İzmir Barosu, İzmir’de Bornova Sokak ve çevresinde 10 Nisan Çarşamba günü trans kadınlara yönelik bir grup erkeğin saldırmasına tepki gösterdi.
Soruşturmayı ilk günden beri takip ettiklerini açıklayan İzmir Barosu'na üye avukatlar, dayanışmayü sürdürecekleri mesajını verdi.
“Soruşturmayı takip ediyoruz"
Yayınlanan açıklamada şöyle denildi:
“Saldırının gerçekleştiği yer, Alsancak Polis Merkezine yaklaşık 400 metre, polisin sürekli beklediği noktalara 100 metre uzaklıkta olup sokağın kendisi, bekçilerin sürekli devriye gezdikleri bir sokaktır. Saldırının gerçekleştiği sokakta hukuka aykırı şekilde sistematik arama ve GBT sorgusu yapan kolluk kuvvetleri ile gece markete giderken bile translara sırf varoluşları sebebiyle saldıran bekçilerin 10-15 kişi tarafından uzun süre gerçekleştirilen bu saldırıdan haberdar olmamaları mümkün değildir."
"Bekçi ve kolluğun, saldırıya uğrayan kişinin trans bir kadın olması sebebiyle müdahale etmediği açıkça ortadadır.”
“Bu saldırının ve transların hiçbir koruma bulamayışının, transfobik devlet aklının bir sonucu olduğunun farkındayız. Nefretinizle yok saydığınız, ayrıştırdığınız, saldırdığınız, öldürdüğünüz tüm transların; insan haklarını savunmak ve güçlendirmek için buradayız ve mücadelelerine ortağız.”
“İzmir Barosu olarak soruşturmayı ilk andan itibaren yakından takip ettiğimizi bildirerek, bir kişi daha eksilmemek, nefret saldırıları sonucunda bir insanı daha yitirmemek için sokaklarda güvende yürüyeceğimiz günlere kadar mücadelemize devam edeceğimizi kamuoyuna duyururuz. Bir kez daha tekrarlıyoruz: Trans Hakları İnsan Haklarıdır, Translara Yönelik Nefret Saldırıları Politiktir!”
“Bekçilerin saat 9’da sokakta olması lazım ama o gün hiçbiri yoktu”
Kaos GL’den Oğulcan Özgenç’in haberine göre, Bornova Sokak’ta yaşayan Helin de sokakta yaşanan olaylarda bekçilerin ihmallerine dikkat çekti.
Helin, şunları söyledi:
“Normalde bekçilerin saat 9’da sokakta olması lazım. Ama hiçbiri yoktu. Bekçiler, olduğu zaman da bir noktada duruyorlar ve ara sokaklarda ne olduğundan haberleri bile olmuyor. Saldırgan gruplar da bekçi olan yerlere girmiyor ve ara sokaklara girerek oradaki translara saldırıyor.”
“O gün de birisi sokakta sara nöbeti geçirmiş, kızlar da adama yardım etmeye çalışmış. Sokağa giren erkekler de kadınlara saldırmış."
"Polis 15-20 dakika sonra geldi ama olan oldu. Bu sorunlarla sık sık karşılaşıyoruz. Toplu çalışan kızların evleri hep taşlanıyor. Bekçiler çok etkisiz kalıyor. Ben kendi sokağıma tek kaldım. Sokağa çıkmaya korkuyorum çünkü benim olduğum sokakta bekçi yok. İki gecedir köpeğimi sokağa çıkaramadım. Kolluk ve bekçiler görevini yerine getirse bunları konuşmuyor olacaktık.”
"Soylulaştırma projesinin bir yansıması"
Genç LGBTİ+ Derneği’nden Senem Alp ise Bornova Sokak ve çevresinde sık sık gündeme gelen saldırı ve şiddet olaylarının İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Valilik işbirliğinde gerçekleştirilen “soylulaştırma” projesinin bir yansıması olduğunu vurguladı.
Alp, sokağı ve çevresini hedef alan kişilerin hazırlıklı bir şekilde sokağa yöneldiğini ifade ederek, “Alsancak Karakolu’nda saldırganlar genelde serbest bırakılıyor, ifadeleri bile alınmıyor. Soylulaştırma projesi, polislerin ve bekçilerin tavrı, şiddeti bu noktaya getirdi” dedi.
(EMK)