Adına "Hayata Dönüş" denilen, 19-22 Aralık 2000'de 20 ayrı hapishanedeki siyasi tutuklu ve hükümlülerin kaldığı bloklara düzenlenen operasyonda 28'i tutuklu, 2'si asker 30 kişi öldürüldü.
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit operasyonla ilgili açıklamasında, “Teröristler kendi terörlerinden kurtarıldı” dedi.
Milli Güvenlik Kurulu (MGK) eliyle Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından planlanıp uygulanan operasyona, Hükümet, Meclisteki muhalefet partileri ve yaygın medya tam destek verdi.
Yapılan tam bir “devlet operasyonuydu”.
Avukat Güçlü Sevimli’nin “belli açılardan bir son ve aynı zamanda bir başlangıç” diye tanımladığı operasyona dair bianet’e yazdığı yazıda, arka plan şöyle açıklanıyordu:
“2000 yılı başında IMF ile yapılan yeni Stand-By anlaşmasının ülkeye getireceği ağır şartlar ve reçetenin uygulanması gereği, buna karşı çıkacak muhalefet odaklarının da ortadan kaldırılmasına bağlandı. Bunun ilk ve en önemli ayağı da hapishanelerdi. Uzun yıllardır siyasi tutukluların “etkisiz hale getirilmesi” amacı, artık devlet açısından mutlaka uygulamaya geçmeliydi. Öte yandan AB ve ABD’nin de bu noktada çok ciddi oluru, yardımı ve desteği gündeme geldi. Böylece devletin her zaman hayata geçirmek istediği izolasyon infaz modeli ete-kemiğe büründü. Bu şekilde ülkemizdeki hapishaneler tarihinin en kapsamlı operasyonunun düğmesine basma günü 1999 yılı sonu 2000 yılı başlarında belli edildi. Yıllardır devlet açısından her zaman düşünülen şey, 2000 yılı itibariyle yapılabilir bir hale geldi.”
Beş kişinin ölümü “faili meçhul” kaldı
Operasyondan sağ çıkanlar F tipi hapishanelere gönderildi, kapatma düzenine 19 yıldır tecrit hakim.
Açılan göstermelik davalar ise aynı hızla kapandı. Devam eden iki davadan biri de 3 Aralık 2019’da yine askerlerin beraatıyla sonuçlandı.
Operasyonda Bora ve Atmaca planlarının uygulandığı, bir uzman çavuş ile dört mahkumun öldürüldüğü Ümraniye Cezaevi'yle ilgili açılan davada yargılanan askerler, “kanıt bulunamadığından” beraat etti.
Aynı cezaevindeki ölümlerle ilgili açılan diğer bir davada yargılanan, dönemin mahpusları da beş kişinin ölümünden beraat etmişti. 399 mahpusa açılan davada İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılanan mahpusların, “öldürme suçunu işlemediklerinin sabit olması nedeniyle” beraat etmesine karar vermiş, öldürülen Jandarma Uzman Çavuş Nurettin Kurt’un operasyonu yapan askerlerce öldürüldüğü, davanın gerekçeli kararıyla kesinleşmişti.
Yargılanan askerlerin, diğer mahkemenin kararına rağmen beraat etmesiyle beş kişinin ölümü de kayıtlara “faili meçhul” olarak geçti.
"Operasyon amacına ulaştı"
Bayrampaşa Cezaevi’ne düzenlenen operasyonda, beş kadının yanarak, bir kadının da gazdan zehirlenerek hayatını kaybettiği koğuşlara nasıl müdahale edildiğini gösteren fotoğraflar dava dosyasına 11 yıl sonra girmişti. bianet'in foto galerisine buradan ulaşabilirsiniz.
Şu anda devam eden tek dava, Bayrampaşa Cezaevinde uygulanan “Tufan” planına dair, Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki.
Operasyondan 10 yıl sonra, 2010’da açılan davada önce 37 er ve 2 astsubay yargılanmaya başlandı, 2016 yılında sanıklara, rütbelilerin de içinde olduğu 157 jandarma mensubu eklendi. Sanıklar arasında, Hayata Dönüş Operasyonu'nu yöneten, dönemin Jandarma Özel Asayiş Komando Birlikleri (JÖAK) Komutanı Albay Burhan Ergin de var.
İddianamede savcı, operasyonda görev alan birliklerdeki jandarma görevlilerinin görev sınırlarını aşarak aşırı güç ve silah kullanmak suretiyle 12 kişinin ateşli silah mermileri ve yangınlarda yaralanıp ölümlerine, 29 kişinin yaralanmasına sebep olduklarını ifade etti.
Ancak bu dava da sürüncemede bırakıldı ve diğerleriyle benzer akıbeti paylaşacağını öngörmek zor değil.
Dava kapsamında ifade veren dönemin Uzman Jandarma Çavuşu Altan Sabsız’ın, yanarak hayatını kaybedenlerin iddia edildiği gibi kendisini yakmadığını, yangın çıkan koğuştakilerin teslim olmak istemesine rağmen kapıların açılmadığını söylemesi, operasyonun yapılış şeklini ve nihai amacını özetliyordu.
Zaten Albay Burhan Ergin de duruşmadaki ifadesinde “operasyonun amacına ulaştığını” söylemişti.
Avukat Sevimli’nin de dediği gibi, “Hayata Dönüş”, faili meçhul veya gizli bir operasyon değildi, uzun vadeli amacı belli, kararı alanların, uygulayanların ve arkasında duranların kimler olduğu net ve açık olan bir operasyondu. Şimdi de o görevi yargı sürdürüyor.
Dönemin yetkilileri
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer
Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu
Başbakan Bülent Ecevit
Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk
İçişleri Bakanı Sadettin Tantan
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun
(AS)