Uluslararası Af Örgütü, gözaltında öldürülen Engin Çeber'le ilgili açılan davada 19 güvenlik görevlisine verilen mahkumiyet kararının Yargıtay'ca bozulmasını "Tarihi karar bozuldu" şeklinde yorumladı.
Af Örgütü'nün dün (20 Aralık) yayınladığı açıklamada, kararın 9 Aralık'ta Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce aileye tebliğ edildiği ifade edilerek, "Türkiye'de işkence ve diğer kötü muamele konusundaki cezasızlıkla ilgili uzun süredir ciddi kaygılar taşıyoruz" dendi.
Örgüt, bu tür iddiaların etkin bir şekilde soruşturulmasının ve sorumluların adil şekilde yargılanmasının, devlet yetkililerinin sorumlu olduğu insan hakları ihlallerinin ortadan kaldırılması için elzem olduğuna inandıklarını açıkladı. Davanın yeniden görülmesinde gereksiz uzatmalardan kaçınılması çağrısında bulundu.
Davayı Engin Çeber'in ölümünden bu yana izleyen ve izlemeye devam edeceğini açıklayan örgüt, Türkiyeli yetkililer, "Çeber ailesinin tazminat haklarını garanti altına almak zorunda" dedi.
Müebbet hapis cezası almışlardı
Çeber, 28 Eylül 2008'de bir basın açıklamasına katıldığı ve Yürüyüş Dergisi dağıttığı için gözaltına alındı. İstinye Şehit Muhsin Bodur Polis Merkezi'nde ve Metris Cezaevi'nde 7 Ekim 2008'e kadar kesintisiz işkence gördü. Kaldırıldığı Şişli Etfal Hastanesi'nde 10 Ekim 2008'de hayatını kaybetti.
Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 39 gardiyan, üç cezaevi müdürü, 13 polis, dört asker ve bir doktor toplam 60 sanık hakkında dava açıldı. Metris Cezaevi İkinci Müdürü Fuat Karaosmanoğlu, infaz koruma memurları Selahattin Apaydın, Sami Ergazı ve Nihat Kızılkaya işkenceyle insan öldürmek suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Af Örgütü, kararı, "Türkiye hukuk tarihinde dönüm noktası niteliğinde bir karar" olarak niteledi.
İşkence yapmak, kasten yaralama, görevi ihmal ve suçu bildirmemek suçlarından da gardiyan Yavuz Uzun ve Murat Çise 7.5 yıl, polis memurları Abdulmuttalip Bozyel ve Mehmet Pek 7.5 yıl, polis Aliye Uçak 2 yıl 6 ay ceza aldı. Cezaevi doktoru Yemliha Söylemez de sahte evrak tanzim etmekten 3 yıl 9 ay hapse mahkum edildi.
Bozma gerekçesi: "İmza eksik"
16 ayda sonuçlanan dava dosyasında verilen karar sekiz ay mahkeme kaleminde bekletildi, dosya Yargıtay'a gönderilmedi. Temyiz edilen kararı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi 28 Eylül'de açıkladığı kararla mahkemenin kararını bozdu.
Yargıtay'ın bozma kararındaki ilk gerekçe, davada üçüncü taraf olan Çeber'in ablasının isminin, basılan mahkeme kararına yazılmamış olması ve karar tarihinin 1 Haziran 2010 yerine 3 Haziran 2010 olarak yanlış yazılmış olması. İkinci gerekçe ise sanıklardan bazılarının aynı avukat tarafından temsil edilmiş olması.
Uluslararası Af Örgütü'ne bilgi veren Çeber'in ailesinin avukatı, kararın bozulmasına temel olarak gösterilen gerekçelerden birincisinin Yargıtay'ın kendisi tarafından da düzeltilebileceği basit bir hata olduğun söyledi.
İkinci gerekçe ile ilgili olarak da avukat, davanın görüldüğü sırada, sanıkların yasal temsilleri ile ilgili sorunlar konusunda bir başvuru yaptıklarını ancak başvurunun mahkeme tarafından reddedildiğini, sanıkların da başvuruya karşı çıktıklarını söylemediklerini dile getirdi.
Af Örgütü, açıklamasını şöyle tamamladı: "Dava yeniden yargılama için tekrar alt mahkemeye gönderilecek ve muhtemelen Çeber ailesinin sıkıntılarının devam etmesine yol açacak uzun bir dava süreci yaşanacak." (AS)