Kuzey Ege'nin eski Rum kasabası Ayvalık bu sonbahar sinemayı merkezine alan geniş odaklı bir kültür etkinliğine ev sahipliği yapacak.
Mübadele sonrasında yaşanan, uzun yıllara yayılmış zorluklardan sonra bir çeşit toparlanma süreci yaşayan Ayvalık'ı festival sırasında hareketli günler bekliyor.
Türkiye'de tescilli tarihi evlerin en yoğun olduğu Ayvalık ve Cunda'nın son yıllarda yoğunlaşan restorasyon çalışmalarına festival de katkıda bulunmuş durumda.
Mesela etkinliğin ana binalarından, film gösterimleri dışında panel ve söyleşilere de ev sahipliği yapacak Ma'adra binasının iç düzenlemesi YBmO mimarlıkOfisi tarafından tasarlanıp uygulamaya konmuş vaziyette.
Ayvalık, Cunda, Sarmısaklı ve çevrelerinde çirkin yapılaşma agresif varlığını sürdürüyor olsa da geleneksel mimari estetiğine geri dönüşün, bürokratik ve iktisadi engellere rağmen bir trende dönüştüğü kesin.
Bazen manastır, kilise, zeytinyağı fabrikası gibi büyük bina restorasyonlarının, küçücük bir Rum evine göre çok daha kolay yapılabildiği gözden kaçmasa da festival organizatörlerinin bu yöndeki faaliyetlerini önümüzdeki senelerde de dirayetle sürdürüp başkalarına misal teşkil etmesi dileğimiz.
Ayvalık'ta kasırga hezeyanları
Azize Tan yönetimindeki çevik festival ekibi geçen haftadan itibaren Ayvalık'ta etkinlik hazırlıklarına giriştiğinde kasaba teyakkuz halindeydi. Geleceği sanılan ama bir türlü Ayvalık'a uğramayan kasırga yüzünden insanlar olası bir tsunamiyi tedirginlikle bekliyor, gerçekleşme ihtimali varmış gibi görünen felaketler hakkındaki spekülasyonlar tavan yapıyordu.
Meteoroloji yetkililerinin bölgesel tahminleri nispeten yumuşak bir havaya işaret etse de denize açılma yasağı özel teknelerden Ayvalık'ı Midilli'ye bağlayan feribotlara kadar tüm deniz trafiğini felç etti, daha önce birçok hortum görmüş olmasına rağmen ahalinin korku ve paniğe kapılması adeta kaçınılmaz oldu. Felaket tellallığı yüzünden zaten ekonomik zorluklar içindeki esnafın pazar günü kepenk açmadığı ve ticari açıdan verimli olma potansiyeli taşıyan bir günü ABD'den ithal meteorolojik hezeyanlar sebebiyle feda ettiği gözlemlendi. Pazartesi sabahından itibaren tekrar normale dönen Ayvalık'ın hafta sonu başlayacak film festivali sayesinde epey gevşeyeceği umuluyor...
Yan etkinlikler
Etkinliğin panellerinden bir tanesi Başka Kadınlar adını taşıyor. Geçtiğimiz Ağustos ayında Locarno'dan ödüllü Sibel adlı filmin kahramanı ötekileştirilimiş "başka" kadın karakterlerden biri. Çağla Zencirci ile Guillame Giovanetti'nin yönettiği, Adana'dan da taze ödüllü filmden yola çıkarak Prof. Dr. Dilek Tunalı, Prof. Dr. Lale Kabadayı, Yrd. Doç. Dr. Derya Özkan mevzuya derinlik katacaklar. Başrol oyuncusu Damla Sönmez'e de en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandırmış olan bu ve etkinlikte yer alan başka filmlerle bağlantılı olarak kadın kimliği, toplumdaki kadın algısı ve "makbul" birey tarifi üzerinden bir sohbet gerçekleştirilecek.
Festivalin danışmanı Fatih Özgüven ise Hitler'in Hollywood'u (Hitler's Hollywood) adlı belgeselin yönetmeni Rüdiger Süchsland'la bir söyleşi gerçekleştirecek ve propagandanın gücüne bir kez daha vakıf olmamızı sağlayacak.
Çiğdem Öztürk “İkonlar Çağına Veda” adını taşıyan panelde konuşmacı olarak yer alacak. Hakkındaki biyografilerin bile kabak tadı vermeye başladığı bir dönemde Whitney (Houston) ve Roger Appleton'ın yönettiği Lennon'u Ararken (Looking for Lennon) belgesellerinden yola çıkarak konuşmacı Yeşim Tabak 20. yüzyılda pop ikonlarının üstlendiği kültürel işlev ve pop ikonu kavramının nasıl eridiğini anlatacak.
Geniş film spektrumu
Festivalin bölümleri arasında yer alan Türkiye Sineması 2018, senenin birçok başarılı yapımını bünyesinde toplamış durumda. Farklı Hikayeler alt başlığı ile tanıtılan filmler arasındaki Gulyabani sizi hipnotize ederek Gürcan Keltek'in farklı dünyasına kesinlikle sürükleyecektir.
Dünyanın Bin Bir Hali adlı bölümde yer alan filmlerden bir tanesi Pasolini sinemasını özleyenlere iyi gelecek bir eser: Mutlu Lazzaro (Lazzaro Felice). Alice Rohrwacher yönetimindeki amatör oyuncu Adriano Tardiolo'nun masumiyetine kendinizi kaptırmanız hiç de zor olmayacak.
Arsız, agresif ve yüzsüz liderlerden Silvio Berlusconi'den bir kez daha rahatsız olmak isterseniz Loro (Onlar) sizin için biçilmiş kaftan. İtalya sinemasının en güçlü yönetmenlerinden Paolo Sorrentino'nun usta elinden çıkma lirik eserin sonunda, gözden düşmüş liderin haline acımanız da mümkün.
O çok korkulan hava muhalefeti yüzünden iptaller gerçekleşmezse Ayvalık Film Festivalinin Açıkhavada Sinema bölümünde de kaçırılmayacak eserler var.
Sinema ikonu Agnès Varda ile fotoğrafçı JR'ın beraber kotardığı Mekânlar ve Yüzler (Visages Villages) adlı belgesel size olağanüstü bir sinema tecrübesi yaşatacak ve Başka Sinema'nın festivali bir okul haline dönüştürme niyetine hak vermenize neden olacak. En azından içiniz neşe dolacak, yaratıcılığınız körüklenecek, her türlü motivasyonunuz artacak.
Ayvalık Film Festivali Ayvalık ve çevresine hayırlı olsun, zengin bir zeytin hasadının müjdecisi olsun... (RL/EKN)
* Festival hakkında teferruatlı malumata buradan ulaşabilirsiniz.