* Röportajın ses kaydını dinlemek için tıklayın. (mp3)
"Devlet vatandaşını öldüremez."
Mikail Kırbayır, 30 yıl önce gözaltına alındıktan sonra kaybedilen kardeşi Cemil'in mezarını bulmak ve devletin onunla birlikte tüm diğer kayıplarla yüzleşmesi, sorumluların hesap vermesi için yarın İstanbul'dan Ankara'ya yürümeye başlıyor.
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve yedi ailenin çağrısıyla düzenlenen bir haftalık yürüyüşün sonunda kayıp yakınları Meclis'te parti yetkilileriyle görüşecek, taleplerini iletecek.
Emniyete götürüldü, geri getirilmedi
Cemil Kırbayır, 12 Eylül askeri darbesinden bir gün sonra, o zaman Kars'a bağlı Göle ilçesindeki evinden alındı.
"Kendi yağıyla kavrulan altı kardeşin üçüncüsüydü" diye anlatıyor ağabeyi Mikail Kırbayır. "Bir hafta Göle'de 247. Piyade Alayı'nda tutuldu. Ondan sonra 9. Kolorduya bağlı Kars'taki gözetimevine götürüldü; epey bir süre orada tutuldu. 7 Ekim'de görüşüne gittim. Yüzyüze görüşme imkanımız yoktu. Giysi ve biraz para verdim. Bana pusula gönderdi, giysi ve parayı aldığını, durumunun iyi olduğunu söyledi."
Bu, geride kalan 30 yılda ağabeyinin Cemil'den aldığı son haber oldu. O akşam evleri basıldı.
"Ben o zaman memurdum. 8 Ekim'de sabah 09.00 sularında babam geldi, 'askerler evimizi tarumar etti, Cemil'i arıyorlar, Cemil firar etti diyorlar' dedi. Oradan kaçması mümkün değil, 12 Eylül'ün en sıkı günleri. Sokağa çıkmak bile mümkün değil. Baba, desene sen ki Cemil'i öldürdüler..."
Ağabeyi kardeşinin peşine düştü. "Önce 247. Alay'a gittim. Nizamiyede komutanla görüştürmediler. Israrla telefon ettim. 'Ne biçim devlet memurusun; ölü ya da sağ, devlet senden korkuyor mu, sana teslim edecektir kardeşini' dedi. Kars'a [gözetimevine] gittim, Cemil yok. Bir telaş başladı. Zimmet defterine baktı, 'evet buradaydı, dün akşam sivil polisler onunla birlikte beş kişiyi götürdüler' dedi. Gittim, 1. Şube'ye sordum, yok dediler. Geri döndüm, deftere bakıyoruz, Cemil Kırbayır'ın karşısında kırmızı kalemle 'getirilmedi' yazıyor."
Çözüm ağabey Mikail'i uzaklaştırmaktı; Karaman'a gönderildi, beş yıl zorunlu ikamete maruz kaldı. "Ailede benden başka bunu takip edecek kimse olmadığını biliyorlardı; öyle de oldu."
Kardeşinin başına geleni, onunla birlikte gözaltına alınan arkadaşları çıkınca öğrenebildi. "İşkence yapmışlar. Gözleri bağlıymış. Feryat ediyormuş, bağırıyormuş; birden sesi kesilmiş. Panik başlamış; diğerlerini sorgulamadan göndermişler." İşkenceye tanık olan dört arkadaşından üçü hala hayatta.
"Mezarını ver bana"
60'ına yakın, kalın bıyıklı, gür sesli, uzun boylu, ince bir insan Mikail Kırbayır. "Nefesimiz, ölünceye kadar enselerindedir" diyor.
"Devlet her ferdinin önce canını korumakla mükelleftir. Yurttaş yurttaşı öldürdüğü zaman, onu arıyorsun. Münevver Karabulut cinayetinde yer yerinden oynadı ve kişi yakalandı en kısa zamanda. Olması gerekendir bu. Ama 12 Eylül'den bu yana devletin yok ettiği insanlar için kimsenin kılını kıpırdatmıyor. Biz yollara düşmeyelim de ne yapalım."
Ne istediğini basitçe anlatıyor. "Bunu sen aldın götürdün, mezarını ver bana. Bundan sonrakiler ölmesinler. Bilsinler ki, 30-40 sene de geçse bu yapılanlar yanına kar kalmayacaktır. Eninde sonunda hesabı sorulacaktır."
Devletin mutluluğunu sağlamakla yükümlü olduğu insanları öldürmesini, kaybetmesini kabullenmiyor.
"Anam 103 yaşında, hala daha gözü kapıdadır, bekliyor. Acaba gelecek mi? Evlat acısını zaten çekecekti; öldürüldü. Belirsizlik işkencesini neden çekiyor? Göçtü gitti, babamın suçu ne? 48 ay askerlik yapmış, vergisini vermiş, oyunu kullanmış; okuma yazma bilemeyen emekçi bir insan. Vatandaşlık görevlerini yapmış, her tülü yoksulluğa göğüs gerip çocukların okutmak için çabalayan bir insan."
"Aranıyor"
Devrimci-Yol'un bölgedeki önde gelen isimlerinden olan kardeşini "Okuyan, irdeleyen, sol bir düşünceye sahip, halkı aydınlatan, yörede yaygın olan başlık paralarına, kan davalarına karşı duran, orman kıyımlarına dur diyen, süt sömürücülerine, mandıracılara karşı duran biriydi" diye hatırlıyor.
"Hayatını Kars'ta geçirdi. Kars Eğitim son sınıftaydı. Askerliğini yaptıktan sonra Eğitim'e girdi. Onurlu, şerefli, haysiyetli, halkı tarafından sevilen biri olduğu için öldürüldü."
Devlet yetkililerine göre, yaşasaydı 54 yaşında olacak Cemil Karabayık hala "firar etti, aranıyor". Ağabeyi, kendisi ve tüm diğer kayıp yakınları için adalet istiyor. (EÜ/TK)