Hatay’ın can damarı Asi Nehri, ciddi kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya. Lübnan’daki Bekaa Vadisi’nden doğup Samandağ’dan Akdeniz’e dökülen ve ters akışıyla bilinen nehir, hem doğal kirlilik hem de insan eliyle yok ediliyor. Deprem sonrası ağır hasar gören Asi, korunmak bir yana moloz ve çöp döküm alanı olarak kullanılıyor.
Uzmanlardan ve yaşam savunucularından ortak çağrı var: Asi Nehri ve çevresi “1. derece doğal sit alanı” ilan edilmeli.
“Beton santralları ve taşocakları en büyük zarar”
BirGün’ün haberine göre, Antakya Çevre Koruma Derneği Başkanı Nilgün Karasu, nehre en büyük zararı kaçak beton santralları ve taşocaklarının verdiğini söylüyor. Karasu'ya göre bu tesisler hem denetimsiz hem de atıklarını doğrudan nehre bırakıyor:
“Depremden önce de kirlilik yüksekti ama sonrasında durum daha da kötüleşti. Konteyner kentlerin kanalizasyonları Asi’ye akıyor. Taş ocakları ve beton tesislerinin pisliği de cabası. Üstelik bazıları nehrin yatağını bile değiştirdi.”
Karasu, nehir kıyısına kurulan taşocaklarının, su canlılarının yaşam alanlarını yok ettiğini, özellikle balıkların yumurtlama bölgelerinin zarar gördüğünü belirtiyor.
Milleyha Sulak Alanı tehlikede
Karasu ayrıca, Asi’nin döküldüğü Milleyha Sulak Alanı’nın da tehdit altında olduğuna dikkat çekti. Bölgenin bazı kısımları hâlâ imara açık. Moloz dökümüne tepkiler sonrası kısmi temizlik yapılsa da kalın moloz tabakaları hâlâ duruyor. Karasu, Milleyha’nın da acilen doğal sit alanı ilan edilmesi gerektiğini söylüyor:
“17 kilometrelik sahil şeridi, Chelonia Mydas (yeşil deniz kaplumbağası) gibi nadir türlerin yaşam alanı. Aydınlatmalar nedeniyle kaplumbağalar yönlerini şaşırıp deniz yerine yola çıkıyor ve eziliyor. Milleyha, kıyı ve nehir bir bütün olarak korunmalı.”
Çiftçi çaresiz, halk sağlığı tehdit altında
Kuruyan Asi Nehri tarımı da vurdu. Özellikle Amik Ovası’ndaki çiftçiler, sulama yapılamadığı için büyük mağduriyet yaşıyor. Yaz aylarında suya en çok ihtiyaç duyulan dönemde, üretim yapılamaz hale gelindi.
Hekimlere göre ise bu durum sadece çevresel değil, aynı zamanda sağlık açısından da ciddi riskler taşıyor.
Yaşam savunucularından çağrı: “Gecikmeden harekete geçin”
Yaşam savunucuları, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sesleniyor: Asi Nehri ve çevresi acilen korunmalı. Karasu, Milleyha ve Asi hattının birlikte doğal sit alanı ilan edilmesinin, bölge ekosistemi ve canlı yaşamı için hayati önemde olduğunu vurguluyor.
“Asi yok olursa sadece bir nehir değil, bir yaşam kaynağı da yok olur.”

Son 120 yılda kuraklıktan etkilenen kara alanı iki katına çıktı

WWF-TÜRKİYE
"Su biterse herkes susar"
(EMK)







.jpg)

