Gazeteciler bugün İstanbul’da Gazze’deki meslektaşları için bir araya geldi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve DİSK Basın İş, İsrail'in Gazze’deki gazetecilere yönelik saldırılarını ve son dönemde medya temsilcilerini de vuran aç bırakma pratiğini protesto etti. Filistinli gazetecilere yönelik insan hakları ihlallerini şiddetle kınadı.
İsrail’in Levent’teki İstanbul Başkonsolosluğu önündeki yapılan protestoda polis eylemde yüksek güvenlik önlemi aldı. Konsolosluk binasını çembere alarak kapattı.
Eylemde gazeteciler “Nehirden denize özgür Filistin” , “Yaşasın Filistin dayanışmamız” sloganları attı. “İsrail: Gazze’de gazetecileri öldürmeyi durdur”, “Açlık bir silah, sessizlik ise suç ortaklığıdır”, “Gazetecilerin hedef alınması insanlık suçudur” dövizleri ile Filistin bayrakları taşıdı.
Ayrıca eylemi ulusal ve uluslararası medya temsilcileri de takip etti.

Reuters, AFP, AP ve BBC’den ortak Gazze açıklaması
Önderoğlu: Tüm kurumları İsrail’e karşı açık tutum almaya davet ediyoruz
Burada konuşan RSF Türkiye Temsilcisi ve bianet Medya Gözlem Raportörü Erol Önderoğlu, “İsrail devletinin uluslararası savaş kurallarını ve insancıl hukuk ilkelerini çiğneyerek 225 gazeteciyi öldürmesini kınıyoruz” dedi.
Önderoğlu tüm dünyanın, her gün onlarca sivilin bombalanmasını ve medya temsilcilerinin bir bir hedef seçilmesini izlediğini belirtti. “Burada bir utancı paylaşıyoruz” diyen Önderoğlu şöyle konuştu:
“Bizler canı pahasına habercilik yapmaya çalışan meslektaşlarımızı hedef alan İsrail’e karşı sessiz kalan uluslararası toplumun tutumuna isyan ediyoruz.
Tüm uluslararası diplomatik ve politik kurumları, temel insan hakları değerlerine daha fazla sırt çevirmeden, uluslararası hukuka işlerlik kazandırmaya, İsrail’e karşı açık tutum almaya, caydırıcı yaptırım getirmeye davet ediyoruz.
İsrailli yetkililer, uluslararası medya temsilcilerinin Gazze’ye girişine derhal izin vermelidir. İsrail, bu zamana kadar öldürdüğü, açlığa mahkum ettiği Filistinli gazeteciler hakkında hesap vermelidir.
Komşu ülkelerde görev yapan meslektaşlarımızdan da, Türkiye’den yükselen bu sese, ses katmalarını bekliyoruz. Filistin’deki meslektaşlarımız yalnız değildir.”
Durmuş: Açlık silah olarak kullanıyorlar
Önderoğlu’nun ardından TGS Başkanı Gökhan Durmuş söz aldı. Durmuş, Avrupa'da 300 binden fazla gazeteciyi temsil eden Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Başkanı Maja Sever’in Avrupalı devlet başkanlarına gönderdiği mektubu okudu.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenen Durmuş, “Bugün Gazze'de yaşananlar bir savaş suçu ve insanlığa karşı işlenen bir suçtur. Açlık silah olarak kullanıyorlar” dedi.
Gazze’deki suçlara ve acılara tanıklık eden tek kişilerin gazeteciler olduğunu ifade eden Durmuş, sonrasında şunları ekledi:
“Gazeteciler, abluka altında ve yabancı gazetecilerin girişinin açıkça yasaklandığı bir ortamda, gerçeği dünyaya duyurmak için her gün hayatlarını tehlikeye atıyorlar. Ve şimdi onlar da açlıkla susturuluyor.
Gazze'deki gazeteciler fiziksel çöküş noktasına geldi. Açlık çekiyorlar, bilinçlerini kaybediyorlar, güçlerini kaybediyorlar ve bununla birlikte işlerini yapma yeteneklerini de kaybediyorlar. IFJ verilerine göre, Gazze'deki savaşın başlangıcından bu yana en az 187 gazeteci ve medya çalışanı öldürüldü. Onların ölümü tehlikeli bir mesaj veriyor: ‘Gerçekler duyulmamalı!’
Gazze'yi yabancı muhabirlere kapatarak, İsrail ordusu ifade özgürlüğünü ve halkın bilgi edinme hakkını bastırıyor. Gazetecileri aç bırakarak, gerçeğin sesini, yani gazetecileri, kelimenin tam anlamıyla susturuluyor. Türkiye'nin kurucu üyeleri arasında bulunduğu Avrupa Komisyonu'ndan, Gazze'de devam eden soykırım konusunda tutumunu açıkça belirlemesini, tarafsız ifadelerin arkasına saklanmayı bırakmasını ve somut adımlar atmaktan kaçınmamasını talep ediyoruz.
Avrupa Komisyonu’nun uluslararası hukuku ve insan haklarını korunmasını güçlü bir şekilde desteklemesini bekliyoruz. Hakikat açlık ile susturulmaya çalışılırken, daha yüksek sesle konuşmak bizim görevimizdir. Avrupa Komisyonu’nun bu anda sessiz kalması ahlaki ve siyasi bir utançtır.”
Dedeoğlu: Cesaretlerini ve onurlu duruşlarını selamlıyoruz
Durmuştan sonra da DİSK Basın-İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu konuştu. İsrail’in, Gazze’ye insani yardım götürmek üzere yola çıkan ‘Hanzala’ gemisine uluslararası sularda düzenlediği baskını hatırlatan Dedeoğlu, gemideki Tunuslu gazeteci ve sendikacı Hatem Aouini’nin gözaltında olduğunu söyledi. Aouini’nin bir an önce serbest bırakılmasını istedi. Ayrıca geminin taşıdığı insani yardımların Gazze halkına ulaştırılmasını talep etti.
Dedeoğlu ayrıca Şubat 2024’te İsrail’in Gazze'de gazetecilere yönelik işlediği savaş suçlarına karşı bulundukları suç duyurusunu hatırlattı.

DİSK Basın-İş'ten, İsrail’in Gazze'de gazetecilere yönelik işlediği savaş suçlarına karşı suç duyurusu
“Hala beklediğimiz bir dava. Hala sonuçlanabilmiş ve bize geri dönüş yapılmamış bir dava. Bu davanın takipçisiyiz.” dedi.
“Gazze’de gazeteciler artık sadece silahla, bombayla öldürülmüyor.” diyen Dedeoğlu “Meslektaşlarımızın açlıktan haber yapamayacak hale geldiklerini görmeye başladık. Filistin halkının yaşadıklarını ve İsrail’in soykırımını haberleştirmeye çalışan gazetecilerin cesaretini kıran tek şey açlık. Açlık insanın her türlü gücünü elinden alan bir olgu. Buradan Gazze’de halen mesleklerini onurlu bir şekilde sürdürmeye çalışan meslektaşlarımızı saygıyla selamlıyoruz.” dedi.
(SÖ/HA)











