Beş gün önce (10 Nisan) İzmir’in Konak ilçesine bağlı Bornova Sokak’ta yaşayan ve kuaför çıkışında evine giden trans kadınlardan biri saldırıya uğradı. Grup, saldırıdan sonra trans kadının telefonunu ve cüzdanını da gasp etti.
Grup daha sonra sokakta yaşayan trans kadınların evlerine taş attı. Kadınlar, güvenlik önlemi olarak cam ve kapılarını kapatarak evlerine sığındı.
Bornova Sokak’ta yaşayan Helin ve 20 Kasım Trans+ İnisiyatifi’nden Ani’yle Bornova Sokak’taki saldırıyı konuştuk.
Sözel ve fiziksel olarak ekseriyetle erkekler tarafından tacize uğradıklarını söyleyen Helin, son dönemde bu saldırıların arttığına, çünkü sokağın çehresinin değiştiğine dikkat çekti.
“Korkudan köpeğimi çıkaramıyorum”
Saldırılardan korktuğu için günlerdir köpeğini dışarı çıkaramadığını söyleyen Helin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bornova Sokak çok büyük bir alan ve sokağın güvenliğini sağlamakla yükümlü bekçi ve polisler belli noktalara yığılmış durumda. Bunlar da daha çok Alsancak Caddesi’ne bakan yüzü kapsıyor, arka sokaklar kimsenin umrunda değil.
“Normalde saldırının yaşandığı an bekçilerin sokakta olması gerekiyordu. Ama ara ki bulasın. Güvenliğimizi sağlamak için bekçilerin her sokakta olması gerekiyor, çünkü bu sorunları hep yaşıyoruz. Ne yazık ki, toplu çalışan kızların evleri hep taşlanıyor.”
İzmir Barosu: Alsancak’ta translara saldırıya bekçi ve kolluk ortak
“Sokağın ritmi değişti”
20 Kasım Trans+ İnisiyatifi’nden Ani de, Helin’le benzer bir şekilde sokağın değişen çehresine ve profiline dikkat çekerek şöyle dedi:
“Bu saldırı yeni değil. Bu sokakta ‘80’lerden, 90’lardan beri benzer saldırılara maruz kaldı trans kadınlar ve kalmaya da devam ediyorlar. Şu anki güncel problem ise sokağın ritminin değişmesi.
“Bir takım eylemleri, kolluk kendisi gerçekleştirmek istemediği için –ya da bundan bir şekilde çekindiği için– başkalarını adeta kışkırtıyor ya da deyim yerindeyse saldırganlara yol veriyor. Bu yol verdiklerinin başında da çocuklar geliyor. Bornova Sokak’ta son dönemlerde yeni reşit olmuş çocukların artışı dikkat çekiyordu zaten. Son yaşadığımız linç girişiminde de bu yaş grubundaki gençleri gördük. Korkunç bir şey yaşadı sokakta çalışanlar arkadaşlarımız.
“Saldırganlar, arkadaşımıza yoğun bir şiddet uyguladı, ardından da telefonunu ve cüzdanı gasp etti. Bu da yetmedi, sokakta yaşayan arkadaşlarımızın evlerine taş attılar. Tüm bunlar olurken kolluk neredeydi? Asıl bunu sormamız gerekiyor. Açelya, her zaman gittiği kuaförden çıkıyor, ki bu zaten trans kadınların gittiği bir kuaför. Kendi halinde yürürken direkt onu hedef haline getiriyorlar.
Sokağın talebi
“Bu korkunç linç girişimi, birkaç mecra dışında neredeyse hiçbir yerde haber olmadı. Ama o gün, orada trans kadın avına çıkıldı. Zaten kriminalize edilmeye çalışılan bir topluluktan, dezavantajlı bir gruptan bahsediyoruz. O nedenle, herkesin bu tür saldırıların karşısında olması gerekiyor. Sokakta yaşayan trans kadınlar maalesef nasıl hayatta kalacaklarının bilgisine sahip olmasalardı ve kendilerini koruma altına almak için hemen evlerine çekilmeselerdi, orada yaşanacakların boyutunu tahmin bile etmek istemiyorum. Saldırganlar taş atarken kızlar asla evden çıkmadı.
“Kolluktan ve yetkili herkesten talebimiz ise şu: Benzer saldırıların yaşanmaması, potansiyel failler üzerinde caydırıcı bir etki yaratması için kolluk güçlerinin tek bir noktada değil, sokağın her yerinde olması gerekiyor. Bayram Sokak’tan farklı olarak devasa bir sokak Bornova Sokak. Burada bir sürü trans kadın barınıyor ve çoğu mülk sahibi.
“Saldırı gerçekleştiğinde trans kadınlardan nüfuzlu biri şöyle yazdı: Biz artık dayak yemek istemiyoruz ve bunun önünü alacağız. Evet, sokak artık dayak yemek istemiyor ve acil bir görünürlük ile trans derneği talebi var sokağın." (TY)