Haftalık haber dergisi Nokta'nın bugünkü (8 Mart) sayısında yayınlanan Ahmet Şık imzalı haberde, Genelkurmay'ın gazetecileri "Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) karşıtları" ve "TSK yandaşları" olarak sınıflandırdığı yer alıyor.
Haberde, "akreditasyon" mekanizmasının gazetecilere itibar biçme aracı olarak kullanıldığını, medya kuruluşlarının "olumlu" ve "olumsuz" haber yapma istatistiklerinin çıkarıldığını, "güvenilir" ve güvenilmez" olarak sınıflandırıldığını, gazeteciler ve gazete yazarlarıyla ilgili değerlendirmelerin yapıldığını gösteren andıçlarla ilgili bilgiler bulunuyor.
Akreditasyon
Genelkurmay Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü'nce hazırlanıp Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Salih Zeki Çolak'ın onayıyla Genel Kurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun'a gönderilen, "Akredite Basın ve Yayın Organları Yeniden Değerlendirmesi" başlıklı andıç Kasım 2006 tarihli.
Bu metne göre, akreditasyon şu demekmiş (vurgular bianet'e ait):
"TSK'nin vazgeçilmez ilke ve prensipleri ışığında yapılan değerlendirilmesi sonucunda bazılarının güvenilir olduğu bazılarının da güvenilir olmadığı sonucundan hareketle güvenilir basın-yayın kuruluşlarının yer aldığı bir 'Akreditasyon Listesi' oluşturulmuştur.
(...)
"Güvenilirlik düzeyi düşük basın-yayın kuruluşlarının TSK bünyesinde gerçekleştirilen faaliyetlere katılımı kısıtlanmış ve anılan faaliyetlere ancak güvenilirlik denetiminden geçen basın kuruluşları mensuplarının katılımı sağlanmıştır.
(...)
"Güvenilir olarak değerlendirilmeyen basın-yayın kuruluşlarına akreditasyon verilmeyerek bunların kamuoyu nezdinde itibar görmemesi de sağlanmıştır.
(...)
"Bazı basın kuruluşları ve örgütlerinin, akreditasyon işlemini, Genelkurmay Başkanlığı'nın basın mensuplarına vermesi gereken bir hizmet olarak algılamalarının aksine, akreditasyon süreci Genelkurmay Başkanlığı'nın basın kuruluşlarına ilişkin güven değerlendirmesidir."Andıçta, değerlendirme sonrasında medya kuruluşlarına ve gazetecilere akreditasyon verilmesiyle ilgili şu değerlendirmeler yer alıyor (vurgular bianet'e ait):
Gazetelerden Posta, Hürriyet, Milliyet, Referans, Gözcü, Sabah, Ortadoğu, Yeniçağ, The New Anatolian, Dünya, Türkiye, Cumhuriyet, Akşam ve Vatan Gazetesi'nin,
Televizyonlardan TRT, BRT-K, ART, CINE 5, EY TV, EXPO Channel TV, NTV CNBC-E, ATV, TV 8, Show TV, Flash TV, CNN Türk, Kanal D, Star TV'nin,
Ajanslardan İhlas Haber Ajansı Doğan Haber Ajansı Anadolu Ajansı, ANKA Ajansı, Türk Haberler Ajansı'nın,
Dergilerden ASAM (Stratejik Analiz), Savunma Havacılık Dergisi, Tempo, Müdafaa-i Hukuk, Defense News ve yeniden yayınlanması halinde Nokta Dergisi'nin akreditasyonunun devam etmesini,
Radikal Gazetesi: Akreditasyonunun devam etmesiyle birlikte, gazetenin TSK karşıtı yazarlarının (dört yazar adı sayılıyor) TSK'nın basına açık faaliyetlerine davet edilmemesini,
Takvim: Akreditasyonunun devam etmesiyle birlikte, gazetenin TSK karşıtı yazarlarından ... TSK'nın basına açık faaliyetlerine davet edilmemesini,
H.O. Tercüman: Yeni yapılanma süreci nedeniyle bir müddet izlenmesini, akreditasyonunun devamı ya da iptali konusunda karar verilmesini,
SKY Türk: Akreditasyonunun devam etmesiyle birlikte, TSK karşıtı gazeteci-yazar ... TSK'nın basına açık faaliyetlerine davet edilmemesini,,
Star Gazetesi: Yeni yapılanma süreci nedeniyle bir müddet izlenmesini, akredite durumunu bir müddet askıya alınması,
Jane's Defense Weekly Dergisi: Derginin akreditasyonunun devamını, Türkiye temsilcisi ... TSK'nın basına açık faaliyetlerine davet edilmemesini,
News Coorparation (TGRT): Yeni yapılanma süreci nedeniyle bir müddet izlenmesini müteakip akreditasyonunun devamı ya da iptali konusunda karar verilmesi,
Haber Türk TV: Akreditasyonunun devam etmesiyle birlikte, kanalda zaman zaman TSK karşıtı görüşlere yer veren gazetecilerin (iki kişinin adı geçiyor) TSK'nın basına açık faaliyetlerine davet edilmemesini,
Kanal Türk TV: Televizyondaki bir gazetecinin TSK'nin basına açık faaliyetlerine davet edilmemesini ve kanalın bir müddet izlenmesini müteakip akreditayonunun devamı ya da iptaline karar verilmesini..." Şehite ölü denmez
Andıçlar arasında, "Şehitlik Kavramı Hakkında Bilgi Notu" diye bir metin de var. Metin, değerlendirme bölümünde şehitlik kavramının tartışmaya açılmasından duyulan rahatsızlığı dile getirdikten sonra, "alınabilecek tedbirler"i sıralıyor. Tedbirler arasında şunlar yer alıyor:
*Yanlış ve yanlı haberlere karşı ilgili basın kuruluşlarının sahiplerine düzeltme yazıları gönderilerek; terörle mücadelede basının üzerine düşen görevi yerine getirmesi konusunda destek istenilebileceği,
*İnternet aracılığıyla yapılacak etkili bir karşı bilgilendirme ile olumsuz haberlerin etkinliğinin azaltılabileceği,
*Münferit basın mensupları ile görüşülüp düzeltici bilgilendirmede bulunularak, güvenlik güçlerinin basından beklentilerinin net bir şekilde anlatılması aracılığıyla kısmi ve kısa süreli de olsa olumlu neticeler alınabileceği,"Akreditasyonun Yeniden Gözden Geçirilmesi" başlıklı metindeyse, Radikal gazetesiyle ilgili değerlendirmede, bu konuyla ilgili şöyle bir not var (vurgular bianet'e ait):
" Radikal gazetesi TSK açısından dikkatle takip edilmesi gereken bir gazetedir. Zaman zaman TSK ile ilgili önemli çıkışlar yapabilmektedir. Mart-Temmuz 2005 tarihleri arasında şehit olan askerlerimizden 'öldü' şeklinde bahsetmesi tepki toplamıştır. 21 Temmuz 2005 tarihinde TSK tarafından düzenlenen medya brifinginde bu konunun gündeme getirilmesi üzerine, gazetenin genel yayın yönetmeni İsmet Berkan'ın duyarlılığı sonucu çizgisini düzeltmiştir."
Tek tek yayın değerlendirme
İletişim Daire Başkanı Kurmay Albay Mustafa Oğuz imzalı aynı metinde gazete, televizyon ve dergiler tek tek şöyle değerlendiriliyor.
Posta: Posta'nın bir yazarının "askerin siyasete olan müdahalesinden ve askeri harekatlardan rahatsızlık" duyduğu, üç yazarın adları zikredilerek "TSK yanlısı bir tutum sergiledikleri gözlenmektedir" değerlendirmesinde bulunuluyor. Gazetenin bir yazarı için de "Zaman zaman TSK aleyhtarı eleştirilerini dile getirmesine karşın, şehitler konusunda olumlu köşe yazıları yazdığı gözlenmektedir" deniliyor. Gazeteye ilişkin yapılan genel değerlendirme şöyle: "Gazetenin hem en çok okunan gazete olması, hem de marjinal yönelimlerden uzak, liberal-çoğulcu bir anlayış benimsemesi nedeniyle TSK'nin mesajlarını kamuoyuna iletmede önemli bir aracı olacağı, bu bağlamda akreditasyonunun devamının uygun olacağı değerlendirilmektedir" şeklinde.
Hürriyet: Hürriyet, "Ana damar medyanın en bilinen, köklü gazetelerinden biridir. Liberal-çoğulcu bir yayıncılık anlayışına sahiptir. Türk basınının amiral gemisi" diye anılıyor. Gazetenin iki haberi "10 Mart 2004 tarihinde, Sabiha Gökçen'in Ermeni asıllı olduğu iddiası" ve "2'nci Zırhlı Tugay Komutanlığı'ndan kaymakamlıklara gönderilen genelgede kamuoyunda 'sosyetik fişleme' olarak yer alan etnik, dini, marjinal ve diğer gruplara üye olan şahısların isimlerinin belirlenmesinin istenmesi" anımsatılıyor, bu haberleri yapan gazetecinin de adına dikkat çekiliyor. Gazetenin 10 Ekim 2004 tarihli haberi "Kandil Dağı'nda PKK'yı sempatik gösteren" diye niteleniyor. Gazetenin yazarlarına ilişkin yapılan değerlendirmelerde ise iki yazarın "askeri harekatlara karşı oldukları" buna karşılık beş yazarın ise "genel tutumunun TSK lehinde olduğu" ifade ediliyor. Gazetenin bir yazarı hakkında, "Eski Genelkurmay Başkanı (E) Org. Hilmi Özkök döneminde olumsuz eleştirilere yer vermekle birlikte, genel olarak TSK yanlısı olarak tanınan bir yazardır" değerlendirmesi yapılıyor.
Milliyet: Milliyet gazetesiyle ilgili notlarda, "Liberal-çoğulcu bir yayın politikası benimsemekle birlikte, sol eğilimi olduğu bilinmektedir. Atatürkçülük konusunda net bir çizgisi vardır ve nesnel haber ve değerlendirmelere yer vermektedir" ifadeleri yer alıyor. Milliyet'in TSK konusunda sansasyonal haberlere yer vermemesi de bir olumluluk olarak niteleniyor. Gazetenin yazarlarından birinin Şemdinli olayları nedeniyle TSK'yi eleştirdiğine dikkat çekilirken, dört yazarın adları verilerek, "askeri harekatlara ve askerin siyasete müdahalesine karşı" olduğu bilgisi yer alıyor. Bir yazar için de "Muhafazakâr görüşleri ekseninde TSK'ye eleştirilerde bulunduğu bilinmektedir" deniliyor. Diğer yazarlar "TSK konusunda olumlu bir tutuma sahip ve nesnel" diye değerlendiriliyor.
Radikal: Radikal'in akreditasyonunun 12 Mayıs 1999'dan beri devam ettiği anımsatıldıktan sonra "Doğan Grubu'nun merkez sol görüşlü gazetesidir. Okur kitlesinin AB grubu olduğu bilinmektedir. Köşe yazarlarının entelektüel birikimi ve deneyimi fazladır. Medya eleştirmenlerince İsrail'in Lübnan'a saldırısına en çok tepki gösteren gazete olarak anılmaktadır" değerlendirmesi yapılıyor. Radikal'in yazarlarından biri, "TSK ile ilgili yorum yazarlarının piri" diye nitelendirildikten sonra bir başka yazarın adı anılarak, "TSK ile ilgili nesnel değerlendirmelerde bulunduğu saptanmıştır" deniliyor.
Radikal'in yazarlarından biri için ayrı bilgi notu düzenlenirken, genel değerlendirme içinde de, "başarılı ve hırslı, bu yüzden ilişkilerde özel dikkat gerektiren bir gazetecidir" deniliyor. Radikal yazarlarından dördü için "TSK karşıtı" ifadesi kullanılarak, "Bu durumdan hareketle, kurumsal akreditasyonun yanı sıra kişi akreditasyonu uygulaması yapılmasının daha anlamlı olacağı değerlendirilmektedir" deniliyor. Gazeteye ilişkin sonuç değerlendirmesi ise şöyle:
"Gazetenin yazar kadrosunun çoğunluğunun TSK karşıtı sol eğilimli yazılar yazmalarına karşın, yönetim kadrosunun TSK'nin eleştirilerini dikkate aldığı, hedef kitlesinin AB grubu olması nedeniyle gazetenin Türk Basını'nda ayrı bir yeri olduğu, TSK ile ilgili konularda uzman kimi yazarların da gazetenin kadrosunda bulunması nedeniyle gazetenin akreditasyon halinin devam etmesinin yerinde olacağı; ancak TSK hakkında açık olumsuz eleştirilerinde ısrarlı olan köşe yazarları (...) kişisel akreditasyonlarının bir müddet askıya alınmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir."
Referans: Ekonomi ağırlıklı olması nedeniyle genel itibarıyla TSK ile ilgili nesnel değerlendirmelere yer verdiği; yanıltıcı ve yanlış bilgiler içeren haberlere yönelik olarak gönderilen tekzip metinlerini yayımlamaktan çekinmediğinden akreditasyonunun devamının uygun olacağı değerlendirilmektedir.
Gözcü: Gazetede TSK karşıtı yayınların hemen hemen hiç yayımlanmadığı, eleştirilerin de TSK'nin siyasi ve toplumsal arenada daha baskın bir konumda olması isteğinden kaynaklandığı, akreditasyonlarının devamının uygun olacağı değerlendirilmektedir.
Sabah: "Merkez-liberal çoğulcu yayın politikasına sahip" olduğu belirtilen Sabah'ta dört yazar için "TSK karşıtı", dört yazar için "TSK lehine bir tutum içerisinde oldukları" değerlendirmesi yapılıyor. Sabah için yapılan genel değerlendirme ise şöyle: "Zaman zaman sansasyonel haberler yapmakla birlikte, kamuoyunu yönlendirmede etkili bir gazete olması, Türkiye'nin ikinci büyük medya grubunun en önemli gazetesi olması nedeniyle; bu tür haberleri yapan yazarlara kişisel akreditasyon uygulanıp, yönetim kadrosu asılsız haberler şikayet ve bilgilendirme mektupları vasıtasıyla uyarılarak akreditasyonunun devamının TSK açısından fayda sağlayacağı değerlendirilmektedir."
Takvim: "Magazin ağrılıklı ve politik konularda nötr yayın çizgisi nedeniyle, Doğan Grubu'nun Posta gazetesiyle benzerlik göstermektedir" denilen Takvim'deki en önemli değişiklik, Haziran 2006'da "TSK karşıtı" bir gazetecinin yazar kadrosuna dahil edilmesi olarak gösteriliyor. Değerlendirmede, bu gazeteciye akreditasyon verilmemesi gerektiği belirtiliyor.
Akşam: Gazetenin dört yazarı için "TSK açısından genelde olumlu", bir yazarı için "Asılsız bilgilere ve olumsuz eleştirilere yer vermektedir" değerlendirmesi yapılırken, bir yazarı "TSK'nin siyasete müdahalesine olumsuz yaklaşan yazıları dikkati çekiyor" diye eleştiriliyor.
Halka ve Olaylara Tercüman: "Gazetenin son dönemde yeniden yapılanma içerisine girdiği, daha milliyetçi bir eğilime sahip olduğu, gazeteye yeni yazarların eklenmeye devam ettiği, bu bağlamda akreditasyonunun devam etmesiyle birlikte bir müddet daha yakın takip altında tutulmasının uygun olacağı, gerektiğinde bazı yazarların kişisel akreditasyonunun kaldırılmasının yerinde olacağı değerlendirilmektedir."
Vatan: "Genel yayın politikasının merkez-liberal çoğulcu olduğu bilinmektedir. Gazetenin genel yayın çizgisinin TSK açısından olumlu karşılanabileceği, akreditasyon durumunun devamının yerinde olacağı değerlendirilmektedir."
Star: Gazetenin el değiştirmesiyle ilgili değerlendirmelerin ardından, Milletvekili Emin Şirin'in, TBMM'de 13 Mart 2006 tarihinde verdiği soru önergesi anımsatılarak, "Star gazetesinin muammen bedelinin çok altında bir fiyata, Fethullah Gülen'e yakınlığıyla bilinen isimlere satılmasının nedenlerini" sorduğuna dikkat çekiliyor. Değerlendirme özetle şöyle: "Gazete el değiştirmiş, yönetim ve yazar kadrosu da sık sık değişmiştir. AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan'ın gazetenin gizli ortağı olduğu iddiaları gündeme getirilmiştir. Sol ve liberal görüşlere sahip yazarların görevine son verilmiş, muhafazakar kimlikli yazarlar getirilmiştir. Kadrolardaki değişimin son günlerde tamamlanması nedeniyle, gazetenin yeni yayın politikasının incelenmesinin ardından, akredite durumunun bir müddet askıya alınmasının ve yakın takip sonucu edinilen kanaatlerle yeniden gözden geçirilmesinin uygun olacağı..."
Cumhuriyet: Cumhuriyet için, "Gazetenin nispeten düşük tirajına karşın, kökleşmiş, eğitimli ve statü sahibi bir okur kitlesi bulunduğu, Atatürkçü yayın politikasından taviz vermediği, gündeme ilişkin konulara mutlaka gazetede yer vermesi ve genel olarak TSK hakkında olumlu bir çizgisinin" olduğu değerlendirmesi yapılıyor.
Türkiye: "Gazetenin muhafazakâr kimliğine karşın akreditasyonunun devamı için hassas bir yayıncılık anlayışı içinde olduğu, bu bağlamda akreditasyonunun devamının fayda sağlayacağı değerlendirilmektedir."
Dünya: Genel değerlendirmede, "Gazetenin ilgili alanının ekonomi olmasına karşın TSK'ye ilişkin haberlere yer vermesinin, ekonomi çevrelerinde TSK'nin sesinin duyulması ve mesajların net bir şekilde iletilmesinin olumlu sonuçlar doğurabileceği" söyleniyor.
Ortadoğu: "Genel yayın politikası milliyetçi muhafazakardır. MHP'nin yayın organıdır. Gazetenin yayın politikası doğrultusunda TSK ile ilgili olumlu bir yayımcılık yaptığı, akreditasyonunun devamının uygun olacağı değerlendirilmektedir."
Yeniçağ: "Gazetenin aşırı milliyetçi politikası nedeniyle zaman zaman ağır eleştirilere yer vermesine karşın, TSK'ye yönelik genel tutumunun olumlu olduğu bilinmektedir."
The New Anatolian: "Muhafazakar bir bakış açısına sahip kimi yazarlarının köşe yazısı yazmalarına karşın; akademik kökenli yazarlar ile özellikle dış politika alanında uzman gazetecilerin de yazılarına yer verilmektedir. Gazete yöneticilerinin Kuzey Irak'ta riskli maddi bağlantıları olduğu, akreditasyon sonrası yayım politikasının dikkatle takip edilmesinin yerinde olacağı değerlendirilmektedir."
Anadolu Ajansı: "En köklü, resmi haber ajansı olan Anadolu Ajansı'nın hükümet karşıtı haberleri görmezden geldiğine dair iddialar yayımlanmaktadır. Şubat 2006 tarihinde Başbakan Erdoğan'la çiftçinin Mersin'deki tartışmasını haber yapmaması eleştirilere neden olmuştur. Ajansın TSK ile ilgili haberleri nesnel olarak yansıttığı gözlenmektedir. Etkinlikleri en küçük ayrıntısına kadar duyurmaktadır."
Anka: Önce ajansın iki muhabirinin akreditasyonlarının iptal edildiği anımsatılıyor. 30 Ağustos 2006'da ise, Zafer Bayramı resepsiyonuna ajansın genel müdürünün davet edildiğine dikkat çekiliyor. Anka için yapılan değerlendirmede, "Ajansın zaman zaman terör örgütü üyeleri için 'terörist' ifadesi yerine 'militan', 'gerilla' gibi ifadeler kullandığı gözlenmektedir' deniliyor.
Televizyonlarla ilgili genel olarak "olumlu" değerlendirmelere yer verilen bilgi notunda, "Türkiye'nin en çok izlenen haber kanallarından biri olan CNN Türk'ün; yönetiminde bazı sıkıntılar olmasına rağmen, akreditasyonunun devam etmesi gerektiği" belirtiliyor.
Show TV ve atv'nin ideolojik bir yöneliminin bulunmadığı belirtilen bilgi notunda, Kanal 1'le ilgili yapılan akreditasyon başvurusunun değerlendirmesinin sürdüğü söyleniyor. SKY Türk'te ise bir yorumcu hakkında, "radikal açıklamaları" nedeniyle akreditasyonunda sakınca bulunduğu belirtiliyor. NTV için "objektif" bir kanal olarak söz edilen bilgi notunda, CNBC-e için "İzleyici profilinin daha eğitimli ve üst gelirli kişiler olduğu bilinmektedir. Verilmek istenen mesajların bu kesime de ulaştırılması amacıyla kanalın akreditasyonunun devamı uygun olacağı değerlendirilmektedir" ifadesi dikkat çekiyor. Murdoch'a satılan TGRT için "Kuruluşun yeni yayın politikasının yakın takibe alınması ile akreditasyonunun değerlendirmeye tabi tutulmasının fayda sağlayacağı" belirtilen bilgi notunda, Haber Türk televizyonunda iki gazetecinin akreditasyonlarının askıya alınması isteniyor. Kanaltürk televizyonu da TSK'ye göre sorunlu. Bilgi notunda, Kanaltürk'ün akreditasyonunun gözden geçirilmesi ve bir gazetecinin de akreditasyonunun kaldırılması görüşü ifade ediliyor.
TSK'nın bilgi notunda devletin resmi televizyonu TRT ve KKTC'nin televizyonu BRT-K'ye ilişkin de ilginç yorumlar var. Değerlendirmede, "TRT'nin son zamanlarda bilinen nesnel yayın politikasının dışında programlar hazırladığı, dini ve İslami odaklı programlara yer verdiği ve muhafazakar bir kadrolaşmaya girdiği çeşitli basın kuruluşlarınca iddia edilmekte ve zaman zaman gözlenmektedir" deniliyor. (TK)
* bianet belgelerde TSK karşıtı ya da yanlısı olarak adı geçen gazetecilerin hedef haline gelmeleri olasılığını göz önünde bulundurarak, adlarını açık yazmamayı tercih etti.