Prof. Dr. Murat Birdal: Ekrem İmamoğlu hamlesiyle Erdoğan Türkiye’yi yoksullaştırmayı seçti

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilip gözaltına alınması zaten krizde olan Türkiye ekonomisine yeni bir darbe vurdu.
TL değer kaybetti, döviz ve altın yeni rekorlar kırdı. Borsa İstanbul’daki düşüş sürüyor. Sadece bugün iki kez devre kesti. Reuters’a göre Merkez Bankası’nın yaktığı rezerv miktarı yaklaşık 10 milyar dolar. Bu Merkez Bankası’nın elindeki döviz miktarının (14 Mart itibariyle swap hariç net rezerv 65,4 milyar dolardı) yüzde 15’ine denk.
Uzmanlar siyasi bir hamle olarak gördükleri İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla “Türkiye’nin ekonomi politikasının bozulduğunu ve toparlanma eğilimindeki ekonomide krizin derinleşeceğini” düşünüyorlar.
"Ekonomi politikası rafa kalktı"
İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi iktisatçı Prof. Dr. Murat Birdal’ın düşüncesi ise AKP’nin, ekonomik sonuçları göze alarak hamlesini yaptığını yönünde. “Kur ve enflasyon hedefinin tümüyle ortadan kalktığı bir sürece girdik” diyen Birdal’a göre İmamoğlu’nun tutuklanması ya da yerine kayyım atanması krizi daha da derinleştir:
“Merkez Bankası 2025’in yıl sonunda enflasyonun yüzde 24 seviyesinde gerçekleşeceğini tahmin ediyordu. Aynı şekilde doların 42,70 TL civarında yılı kapatacağını düşünüyordu. Ancak İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ve gözaltına alınması tüm beklentileri bozdu.
Eğer gelişmeler sürerse, bir geri adım atmazsa hükümet, yıl sonu beklenen seviyeler daha yılın ortasını görmeden yakalanabilir. Kaldı ki İmamoğlu adımıyla AKP’nin, Mayıs 2023 seçimleri sonrası uygulanmaya koyduğu yeni ekonomi politikasını büyük ölçüde rafa kaldırdığını söyleyebiliriz.”
Rafa kaldırılan politikanın yabancılara güven vererek sermayenin ve sıcak paranın Türkiye’ye girişini sağlamak yönünde olduğundan bahseden Birdal, İmamoğlu kriziyle birlikte yabancıların Türkiye’yi terk ettiğini ekledi. Borsadaki çöküşü de buna bağladı:
“Şu an, daha önce ön göremediğimiz bir şekilde mevcut Cumhurbaşkanı rakibini siyasetten ekarte ediyor. Dolayısıyla bu artık uluslararası piyasalarda ‘temsili demokrasinin’ sonlarına geldiğimiz gibi yorumlanıyor. Böyle bir konjonktürde de yatırımcı kolay kolay tekrardan Türkiye’ye girmek istemez.
Ayrıca artık Türkiye’de kendini tekrarlayan bir hikâye var. Yani Türkiye sürekli yabancı yatırımcıya bir söz veriyor, güven yaratmaya çalışıyor ama sonra verdiği sözleri hiçe sayacak antidemokratik adımlar atıyor. Bu da Türkiye’nin risk pirimi ve siyasi riski artıyor.
Bunun sonucu olarak şimdi Türkiye’den çıkışta kalıcı bir eğilim olacaktır. Yaşananları gören yabancı yatırımcının önümüzdeki dönemde gelmesi mümkün değil. Merkez Bankası sattığı rezervleri bundan sonraki süreçte yerine koymakta zorlanabilir. Kur ataklarına karşı savunmasız kalabilir.”
"Bugün yaşananlar Mehmet Şimşek’i aşan bir durum"
Birdal, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “Piyasaların sağlıklı işleyişi için gereken her şey yapılıyor. Uygulamakta olduğumuz ekonomi programı kararlılıkla devam ediyor.” sözlerini hatırlattı.
“Döviz kurunun bir gün içerisinde yüzde 10 fırladığı bir ülkede de ekonomi programlarına bağlılık filan kalmaz” diyen Birdal şöyle devam etti:
“Hedefler baştan şaşmışken Türkiye programa bağlılığını koruyamaz. Mehmet Şimşek’i aşan bir durum bugün yaşananlar. Şimşek’in bu siyasi krizi elemine etmesi, ortadan kaldırması mümkün değil. O nedenle Şimşek, Hazine ve Maliye Bakanı olarak artık taahhüt veremez.
Verse de karşılığı olmaz. Zaten açıklaması piyasalar açısından hiçbir şey ifade etmedi. Taban uygulaması olmasaydı borsada çok daha büyük bir düşüş görecektik. Türkiye'nin en büyük bankaları, en büyük holdingleri, şirketleri bir gün içerisinde yüzde 10 civarında değer yitirdiler. Erdoğan dolayısıyla AKP iktidarı kendi isteğiyle Türkiye halkını yoksullaştırmayı seçti.
Erdoğan rakibini ortadan kaldırarak siyasi rejimin geleceğine dair piyasalara bir sinyal vermiş oldu. Bunun bir maliyeti var ve bunu başta ücretli kesim olmak üzere tabii ki halk ödeyecek.
Hükümet yılbaşında asgari ücrete, kamu görevlilerine ve emeklilere enflasyondan düşük zam yapmıştı. İmamoğlu hamlesi ücretli kesimin gelirinin ve satın alma gücünün hızla erimesine neden olacak. Yılın bitmesine daha 9 ay var ve 9 ay boyunca ücretlerin enflasyon karşısında eridiğini, insanların sürekli yoksullaştığını göreceğiz. Yüksek enflasyon büyük bir yoksullaşmayı da beraberinde getirecek.”
(HA)