Engin Çeber'i işkencede öldürülenlerin yargılandığı davanın bugünkü üçüncü duruşmasında Yargıtay 8. Ceza dairesinin bozma kararına uyulması kararı verildi, yargılamada neredeyse başa dönüldü.
Daha önceden alınmış olan Adli Tıp Kurumu raporunun tekrar hazırlanması kararı verildi, cezaevinde de tekrar keşif yapılacak.
Dört tutuklu sanık, bir yıl içerisinde hüküm giymezlerse, beş yıllık tutukluluk süreleri dolduğundan yasa gereği serbest kalacaklar.
Çeber ailesinin avukatları, hiçbir işlem yapılmadan üç duruşma geçmiş olmasına tepkili.
"Evlenemiyorum, mağdurum"
Duruşmaya, tutuklu sanıklar Fuat Karaosmanoğlu, Selahattin Apaydın, Nihat Kızılkaya ve Sami Ergazi ile 15 tutuksuz sanık katıldı.
Duruşma, Çeber'in kardeşleri Erdem ve Erdal Tekin ile annesi Kamile Tekin'in davaya şikayetçi olarak katılma taleplerinin kabulüyle başladı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti başkanı Recep Karaman, Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin bozma kararına uyulacağı yönündeki kararı okudu.
60 sanıkla başlayan davada, tutuklu yargılanan dört kişi müebbet hapis, 41 sanık da 7,5 yıla kadar ceza almıştı. Ancak dava imza eksikliği, bir ismin yanlış yazılması ve "sanıkların aynı avukatlarca savunulması" gerekçeleriyle Yargıtay'dan dönmüştü.
Sanık polis Aliye Uçak, Çeber'le birlikte işkence gören Aysu Baykal'ın "kendisini darp ettiğini, ısırdığını" öne sürdü.
Uçak, ayrıca, 26 yaşında olduğunu, bu dava nedeniyle imajının zarar gördüğünü ve "evlenemediğini, mağdur olduğunu" söyledi.
Sanık polislerin hepsi "mağdur"
Sanık Selahattin Apaydın, "Gerçek suçlular korunuyor, onların yerine biz tutukluyuz" deyince, hakim de "Gerçek suçlu kim, söyle" dedi.
Apaydın, "Bilmiyorum" yanıtını verdi.
Davanın dört tutuklu sanığı da mağdur olduklarını söylediler. Sanık avukatları, Çeber'in işkence gördüğü Metris Cezaevi'nin İkinci Müdürü olan tutuklu sanık Fuat Karaosmanoğlu'nun avukatı, müvekkilinin olayla ilgisinin olmadığını öne sürerek kamera kayıtlarına tekrar bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etti.
Diğer sanık avukatları da Metris'te keşif yapılması yönünde talepte bulundu.
"Çeber sandalyeden düştü, başını çarptı"
Çeber ailesinin avukatlarından Taylan Tanay, sanık avukatlarının zaten mahkemede daha önce izlenmiş ve haklarında Adli Tıp raporu bulunan kamera kayıtlarının tekrar incelenmesi isteğini, "davayı uzatma çabası" olarak niteledi.
Tanay, aynı görüntüler için aynı kurumdan rapor istemenin anlamsız olduğunu söyledi. "Çeber'in sandalyeden düşerek başını yere çarptığı" yönünde tutanağın altında, "Orada değildi" denilen sanık Karaosmanoğlu'nun imzasının bulunduğuna dikkat çekti.
Çeber ailesinin avukatları, Yargıtay kararı konusunda karar verilmesi için bile üç duruşma geçtiğini söyledi ve sanıkların beş yıllık tutukluluk süresinin dolmasını beklediğine dikkat çekildi.
Tanay, "Mahkeme acilen karar vermeli" diye konuştu.
Adli Tıp raporu da baştan!
Mahkeme, Çeber'in işkence gördüğü Metris'teki hücrede tutuklu sanıklar ve avukatların katılımıyla 14 Mayıs'ta keşif yapılmasına karar verdi.
Ayrıca, Çeber'e ait raporların, iddianamenin, sanık ile tanık savunmalarının Adli Tıp Kurumu'na gönderilerek, Çeber'de meydana gelen beyin kanamasının kronolojik olarak ne zaman ve nasıl oluştuğu hakkında rapor hazırlanmasına karar verildi.
Tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamına karar verildi. Yargılamaya 18 Haziran'da devam edilecek.
Ne olmuştu?
Çeber, 28 Eylül 2008'de bir basın açıklamasına katıldığı ve Yürüyüş Dergisi dağıttığı için gözaltına alındı. İstinye Şehit Muhsin Bodur Polis Merkezi'nde ve Metris Cezaevi'nde 7 Ekim 2008'e kadar kesintisiz işkence gördü.
Kaldırıldığı Şişli Etfal Hastanesi'nde 10 Ekim 2008'de hayatını kaybetti. işkenceyle öldürüldüğü, bilirkişi raporuyla kanıtlandı.
Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 39 gardiyan, üç cezaevi müdürü, 13 polis, dört asker ve bir doktor toplam 60 sanık hakkında dava açıldı.
Metris Cezaevi İkinci Müdürü Karaosmanoğlu, infaz koruma memurları Apaydın, Ergazı ve Kızılkaya işkenceyle insan öldürmek suçundan 1 Haziran 2010'da müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
İşkence yapmak, kasten yaralama, görevi ihmal ve suçu bildirmemek suçlarından da gardiyan Yavuz Uzun ve Murat Çise 7.5 yıl, polis memurları Abdulmuttalip Bozyel ve Mehmet Pek 7.5 yıl, polis Aliye Uçak 2 yıl 6 ay ceza aldı. Cezaevi doktoru Yemliha Söylemez de sahte evrak tanzim etmekten 3 yıl 9 ay hapse mahkum edildi.
Karar, 28 Eylül 2011'de Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nce bozuldu. İlk duruşma, karardan 16 ay sonraya, 20 Şubat 2012'ye verildi. (AS)