İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, hasta mahpusların durumuna dikkat çekmek amacıyla her hafta düzenledikleri “F Oturması” eyleminin 616’ıncısını Beyoğlu’ndaki dernek binası önünde yaptı.
Bu haftaki eylemde hasta mahpus Abdülkadir Kuday’ın serbest bırakılması istendi.
“Mamayla besleniyor, 44 kiloya düştü”
Haftanın açıklamasını okuyan hak savunucusu Mukaddes Şamiloğlu, şöyle dedi:
*616. F Oturması'nda bu hafta; halen Metris R tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulan ağır hasta mahpus Abdulkadir Kuday’ın sağlık durumunu paylaşıyoruz.
*Abdülkadir Kuday; ileri derecede bel fıtığı ve çiğneme, yürüme ve konuşma gibi istemli kasların hareketinin kontrolünden sorumlu sinir hücrelerinin hasarından kaynaklanan ölümcül bir nörolojik hastalık olan ALS hastası olup, bel fıtığı ameliyatı sonrasında gelişen bacak felci, ALS’ye bağlı olduğu düşünülen yüz felci, işitme kaybı, kulak çınlaması, görme kaybı, ayak ve ellerde güçsüzlük ve his kaybı, yutma güçlüğü, bel, sırt, boyun ve karında şiddetli ağrı, kusma, uyku apnesi, göğüste sıkışma ve yanma hissi, aşırı kilo kaybı, ağır mide ve sindirim sistemi sorunları yaşıyor.
*Vücut ağırlığı 44 kiloya düşen Kuday, yaşamını ancak başkalarının yardımı ile sürdürebiliyor. *Ailesi ve avukatları tarafından verilen bilgiye göre; 8 yıl önce tutuklanan Kuday’ın sağlık sorunları olmasına rağmen hastaneye sevk talepleri uzun süre ciddiye alınmadı.
*Nihayetinde Tekirdağ Devlet Hastanesi'ne sevki yapılan Abdulkadir Kuday’a 15.10.2019'da bel fıtığı teşhisi konularak şikâyetlerinin nedeni bel fıtığına bağlandı ve sevk edildiği Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 2021 yılı Mayıs ayında ameliyat edildi. Ancak ameliyattan sonra durumu daha da kötüye gidince yapılan son tetkiklerle ALS hastası olduğu tespit edildi.
Raporlar çelişkili
*Kuday için düzenlenen Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi'ne ait 01.12.2021 tarihli sağlık kurulu raporunda; “… 5275 Sayılı Kanun kapsamında ağır hasta olup engellik halinin olduğu, infazının 6 ay geri bırakılması gerektiği” belirtildi ve bu süre içinde Kuday’ın R Tipi bir hapishaneye sevkini önerildi. Adli Tıp Kurumu ise 24.12.2021 tarihli raporunda 3’er aylık sürelerle sağlık durumu hakkında rapor alınması koşulu ile Kuday’ın infazına devam edilebileceğini belirtti. Adli Tıp Kurumu'nun raporu üzerine Metris R Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na sevki yapılan Kuday’a fizik tedavi uygulandı ancak uygulanan tedavilerden olumlu bir sonuç alınamadı.
*Bu arada ayakta ve ellerde güçsüzlük ve hissizlik, belde, sırtta, boyunda şiddetli ağrı, kusma, uyku apnesi, göğüste sıkışma ve yanma hissi, kilo kaybı, kulak çınlaması, işitme kaybı, görme yetisinde azalma, yutma güçlüğü gibi şikâyetleri artarak devam etti. Kuday 28.11.2022 tarihinde Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’na yeniden infaz erteleme talebinde bulundu ancak bu talebine Adli Tıp Kurumu tarafından yine olumsuz rapor düzenlendi.
*Sonrasında sevk edildiği Çam ve Şakura Hastanesi de 16.01.2023 tarihli Sağlık Kurulu Raporu’nda sağlık durumunu değerlendirdi ve bu durumda hapiste tutulamayacağını, infazının ertelenmesi gerektiğini açıkladı. Bu rapor üzerine sevk edildiği Adli Tıp Kurumu ise 30.01.2023 tarihli raporunda hastalığı ve geldiği aşamayı kabul etti ancak yine, R Tipi hapishanede kalabileceğini belirtti. Bunun üzerine Adalet Bakanlığı’nın 20/1 Nolu genelgesi kapsamında tahliyesi için başvuru yapıldı ancak bu başvuruya halen bir cevap verilmedi.
*Son durumuna dair bilgi veren ağabeyi; “Şu anda ise akciğerleri hastalıklara bağlı olarak nefes alamaz hale geldi. Bu nedenle oksijen tüpüne bağlanarak nefes alabiliyor. Mide ise içtiği çok sayıda yan tesiri olan ilaçlar nedeniyle tahriş olmuş durumda ve yemek yeme, beslenme zorluğu çekiyor. Mama ile besleniyor.
*Halen 44 kiloya düşmüş durumda. Yoğun kas ve eklem ağrıları çekiyor. Bu konuda Adli Tıp Kurumu(ATK)’na gönderilen üç hastane raporu da hapiste kalamayacağını belirtiyor, fakat ATK tahliye edilmesi yerine “R” tipi hapishanede tedavi edilebilir ve yaşayabilir diyerek Abdulkadir’i ölüme terk ediyor” demiş ve ağabeyinin tedavi ve bakımının yapılabilmesi için serbest bırakılması konusunda yardım istemiştir.
Eylem, “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın” sloganıyla sona erdi.
(EMK)