Sevdiği yemekler yapıldı, meyveler bu kez onun için toplandı. Ailesi, sevdiği herkese haber saldı. Aylar önceden, İstanbul’daki Silivri'deki Marmara 5 No'lu Kapalı Cezaevi'nde onu karşılamak üzere planlar yapıldı.
Çoşku, heyecan ve 30 yıllık bir özlemin son bulacağı hayali heryeri kapladı. Türkiye’den ve dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan yakınlar da bir araya geldi. Ne yazık ki o beklenen kişi, şair İlhan Sami Çomak, bu karşılamaya gelemedi.
Silivri'deki Marmara 5 No'lu Kapalı Cezaevi'nde tutulan şair İlhan Sami Çomak, tahliyesine saatler kala 96 gün daha cezaevinde kalacağını öğrendi. Kararı veren Cezaevi İdari Gözlem Kurulu idi.
bianet’e konuşan İlhan Sami Çomak’ın ağabeyi Nazım Çomak, tahliyeye saatler kala verilen bu kararın dahi bir “kötülük” olduğunu düşünüyor. “Neden on beş gün önce değil de tahliyeye saatler kala bu karar alınıyor ve açıklanıyor?” diye soruyor.
“Hukuki değil etik hiç değil”
Nazım Çomak, Cezaevi İdari Gözlem Kurulu'nun İlhan Sami Çomak'a yönelik yaklaşımının ideolojik olduğunu ve adaletsizlik içerdiğini söylüyor:
“İlhan, 30 yıldır cezaevinde ve bu süre boyunca 10-11 kitap yazdı. Bu kararla İlhan’ın tahliyesini tekrar ertelemek, açıkça bir zulümden başka bir şey değil. Ailemizi ve sevenlerini bu kadar hayal kırıklığına uğratmanın bir anlamı yok. Bir sene önce bırakılması gerekirken, bırakılmadı. 10-11 tane kitap yazmış birini hukuk dışı yöntemlerle cezaevinde tutuyorlar. Neyi bekliyorlar, nedir sorun?"
"AİHM süreci var, ondan sonraki süreçler var. Hukuka aykırı söylenebilecek hiçbir şey yok. Buna rağmen bırakılır diye düşündük ama maalesef Cezaevi Gözlem Kurulu, bizce AK Parti'nin kendi her mahkemesi, her cezaevi için oluşturduğu bir kurul ona bu hakkı vermedi. Sorular soruyorlar ve istedikleri yanıtları alamayınca bırakmıyorlar. İlhan da bunu kabul etmedi."
"Çok net bir şekilde ifade etti, bugün de söyledi, dün de avukat aracılığıyla iletmişti: ‘Ben asla boyun eğmeyeceğim. Başım dik olarak buradan çıkacağım, bunun bedelini ödedim, neyse de ödemeye devam edeceğim. Bu yaptıkları hukuki değil, ahlaki değil, etik hiç değil.”
“Bu bir onur meselesi”
Nazım Çomak ayrıca, bu tür adaletsizliklerin sadece İlhan Sami Çomak'ın değil, Kürt halkının genel olarak yaşadığı sorunların bir yansıması olduğunu belirtiyor:
“İlhan’ın yaşadığı bu süreç, Kürt sorununu çözümsüz bırakma çabalarının bir parçası. 30 yıldır değişen bir şey yok, 1994’te de böyleydi. Bu sistemin Kürtlere bakışı hâlâ aynı. Bu bir onur meselesidir, bu bir gurur meselesidir. Bizim açımızdan çok basit değil birkaç kelimeyle ifade etmek. Çünkü sonuçta İlhan diğer tarafta. Biz bunu yaşasak da... Ama bu bir onur meselesidir.”
“İlhan da geri adım atmayacak, biz de”
Karara rağmen, İlhan Sami Çomak’ın dirençli olduğunu ve boyun eğmeyeceğini belirten Çomak şunları vurguluyor:
“İlhan bugün de çok net bir şekilde ifade etti: Dayatmaları asla kabul etmeyeceğim, başım dik olarak buradan çıkacağım. Bu onurlu duruşu sürdüreceğiz.”
İlhan’ı bugün görüş sırasında tekrar gördüklerini anlatan Nazım Çomak, 30 yıldır cezaevinde olan birini 96 gün sonra değişeceğini nasıl düşünürler?” diye soruyor:
Ailesinin büyük bir hayal kırıklığını yaşadığını anlatan Nazım Çomak’a göre, bu sadece aileye ceza vermek anlamına gelmiyor:
“Süründürme, aileye daha çok ya da şahsa daha çok kötülük nasıl yapılabilir? Tarzında bir yaklaşımın ötesinde bir yaklaşım var. Bu halkı da cezalandırmak aynı zamanda. Cezanın gerekçesi ne? 96 gün erteleme cezasını nasıl almış? Gerçekten büyük bir acı ve adaletsizlikle baş etmek zorundayız fakat geri adım atmayacağız. İlhan zaten geri adım atmıyor biz de onun yanındayız."
"Avukat beni aradı ve hoparlördeydi. Telefon bağlıydı. Hepimiz duyduk doğal olarak. Acının tarifi yok. Bu ülkenin bu halkın acısının tarifi yok. Onu anlatmak mümkün değil. Çünkü insani duygulardan yoksun insanlar olduğunu tahmin ediyorum. Akşamları evlerine gidip vatani görevlerini yapmış gibi huzurlu çocuklarını sevecekler. Bir anne babanın ne düşündüğünü çok umurlarında olmayabilir. Çünkü bizim insan olarak duygu dünyamız farklı, bu insanlarda bunu beklemek doğal olarak ailemde çok büyük bir yıkıntı yarattı. Artık 30 yıldır bekliyorsun, sesini duyuyorsun."
"İki gün öncesinde seni alacağız diyorlar. Tam böyle saatler kala artık, bugün sabah almamız gerekiyor. Yaklaşık 15-16 saat sonra alacağız. Resmen acı çektirmek için resmen... Amaç ne? 30 yıldır rehabilite olmayan bir insan, 96 gün sonra mı rehabilite olacak? Almak istedikleri cevap 96 gün sonra mı alınacak? Sorun şuraya geliyor: Klasikleşmiş Kürt sorununun çözümsüzlüğünü devam ettirmek.”
“94'teki süreci yaşıyoruz"
Nazım Çomak, bu sürecin İlhan için bireysel bir mesele değil, Kürt halkının genel kaderiyle ilgili olduğunu belirtiyor:
"Bu İlhan’ın şahsında olan bir durum değil. 30 yıllık süreci düşündüğümüzde, 94’teki süreci aynen yaşıyoruz. Süreçler değişti, hükümet değişti, kanunlar değişti ama bakış açıları değişmedi."
"Değer yargıları yok"
Son olarak, Nazım Çomak, yaşanan adaletsizliklerin artık kabul edilemez olduğunu belirterek, bu duruma karşı duyarlı olan herkesin sesini yükseltmesi gerektiğini söylüyor:
“Bu Cezaevi Gözlem ve İdare Kurulu’nun neyin nesi olduğu, dayanağının ne olduğu, nasıl böyle keyfi davranabildikleri, kimlerden oluştuğu sorgulanmalı. İlhan’ın oradaki duruşu ideolojikti, 30 yıl bir şekilde orada. Ne bekliyorlar ya? En ağır şekilde ceza vermişsin 30 yıl, dünyada bunun örneği yok. Amaç ne?"
"Gerçekten bu keyfiyetin önüne geçilmesi gerekiyor. Bu mahkemenin kararı değil, olmaması gerekiyor. İnsanların üç ay, altı ay, bir buçuk yıl ya da iki yıl, infazının yakılması hukuki değil, kanuni değil, ahlaki değil."
"Ama maalesef karşımızda ne hukuk ne ahlak sahibi olan bir şey var. Değer yargılarına sahip birileri yok. Kime söyleyeceğiz, neye söyleyeceğiz? Sadece aydınlardan, hukukçulardan ya da siyasetçilerden beklentim, bunun önüne geçilmesi. Biz bu mağduriyeti yaşadık, ama bundan sonraki süreçlerde bu mağduriyetin önüne geçilmesi gerekiyor.”
Şair Çomak için denetimli serbestlik başvurusu: "Elimiz kalbimizde"
İlhan Sami Çomak kimdir?
Ne olmuştu?
Silivri'de bulunan Marmara 5 No'lu Kapalı Cezaevi'nde tutulan şair İlhan Sami Çomak'ın avukatları Hakan Bozyurt ve Cafer Çakmak, "5275 sayılı yasanın 105/A maddesi uyarınca denetimli serbestlik hakkının kullandırılması" için 21 Ağustos'ta başvuru yapmıştı.
Hapishanenin İdare ve Gözlem Kurulu, 29 yıldır hapishanede olan ve koşullu salıverilme tarihine bir yıldan az bir süre kalan Çomak'ın yaptığı denetimli serbestlik başvurusunu reddetmişti.
Çomak ve avukatları, karara karşı 1 Eylül'de Silivri İnfaz Hakimliği'ne itiraz etmişti.
30 yıldır mahpus olan Çomak'ın koşullu salıverilme tarihi 21 Ağustos 2024'tu.
(EMK)