Genelkurmay Başkanlığı’nın terörle mücadele kapsamında görev yapan bazı birliklere bayram öncesi basın turu düzenlemesini bianet’e değerlendiren Radikal gazetesinden Ertuğrul Mavioğlu, sorunun iki aşamada ortaya çıktığını söylüyor.
Mavioğlu: Genelkurmay da haber kaynağı ama..
Mavioğlu, ilk olarak Genelkurmayın medya kuruluşları arasında “kendine özgü ve ayırımcı bir akreditasyon sistemi” empoze etmesinde yaşandığını kaydediyor, diğer sorununsa davetli habercilerin etkinlikte peşinen sorularını neyle sınırlı tutacaklarını çok iyi biliyor olmasından doğduğunu ve özgür habercilikten söz edilemeyeceğini ifade ediyor: “Yoksa Genelkurmay da her haber kaynağı gibi gazeteci bilgi demektir.”
Turgut: . Tek sesliliğe iman edersiniz
Diğer gazeteci, Cumhuriyet gazetesi muhabiri Alper Turgut de, koşulları iliştirilmiş gazeteciliğe (embedded) benzeterek ve “bavul tipi gazetecilik” olarak nitelendirerek sorunun haberciliğin sınırlandırılmasından görüyor:
Bu koşullarda kısıtlı hareket olanağı sağlar ve sınırlı haber yapabilir. Tek sesliliğe iman edebilirsiniz. Basın özgürlüğünü rafa kaldırmamak adına, bize düşen alternatif planlar geliştirerek iliştirilmemiş gazeteciler olarak Güneydoğu Anadolu’ya kendi olanak ve imkânlarımızla haber turu düzenleyebiliriz. Ateş yağmuru altında beyaz bayrağını sallarken 1992 yılında Cizre’de katledilen meslektaşımız İzzet Kezer’in anısına saygısızlık da etmemiş oluruz.”
“Spor, sinema, magazin ve dahası... Her alanda fikir ve ifade özgürlüğü acımasız bir kuşatma altındayken, haberin ta kendisi güvenlik ve sansür çemberine alınmışken günümüz gazeteciliğin bağımsızlığından dem vurmak haliyle safdillik olur.” (EÖ)