli ve uzmanlaşmış barınaklar, sağlık hizmetlerine ve hukuki korumaya erişim, etkili hukuk yolları, rehabilitasyon ve yeniden entegrasyon destek hizmetleri gibi yeterli koruma ve yardım sağlamalı.
Kamuoyuna yönelik önleme ve bilinçlendirme kampanyalarının artırılması ve yargı, savcılar, kolluk kuvvetleri ve sınır yetkilileri dahil olmak üzere ilgili tüm devlet görevlilerine insan ticareti mağdurlarının önlenmesi, tespiti ve sevkine ilişkin standartlar ve usuller konusunda uzmanlık eğitimi verilmeli.
İnsan ticaretini önlemek, mücadele etmek ve cezalandırmaktan sorumlu tüm kurumlara ve sivil toplum örgütleri de dahil olmak üzere koruma ve yardım sağlayan kurumlara yeterli mali, teknik ve insan kaynağı tahsis edilmesini sağlamalı.
Göçmenler ve mülteciler arasında insan ticareti mağdurlarını tespit etme çabalarını iki katına çıkarmalı.
Mağdurların işlemeye zorlandıkları suçlardan dolayı cezalandırılmamaları için özel yasal hükümler kabul etmeli.
Mülteci, göçmen ve sığınmacılar
Taraf devlet, geri göndermeme ilkesine saygı gösterilmesini sağlamak amacıyla, geldiği yere bakılmaksızın, uluslararası korumaya ihtiyaç duyan tüm kişilerin ulusal topraklara ve mülteci statüsünün veya uluslararası korumanın bireysel olarak belirlenmesine yönelik adil ve etkili usullere sınırsız erişimini sağlamalı.
Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme'nin (1951 Mülteci Sözleşmesi) coğrafi olarak uygulanabilirliğini kısıtlayan beyanını geri çekmeyi değerlendirmeli.
Sınır dışı işlemlerinde adil yargılanma standartlarına ve geri göndermeme ilkesine uyulmasını sağlamalı ve gönüllü geri dönüş süreçlerinde zorlamayı önlemek için etkili güvenceler oluşturmalı.
Göçmenlerin ve sığınmacıların gözaltına alınmasının yalnızca son çare olarak ve mümkün olan en kısa süre için kullanılmasını sağlamalı, insan haklarına saygılı gözaltı alternatiflerinin kullanımını artırmalı ve gözaltındaki yaşam koşullarının ve muamelenin uluslararası standartlara uygun olmasını sağlamalı.
Göçmenlere, sığınmacılara ve mültecilere yönelik nefret söylemini kınamalı ve bununla mücadele etmeli, saygı kültürünü teşvik etmek için farkındalık artırma kampanyaları yürütmeli.
Yargı bağımsızlığı
Taraf devlet, yargının tam bağımsızlığını ve tarafsızlığını ve savcılık hizmetinin işlevsel özerkliğini sağlamak, yasama ve yürütme organları tarafından herhangi bir haksız baskı veya müdahale olmaksızın özgürce faaliyet göstermelerini garanti altına almak için yasal ve uygulamada acil önlemler almalı.
Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun (HSK) yürütmeden tam bağımsızlığını sağlamak için, Kurul üyelerinin yarısından azının yargının her kademesinden meslektaşları tarafından seçilen hakim ve savcılardan oluşmasını sağlamak ve yargı içinde çoğulculuğa saygı göstermek de dahil olmak üzere gerekli tüm tedbirleri almalı.
Sözleşmeyi ve 1990 tarihli Avukatların Rolüne İlişkin Temel İlkeleri dikkate alarak, avukatların çalışmalarının izlenmesine ilişkin yönetmelik ve uygulamalarını, avukat derneklerinin tam bağımsızlığını ve keyfi gözaltı, kovuşturma ve hapis dahil olmak üzere mesleki faaliyetleriyle bağlantılı her türlü haksız müdahale veya misillemeye karşı etkili bir şekilde korunmalarını sağlamak amacıyla gözden geçirmeli.
Avukatların ve derneklerinin çalışmalarını engellemek için haksız terörle mücadele suçlamalarına başvurmaktan kaçınmalı.
Hakim ve savcıların seçimi, atanması, terfisi, disiplini ve görevden alınmasına ilişkin kural ve usullerin şeffaf ve tarafsız olmasını ve Sözleşme ile Yargının Bağımsızlığına İlişkin Temel İlkeler ve Savcıların Rolüne İlişkin Kılavuz İlkeler de dâhil olmak üzere ilgili uluslararası standartlara uygun olmasını sağlamalı. Ayrıca, atamaların kesinlikle liyakatlerine ve kapasitelerine göre yapılmasını sağlamalı.
Adil yargılanma hakkı
“Terörle” ilgili suçlardan şüphelenilen veya bu suçlarla itham edilen kişilere, Sözleşme'ye uygun olarak, yasalarda ve uygulamada tüm uygun yasal ve usuli güvencelerin sağlanmasını temin etmeli ve mevzuatı bu doğrultuda değiştirmeli.
Ayrıca, terörle ilgili davalardaki mahkûmiyet kararlarını gözden geçirmeli ve adil yargılanma güvencelerinden yararlanamayanlara etkili hukuk yolları sağlamalı.
Taraf devlet, kamu hizmetinden ve özel sektörden ihraç edilen tüm bireylerin davalarının uluslararası standartlara uygun olarak bağımsız ve tarafsız bir yargı organı tarafından incelenmesini sağlamalı ve işten çıkarmanın keyfi olduğunun tespit edildiği durumlarda tazminat ve telafi sağlamalı.
İnanç özgürlüğü
Taraf devlet, zorunlu askerlik hizmetine karşı vicdani ret hakkını tanımalı ve vicdani retçilerin ayrımcı ve cezalandırıcı olmayan alternatif sivil hizmetlere erişimine izin vermeli.
Herkes için düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne saygı gösterilmesini sağlamalı ve dini azınlıklara karşı her türlü ayrımcılığı önlemeli, bunlarla mücadele etmeli ve bunları ele almalıdır. Bu bağlamda, 1935 tarihli Vakıflar Kanunu da dahil olmak üzere, dini azınlıklara karşı ayrımcılık yapan, ibadet yerleri ve dini cemaatlerin yabancı üyelerinin seyahat özgürlüğü ile ilgili tüm mevzuat, politika ve uygulamaları yürürlükten kaldırmalı veya değiştirmeli.
İnsan hakları savunucuları
Taraf devlet, insan hakları savunucuları, gazeteciler, avukatlar, Kürt aktivistler, çevre savunucuları, akademisyenler ve sivil toplumun tüm üyeleri ve örgütleri için hukuken ve uygulamada güvenli ve elverişli bir ortam sağlamalı.
İnsan hakları savunucularına, gazetecilere, avukatlara, akademisyenlere ve diğer sivil toplum aktörlerine yönelik her türlü zulüm, taciz ve sindirme ile mücadele etmeli ve bunları önlemeli, keyfi gözaltı veya kovuşturma da dahil olmak üzere herhangi bir misillemenin mağduru olma korkusu olmadan uluslararası ve bölgesel örgütlerle işbirliği yapmak da dahil olmak üzere çalışmalarını özgürce yürütebilmelerini sağlamak amacıyla etkili bir şekilde korunmalarını temin etmek için gerekli tüm tedbirleri almalı.
İnsan hakları savunucularına yönelik tüm insan hakları ihlallerinin ve saldırıların kapsamlı, tarafsız ve bağımsız bir şekilde soruşturulmasını, faillerin adalet önüne çıkarılmasını, suçlu bulunmaları halinde usulüne uygun olarak cezalandırılmasını ve mağdurların yeterli tazminatı almasını sağlamalı.
Evrensel Olarak Tanınan İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Geliştirilmesi ve Korunmasında Bireylerin, Grupların ve Toplumsal Organların Hak ve Sorumlulukları Bildirgesi'ne uygun olarak insan hakları savunucularını korumak için kapsamlı mevzuat ve politikalar geliştirmeli.
İfade özgürlüğü
Taraf devlet, Ceza Kanunu'nda yer alan “hakaret ve her türlü aşağılamayı” suç olmaktan çıkarmayı değerlendirmeli ve ceza kanunlarının ve terörle mücadele mevzuatının eleştirel ve muhalif görüşlerin ifade edilmesini bastırmak için uygulanmamasını sağlamalı.
İfade özgürlüğünü haksız yere kısıtlayan mevzuatı gözden geçirmeli ve değiştirmeli ve internet sitelerinin, iletişim platformlarının ve çevrimiçi kaynakların engellenmesine ve internetin kapatılmasına son vermeli.
Medya kuruluşlarının kapatılmasına ilişkin kararların tüm hukuki güvencelerle birlikte kapsamlı ve hızlı bir şekilde gözden geçirilmesi için bağımsız ve tarafsız bir süreç oluşturmalı.
Yürütmeyi eleştiren görüşlere sahip medya kuruluşlarının ve gazetecilerin, gereksiz kontrol veya müdahale olmaksızın ve ifade özgürlüğü haklarını kullandıkları için cezalandırılma korkusu olmaksızın özgürce faaliyet gösterebilmelerini, hukuken ve uygulamada güvence altına almalı.
Barışçıl toplantı düzenleme hakkı
Taraf devlet barışçıl toplanma hakkını kolaylaştırmak için somut adımlar atmalı ve her türlü kısıtlamanın Sözleşme'nin 21. maddesinin katı gerekliliklerine ve orantılılık ve gereklilik ilkelerine uygun olmasını sağlamalı.
Barışçıl toplantılar bağlamında aşırı güç kullanımı veya keyfi gözaltı veya tutuklama iddialarının derhal, kapsamlı ve tarafsız bir şekilde soruşturulmasını, sorumluların adalet önüne çıkarılmasını ve suçlu bulunmaları halinde uygun yaptırımlarla cezalandırılmasını ve mağdurların tam tazminat almasını sağlamalı.
Hakimlere, savcılara ve kamu görevlilerine barışçıl toplanma hakkı konusunda, kolluk kuvvetlerine ise Kolluk Kuvvetlerinin Güç ve Ateşli Silah Kullanımına İlişkin Temel İlkeler ve Birleşmiş Milletler Kolluk Kuvvetlerinde Daha Az Öldürücü Silahlara İlişkin İnsan Hakları Rehberi konusunda uygun eğitim verilmeli.
Örgütlenme özgürlüğü
Taraf devlet, derneklerin işleyişini düzenleyen mevzuatını ve uygulamalarını Sözleşme ile tam uyumlu hale getirmeli ve getirilen her türlü kısıtlamanın Sözleşme'nin 22. maddesine uygun olmasını sağlamalı.
Ayrıca, insan hakları örgütleri, sendikalar, avukat dernekleri ve eğitim kurumları da dahil olmak üzere sivil toplum örgütleri için elverişli bir ortam yaratmalı ve meşru faaliyetleri nedeniyle taciz veya misilleme korkusu olmadan ve gereksiz veya aşırı kısıtlayıcı idari engellerden muaf olarak faaliyet gösterebilmelerini sağlamalı.
Türkiye’deki hak ihlalleri BM Komitesi’nde: İhlaller ve yanıtlar
- Türkiye’nin “insan hakları karnesi” BM İnsan Hakları Komitesi’nde tartışılacak 17 Ekim 2024
- Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi nedir? 17 Ekim 2024
- bianet’ten BM Komitesi’ne gölge rapor: İfade özgürlüğüne sistematik müdahale 18 Ekim 2024
- MLSA: Çözüm, hukuka dönmekten geçiyor 21 Ekim 2024
- Mor Çatı: Mücadelemizi uluslararası hukuk mekanizmalarında sürdüreceğiz 23 Ekim 2024
- Af Örgütü'nün Türkiye raporunda “yargı bağımsızlığı” vurgusu 23 Ekim 2024
- İHOP: Türkiye, uluslararası hukuktaki yükümlülüklerini yerine getirmeli 23 Ekim 2024
- BM Komitesi, Türkiye’deki hak ihlallerini sordu 23 Ekim 2024
- BM Komitesi: Neden AYM kararı uygulanmıyor? 24 Ekim 2024
- BM Komitesi'nden Türkiye'ye: "Terörizmin yasal tanımı netleştirilmeli" 8 Kasım 2024
- “Türkiye, çevrenin korunmasına ilişkin uluslararası anlaşmaları onaylamalı” 9 Kasım 2024
(AS)