CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, dün (21 Mayıs) Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, zirai don ve kuraklığın tarım sektörü üzerindeki etkilerini değerlendirdi.
Gürer, zirai donun 60 ilde hissedildiğini belirterek, tüm siyasi partilerin katılımıyla oluşturulan bir Meclis komisyonunun çalışmalarını sürdürdüğünü belirterek, “Bölgelerde yerinde denetim, izleme ve değerlendirme yaptıktan sonra bir rapor hazırlanacak” dedi.

Zirai Don Araştırma Komisyonu üye seçimi kararı Resmi Gazete’de
“Bahçe ürünlerinde büyük rekolte kaybı yaşanacak”
Zirai donun özellikle bahçe ürünlerinde ciddi kayıplara yol açtığını vurgulayan Gürer, şu bilgileri paylaştı:
“Elma, üzüm, kayısı, ceviz ve badem gibi bahçe ağaçlarında bu yıl, geçmiş 50 yıla oranla rekolte kayıpları aşırı derecede gerçekleşecek. Bazı ağaçlarda yapraklanma başlamış olmasına rağmen çiçek olmadığı için ürün yok. Ancak cevizde çoğu bölgede yaprak bile yok. Ceviz ağaçlarının büyük bir bölümünün ürün verme olasılığı ortadan kalkıyor.”

“İki yıllık kayıp oluştu”
CHP’li Gürer, özellikle Amasya elmasında yaşanan soruna dikkat çekerek, “Bölgemizde misket elması, belli bölgelerde var. Amasya olarak da bilinen bu elma bir yıl verir, bir yıl vermez. Bu yıl verim dönemiydi. Ancak bu yıl ürün vermediği için gelecek yıl da vermeyeceğinden, iki yıllık bir kayıp oluşmuş durumda” ifadelerini kullandı.
Kuraklıkla ilgili güncel durumu da değerlendiren Gürer, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin yayımladığı fenolojik verilerin, kuraklık açısından olumlu bir tablo ortaya koymadığını ifade etti.
Gürer, “Buğdayda rekolte kaybı bu yıl bekleniyor. Bazı bölgelerdeki kar yağışları buğdaya fayda sağladı ancak diğer bölgelerde sorunlar devam ediyor” diye konuştu.

“Zirai don, gıda enflasyonunu da tetikleyecek”
“Kuru tarımda verim 50 kiloya kadar düşebilir”
Gürer, kuraklığın özellikle kuru tarım yapan çiftçiler açısından daha yıkıcı sonuçlara yol açtığını belirtti:
“Kuraklığın etkisi verim kaybını artırıyor. Eğer sulu tarım yapılmışsa dönüm başına 400 kilo civarında ürün alınırken, kuru tarımda TÜİK ortalaması 270 kilo. Bölgem itibarıyla bu dönemde dönüm başına 50 ile 100 kilo arasında ürün alınması olası görülüyor. Bu, çok önemli bir kayıp demektir. İlacı, gübresi, tohumu, mazotu, işçiliği ve tarla kirasının arttığı bir dönemde, çiftçiler bu yolla önemli kazanç kaybına uğrayacaklar.”
“Kanun teklifimizi Meclis’e sunduk”
Çözüm önerilerini de paylaşan Gürer, kuraklık ve don gibi afet durumlarında çiftçinin korunması için yeni bir yasal düzenleme sunduklarını belirterek, “Tüm çiftçi borçları en az üç yıl süreyle ötelenmeli ve faizleri silinmeli. Ayrıca bahçesinde gelir olmayan, ilaç ve gübre alamayan çiftçilere kredi desteği sağlanmalı. TARSİM’in üreticiyi destekleyecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerekiyor” diye konuştu.

ZİRAİ DON FELAKETİ
CHP’li Gürer: İktidar, ürün fiyatları için önlem almalı
Devlet destekli tarım sigortası TARSİM’in mevcut uygulamalarını da eleştiren Gürer, sistemin üreticiyi korumadığını savundu:
“TARSİM, üreticinin ürün ortağı gibi davranmak yerine, üreticinin yanında olacak bir kimliğe kavuşmalıdır. ‘Çiftçi Kayıt Sistemi yok, TARSİM’i yok, ben buna destek vermiyorum’ demek, oradaki ağacın ve ürünün yok olmasına göz yummaktır.”
“Kamu, çiftçinin yanında olmalı”
Toprak Mahsulleri Ofisi’nin yaklaşımının ticari değil, kamusal olması gerektiğini vurgulayan Gürer, 2025 yılında TMO’nun sadece 2,5 milyon ton buğday almayı planladığını hatırlatarak, “Bu, tüccara piyasanın bırakılması anlamına gelir. Bunun yerine çiftçinin elindeki ürün maliyetler hesaplanarak ederine alınmalıdır” ifadelerini kullandı.

Kuraklık, Türkiye için “hidrolojik kuraklık” riskini artırdı
(VC)