Hayata Dönüş Operasyonu olarak adlandırılan, 19 Aralık 2000’de düzenlenen operasyonun yürütücülerinden, dönemin Jandarma Genel Komutanlığı Asayiş Daire Başkanı Ali Aydın’ın ifadesinin “gizlice” alınmasına karar verildi.
Bayrampaşa Cezaevine 19 Aralık 2000’de “Tufan” planı kapsamında düzenlenen Hayata Dönüş Operasyonu’yla ilgili davanın görüldüğü Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi, bugün görülen 43. duruşmada, emekli Tuğgeneral Ali Aydın’ın “örgütlerin ölüm listesinde olduğu” gerekçesini kabul ederek, ifadesinin, tarihi açıklanmayan bir günde ve SEGBİS’le alınmasına hükmetti.
Karara şerh yazan üye hakim ise “tanığın Ceza Muhakemesi Kanunu’na uygun şekilde, güvenliği sağlanarak mahkemede dinlenmesi gerekir” dedi.
Avukat Güçlü Sevimli bianet’e yaptığı açıklamada, mahkemenin bu “gizli duruşma” kararına üst mahkemede itiraz edeceğini söyledi.
“Başbakan Ecevit ‘çağın operasyonu’ dedi”
Operasyon sırasında Albay olan Aydın, 28 Haziran 2021’de Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde talimatla ifade verdi.
Bu ifadesinde de operasyon öncesi yaşananlara dair şunları anlatmıştı:
“O tarihte Kurmay Albay olarak Jandarma Genel Komutanlığında Asayiş Daire Başkanı olarak görev yapıyordum, cezaevi şube müdürlüğü de benim bünyemde faaliyet göstermekteydi. Cezaevleri tamamen yasadışı suç örgütlerinin kontrolü altındaydı, devlet organları buna önlem almak zorundaydı.
“Milli Güvenlik Kurulu’nda konu geç görüşüldü, nihayet Türkiye’deki bazı cezaevlerine inceleme yapılması kararı verildi, incelemeyi yapacak keşif heyetinde ben de bulunmaktaydım. Heyet olarak düzenlediğimiz raporu, Başbakan Bülent Ecevit’e de sunduk, toplantıda bizzat ben de hazırdım.
“Başbakan bizim bilgilendirmemizi dikkate aldı ve operasyonunu devletin bekası için zorunlu olduğunu söyledi, hatta operasyonun zor olduğunu, çağın operasyonu olduğunu belirtip kılıcınız keskin olsun, temennisinde bulundu.”
“Operasyona askeri görünüm vermemek için…”
Ali Aydın, Sağlık Bakanlığını da kendisinin bilgilendirdiğini anlattı:
“Başbakan operasyon öncesi ilgili bakanlıklarla da görüşülüp ona göre işlem yapılsın, dedi. Zaten Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı da toplantıdaydı. Toplantıda Sağlık Bakanı olmadığı için ben bizzat Sağlık Bakanı Osman Durmuş’la görüştüm, operasyonun kapsamı hakkında bilgi verdim, tüm hastanelerin açık olması gerektiğini söyledim.
“Operasyona askeri görünüm vermemek için koordinasyon İçişleri Bakanlığında kuruldu. Operasyon 19 Aralık 2000’de saat 05.00 itibariyle 20 cezaevinde başladı…”
“İnsan haklarına uygun şekilde yapıldı”
Aydın, Çanakkale Cezaevinde mahkumların öldüğü yangından yine mahkumların sorumlu olduğunu, kendilerinin hukuka aykırı bir eylemde bulunmadığını ileri sürdü:
“Hayata Dönüş Operasyonu yapılmak zorundaydı, insan haklarına uygun şekilde yapıldı ve bitirildi.”
Ölüm oruçlarından bir ay önce inceleme yapıldı |
Ali Aydın ile Ceza ve Tevkifevleri Şube Müdürü Binbaşı Cemal Vural, 25-30 Eylül 2000’de Kocaeli, Gebze, Ümraniye, Paşakapısı, Bayrampaşa, Kartal, Metris, Tekirdağ, Çanakkale ve Bursa’daki cezaevlerinde yaptıkları incelemeleri rapor haline getirmişti. TIKLAYIN - “Hayata Dönüş”ün Gerçek Planı: Medyada Psikolojik Harekat Raporda “yapılması kesinlemiş olan” operasyonla ve “Tufan planı” gibi harekat planlarıyla ilgili tavsiyeler yer alıyordu. İnceleme, cezaevlerinde, ölüm oruçlarına başlanan tarih olan 20 Ekim 2000’den yaklaşık bir ay önce yapılmıştı. Avukat Oya Aslan, raporla ilgili bianet'e yaptığı açıklamada, "Ölüm oruçları sırasındaki heyet görüşmelerinin 'göstermelik' olduğunu bir kez daha ve somut olarak anlamış olduk" demişti. |
Tantan ile birlikte basın açıklaması yapmıştı
* Fotoğraf: AA arşiv
Aydın, operasyon sonrasındaki 23 Aralık 2000 tarihli basın brifingine, dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan ile birlikte katılan isimler arasındaydı.
Balyoz davasından tutuklu bulunduğu 2013 yılında Müyesser Yıldız’a yazdığı mektubunda, durumu şöyle anlatmıştı: “2000 yılında Ankara J. Gn. K.lığı Asayiş Daire Başkanı oldum. 20 cezaevine aynı anda operasyon yapıldı, basın açıklamasını bana yaptırdılar. Tüm Türk ve dünya televizyonları canlı yayında verdi. O ekipte Sadettin Tantan İçişleri Bakanı, H. Sami Türk Adalet Bakanı Ali Fuat Ertosun Cezaevleri Genel Müdürü, Ali Aydın J. Gn. K.lığı Asayiş Daire Başkanı. TİKKO ve DHKP-C terör örgütlerinin öldürülecekler listesine girdik. Özel koruma statüsüne aldılar.”
“Gizli duruşma, hukuka da kanuna da aykırı”
Ali Aydın’ın avukatları, tanık olarak çağrılmasının ardından mahkemeye verdikleri dilekçede, müvekkilleri hakkında koruma kararı alındığını ve güvenlik endişesi olduğunu belirterek SEGBİS’le mahkemeye bağlanması kararına itiraz etmişti.
TIKLAYIN - “Tufan”da imzası olan Albay tanık olarak çağrıldı
Bu itirazı kabul eden Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Aydın’ın ifadesinin Ankara’da talimatla alınmasına karar vermişti. Yukarıdaki ifade de bu karar üzerine alındı.
Ancak müşteki avukatlarından Güçlü Sevimli, Aydın’ın operasyonda üstlendiği önemli rolü nedeniyle kendisine soru sorma haklarının bulunduğunu belirterek bugünkü duruşmada Aydın’ın ifadesinin SEGBİS’le mahkemece alınmasını talep etti.
Mahkeme de bugünkü duruşmada oyçokluğuyla aldığı kararında, “tanığın özel koruma statüsünde bulunduğu, açık hedef haline getirilmeyecek şekilde dinlenmesi talebi gözetilerek” adeta “gizli duruşma” açılmasına hükmetti.
Bu duruşmanın tarihi açıklanmazken mahkeme, duruşmaya alınmayacak olan müştekiler ve avukatlarından, “sorulmasını istedikleri soruları yazılı olarak bildirmesine” karar verdi.
Bir üye hakim ise, “Olay tarihinde tanığın bulunduğu konum, vakıf olduğu bilgiler, tanıklığı esnasında da başka bazı soruları cevaplamasını gündeme getireceğinden, CMK’da belirtilen şekilde gereken tüm güvenlik önlemleri alınmak sureti ile oturumda dinlenmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan çoğunluk görüşüne katılmıyorum” şeklinde şerh yazdı.
Avukat Güçlü Sevimli bianet’e yaptığı açıklamada, mahkemenin bu “gizli duruşma” kararının bir örneğinin daha olmadığını, hukuka da kanuna da aykırı olduğunu belirtti:
“Tanığın dinleneceği tarih bile belirsiz, duruşmada maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıyla ilgili sorularımız olacaktı, ayrıca vereceği bilgiler üzerinden de soru sormamız gerekebilir. Mahkemenin bu kararı CMK’ya ve usule aykırı, üst mahkemeye itiraz edeceğim.”
Bir sonraki duruşma 9 Aralık 2021’de görülecek.
Ne olmuştu? |
"Hayata Dönüş Operasyonu"nun Bayrampaşa Cezaevi'yle ilgili ilk davası, olaydan 10 yıl sonra 2010'da açıdı. Eyüp Cumhuriyet Savcılığı'nın 37 er ve 2 astsubay hakkında hazırladığı iddianameyle, Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılama sürüyor. Davada o dönem Bayrampaşa Cezaevi Jandarma Bölük Komutanı olan Zeki Bingöl, ifadesinde, operasyonun tamamen İstanbul Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Engin Hoş'un yazılı verdiği "Tufan Harekât Emri"ne göre gerçekleştirildiğini söylemişti. İfadenin ardından operasyonun planlamasının yer aldığı "Tufan Harekât Planı" adlı belge mahkemeye sunuldu ve operasyonu yöneten rütbeli askerlerin adı ilk kez yargıya sunulmuş oldu. Mağdur avukatları, "Tufan" belgesinin ortaya çıkmasının ardından, 2012 yılında hayatını kaybeden Hoş, İstanbul İl Jandarma Alay Komutanı İbrahim Tüysüz, dönemin Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanı Yarbay Yusuf Burhan Ergin'in de aralarında bulunduğu askerler hakkında suç duyurusunda bulundu. “Tufan” planıyla ilgili 157 jandarma mensubuna “öldürme” ve yaralılarla ilgili “öldürmeye teşebbüs” suçlamalarıyla, Mart 2015’te ikinci dava açıldı. Sanıklar arasında üst düzey komutanlar da var. Bu iki dava birleştirildi. |
(AS)