Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, dün (16 Temmuz) Yerevan’da düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Güney Kafkasya’daki ulaşım hatlarının açılmasına değinen Paşinyan, Ermenistan’ın Azerbaycan’la karşılıklı ticarete ve üçüncü ülkelere çıkışlara açık olduğunu söyledi. Başbakan ayrıca, ulaşım hatlarına dair tüm müzakerelerin Ermenistan’ın egemenliği, toprak bütünlüğü ve yargı yetkisi temelinde yürütüldüğünü vurguladı.
ABD’nin, Syunik (Zengezur) Koridoru’nun ABD denetimine verilmesi önerisini de değerlendiren Paşinyan, ister dış kaynak kullanımı, ister yatırım ya da kiralama olsun, tüm tekliflerin egemenlik çerçevesinde değerlendirildiğini belirtti.
Başbakan, Zvartnots Havalimanı ve demiryolu gibi örneklerde olduğu gibi, dış kaynak kullanımının mülkiyeti devlete bırakacak şekilde yürütülebileceğini ifade etti.

Ermeni Apostolik Kilisesi ile gerilim
Bölgesel ulaşımın açılması kapsamında boru hatları, enerji nakil hatları ve iletişim altyapısını da içerecek bir yatırım şirketi kurmanın gündemde olduğunu belirten Paşinyan, ülkesinin Avrupa Birliği (AB) üyeliğini istediğini de açıkça dile getirdi.
Yeni anayasa çalışmalarına da değinen Paşinyan, yargının halkla bağının güçlendirilmesi gerektiğini savunarak, jüri sisteminin de değerlendirildiğini söyledi.
Azerbaycan’la kalıcı barış istediklerini ve barış anlaşmasının imzalanmadan önce paraflanmasının da olasılıklar arasında olduğunu belirten Paşinyan, Ermeni Apostolik Kilisesi ile yaşanan gerilime dair ise söz konusu operasyonlarla “kiliseyi korumayı” amaçladıklarını ifade etti.

Ermenistan'da ‘darbe’ soruşturması: İkinci ruhani de tutuklandı
Türkiye ile ilişkiler
Ülkesinin Türkiye ile ilişkilerine değinen ve bazı yurttaşların ilişkilerin normalleşmesine tepki gösterdiğini söyleyen Paşinyan, “Eğer Ermenistan, Türkiye ile uzlaşmazsa, başka hangi alternatifler var? Türkiye gibi bir ülkeyle savaşa girmemizi söylüyorlar. Gerçekten ne hakkında konuştuklarının farkındalar mı?” dedi.
Paşinyan, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la yaptığı görüşmeyi de hatırlatarak, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a daveti ile samimi ve açık sohbeti için teşekkür ettim. Görüşte tüm konuları ele aldık. Ulaştırma hatlarının açılması, ilişkilerin kurulması, çeşitli alanlarda olası işbirliği, Ani’deki tarihi köprünün restorasyonu ve diğer konular. Genel izlenimlerim olumluydu, bu görüşmeyle ilgili olumsuz hiçbir detay belirtmem mümkün değil,” değerlendirmesinde bulundu.

Oskanyan’dan Paşinyan eleştirisi
Öte yandan, Ermenistan’ın eski Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan, Paşinyan’ın Syunik Koridoru’na ilişkin dış kaynak kullanımı açıklamasını eleştirdi.
Paşinyan’ın, Ermenistan topraklarından geçecek; ancak Ermenistan’ın doğrudan kontrolünde olmayacak bir koridoru, havaalanı veya posta hizmetlerinin dış kaynak kullanımıyla işletilmesine benzetmesini "yanıltıcı, tehlikeli ve saçma" olarak nitelendiren Oskanyan, bunun doğrudan egemenliğe yönelik bir tehdit olduğunu savundu.
Oskanyan, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bir havaalanı ya da posta hizmetinin dış kaynak kullanımıyla işletilmesi, ulusal yargı yetkisinin zedelenmediği ticari bir düzenlemedir. Ermenistan Cumhuriyeti, toprakları, hava sahası ve hukuki çerçevesi üzerinde egemenliğini sürdürmektedir. Bu tür uygulamalar, tam ulusal denetimi koruyarak kalkınma, modernizasyon ve verimliliği teşvik etmeyi amaçlayan küresel ölçekte yaygın kamu-özel sektör iş birlikleridir.
“Oysa Azerbaycan’ın talep ettiği ve zaman zaman dış güçlerin de gündeme getirdiği 'koridor' kavramı bambaşka bir anlam taşımaktadır. Bu yaklaşım, Ermenistan’ın yasal, idari ve güvenlik yetkilerinin dışında kalan, fiilen ya da hukuken başka bir güce bırakılmış bir toprak şeridi anlamına gelir. Bu bir yatırım modeli değil, doğrudan egemenliğin ihlalidir.
“Aradaki fark temeldir: Hizmetlerin dış kaynak kullanımı yönetişimle ilgilidir; bir koridorun dış kontrol altına alınması ise bölgesel bir ayrıcalık, bir imtiyazdır. Bir transit hattının yetki alanının devrini, Zvartnots Havalimanı’nın işletme hakkıyla kıyaslamak; bir hizmetin işletmesini, bir sınırın terk edilmesiyle karıştırmaktır. Eğer bu karşılaştırma geçerli kabul edilseydi, sömürge döneminde verilen her türden imtiyaz bugün modernleşme örneği olarak sunulabilirdi. Oysa tarih bize başka bir şey öğretiyor: Bölgesel egemenlik bir yönetim anlaşması değil, doğrudan devlet olmanın temelidir.”
Kaynaklar: Armen Press, Agos Gazetesi, Anadolu Ajansı. (TY)










