Başbakan Erdoğan geçtiğimiz hafta sonu Dolmabahçe'de çalışma ofisinde Cumartesi Anneleri'ni kabul etti.
27 Mayıs 1995'ten bu yana tam on altı yıldır kayıp olan evlatlarını arayan analardan bahsediyorum.
Toplumda pek çok insan onlardan haberdar değil.
Yıllardır sık sık Cumartesi günleri Beyoğlu'nda Galatasaray meydanında toplanan bu analara bakarak "bunlar kim ya!" diyenleri çok duydum.
Ateş düştüğü yeri yakıyor...
Başbakan dünkü grup toplantısında kendisini ziyaret eden Cumartesi annelerinden söz etti. "Annelerin siyaseti yoktur. Annelerin ideolojisi yoktur," dedi.
31 yıldır evine dönmeyen Cemil Kırbayır'ın 103 yaşındaki annesinin hala evladını bir gün gelir umuduyla kapısı açık beklediğini anlattı.
103 yaşındaki Berfo Ana'nın hali nicedir...
Başbakan Erdoğan'ın dediği gibi bir gece evinize geliyorlar gözünüzün önünde çocuğunuzu alıp götürüyorlar. Bir daha da kendisinden haber alamıyorsunuz.
Bu insanlar 1995'ten bu yana suçlu ya da suçsuz evlatlarının, yakınlarının akıbetini merak ediyorlar. Bir kaç kemik parçası için. Evlatlarından geriye kalanları alıp kendileri gömmek ve mezarlarına bir karanfil bırakmak için. Tek dertleri bu.
İktidarı boyunca 8 yıldır bu sese kulak vermeyen ve bir süre önce "biz onların kimlerin maşası olduğunu biliyoruz" diyen Başbakan'ın dünkü grup toplantısında faili meçhullerden bahsetmesi manidardır
Samimiyetinden şüpheliyim.
Başbakan'ın yakaladığı bu damardan ustaca bir siyasi manevrayla Kürt oylarını arttırmaya yönelik bir hamle yaptığı kanaatindeyim. Zira faili meçhullerin varlığı devlet tarafından yeni keşfedilmiş değil.
Hatta BDP'nin Doğu ve Güneydoğu'daki faili meçhullerin ve kayıpların araştırılması için bir komisyon kurulması önerisini geçtiğimiz yıl iki kez reddeden AK Parti olmuştu. Konuyla doğrudan ilgili olmasa da, CHP'nin faili meçhullerle ilgili önerileri de kabul edilmemişti.
CHP Başkanı Kılıçdaroğlu'da dünkü grup toplantısında Cumartesi Annelerinden söz ederek ve Başbakan'a seslenerek samimiyseniz faili meçhullerle ilgili bir önerge verin biz CHP olarak imzamızı atarız dedi.
Bakalım somut bir Kürt politikası olmayan CHP kamuoyunda Başbakan'a yaptığı bu çağırının arkasında duracak mı?
Samimi olmayan bir siyasi manevra olsa da, bu ülkenin Başbakanı tarafından dün yapılan bu konuşma tarihi bir önem taşıyor. Devletin en üst kademesinin sarf ettiği bu cümleler bu ülkenin en karanlık yüzü olan faili meçhullerin ekranlardan evimize ve vicdanımıza girmesini sağladı.
Cumartesi Anneleri bu gelişmeyle seslerini bir yerlere duyurmuş oldular. Bunu uzun zamandır bekliyorlardı ve en azından bu kez "maşa" olmakla itham edilmek yerine, yıllardır hak ettikleri saygıyı biraz da olsa görmüş oldular.
2004 yılında, yani kendi iktidarı döneminde de bir faili meçhulün olduğunun ancak bugün idrakine varan Başbakan umarım bunu bir siyasi hamle olmaktan öteye taşır ve gerekeni yapar. Devletin araçlarını harekete geçirir. Aksi halde bu kayıp analarının duygularının istismar edilmesinden öte gitmeyecek ve tarihe bu şekilde geçecektir.
Bütün gerçekler ve bu olaylar gerçekleştiği sırada kimlerin hangi görevlerde olduğu bilinmektedir. Kısaca tüm adresler belli.
Annelerin çocuklarının mezarlarını ziyaret hakkına sahip olmalarını ve bu acıyı başka annelere yaşatmaya artık kimsenin cesaret edememesini istiyoruz.
Berfo Ana, oğlunun geleceği umuduyla 31 yıldır açık tuttuğu kapısını, "oğlumun cesedini versinler, kapatırım" diyor.
Umarım Berfo Ana'ya bunu çok görmezler. (BS/EÖ)