CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, zirai donun farklı ürünlerde yarattığı zararın, özellikle bahçe ürünlerinde etkisinin uzun vadeli olacağını vurguladı.
Zirai don nedeniyle oluşan zararların ne zaman telafi edileceğinin bir an önce açıklanması gerektiğini vurgulayan Gürer, şöyle devam etti:
“Farklı kesimler acil çözüm bekliyor. Esnafından ihracatçısına, tarım işçisinden üreticisine, kırsal göçten işsizliğe çok geniş etki alanı olan zirai don, iktidar tarafından yeterince ciddiye alınmıyor. Bir ayı aşkın süre geçti. Süreç sanki yaşanmamış gibi devam edemez.”

"Zirai don ile ortaya çıkan sorunlar artıyor"
Elma üretiminde devasa kayıplar
Zirai don nedeniyle birçok ürünün ciddi şekilde zarar gördüğünü belirten Gürer, sadece Niğde’de 600 bin tonluk elma üretiminin %95’inin (yaklaşık 570 bin ton) kaybedildiğini açıkladı. Bunun yaklaşık 205 milyon dolarlık ekonomik zarara karşılık geldiğini belirtti.
Gürer, diğer ürünlerdeki tahmini kayıpları da şu şekilde sıraladı:
“Kirazda ülke genelinde TÜİK verilerine göre %55,7 oranında ürün kaybı öngörüldü. Kayısıda ülke kayıp oranı %65,1, şeftalide %32, Antep fıstığında %54,6, fındıkta %27,4, üzümde %18,6, cevizde %27,7 ve limonda %20,9 gibi oranlarda ürün kaybı beklenmektedir. Bu kayıpların büyüklüğü, sorunun çok boyutlu olduğunu açıkça göstermektedir.”

Zirai don ekonomiyi üşütür mü?
Tarım ekosistemi ve istihdam krizi
Niğde’nin Türkiye’nin en önemli elma ve kiraz üretim merkezlerinden biri olduğunu hatırlatan Gürer, zirai donun bu ölçekte bile büyük kayıplar yarattığını vurguladı:
“Niğde’de yalnız elma üretiminde 100 büyük işletmemizde 6 bin kişi istihdam ediliyor. Don nedeniyle işsiz kalma riskiyle karşı karşıyalar. Her yıl 16 bine ulaşan tarım işçisi, elma bahçelerinde hasat öncesi, hasat süreci, soğuk hava deposunda ihracat için ürün paketlemede çalışıyorlar. Ülke genelinde on binlerce mevsimlik işçi, hasat sürecinde ürün kaybı ile iş kaybı yaşayacak ve ihracat ile yurt dışı pazarı etkilenecek. Zirai ilaç, gübre, mazot, sulama ve nakliye sektörleri gibi tarımın yan kolları da büyük bir çöküş tehlikesiyle karşı karşıya. Tüketici, stok ürünlerin bitmesi ile fiyat artışlarından etkilenecek ve ithalat gelse de fiyatların dengelenmesi sorun yaratacak.”

"Zirai donun ardından kuraklıkla kayıplar daha da artacak"
“Sosyal çöküş yaşanabilir”
Ömer Fethi Gürer, kırsal bölgelerde ‘sosyal çöküş’ riski oluştuğuna dikkat çekerek, “Bu afet, kırsal bölgelerde gelir düzeyinde ani çöküş, işsizlik ve sosyal dışlanma risklerini beraberinde getiriyor,” dedi.
Gürer, çözüm önerilerini de şu şekilde sıraladı:
- Çiftçi borçları faizsiz veya düşük faizle en az üç yıl ertelenmeli, yeniden yapılandırılmalı. Bu konuda Meclis’e sunduğum kanun teklifi gündeme alınmalıdır.
- Üreticilere acil, faizsiz ek krediler sağlanmalıdır.
- Üretim ve yatırım için hibe destekleri verilmelidir.
- İhracatçı işletmelere kurumsal destek sağlanmalıdır.
- Girdi maliyetleri (ilaç, gübre, tohum) için acil sübvansiyonlar uygulanmalıdır.
- Tarımda süren projelerin süreleri uzatılmalıdır.
- TARSİM yeniden yapılandırılmalı; üreticiye verilen destek primi artırılmalıdır.
- Kadın kooperatiflerine sağlanan destekler artırılmalıdır.
- İşsiz kalan tarım işçileri kamu kurumlarında geçici işçi olarak istihdam edilmelidir.
- Sosyal ve psikolojik destek programları uygulanmalıdır.
- Kırsaldan göçü önleyecek stratejiler geliştirilmeli, iklim risklerine dayanıklı tarım modellerine geçiş hızlandırılmalıdır.
- Tarımsal afetler için ayrı bir bütçe oluşturulmalıdır.
- Don ve kuraklığa dayanıklı alternatif ürünlerin geliştirilmesi teşvik edilmelidir.
(VC)






