23 Nisan 2009'da ülkenin diğer yerlerinde çocuklar bayram için toplanırken Hakkari'de düzenlenen protestoda bir çocuğu kovalayıp, yakalayıp, silahının dipçiğiyle başına vurarak ağır yaralayan özel harekat polisi mahkemede "psikolojik durumum kötüydü" diyerek kendini savundu.
Demokratik Toplum Partisi'ne (DTP) yönelik yapılan operasyon ve tutuklamalar nedeniyle düzenlenen protesto gösterisinde 17 yaşındaki bir çocuk bu şekilde yaralanırken, 14 yaşındaki bir diğeriyse polisten kaçarken dereye yuvarlanarak öldü.
Benzer olayla soruşturulmadan kapatılırken bu defa avukatların uğraşı sonucunda çocuğu dipçikleyen polis hakkında dava açıldı. Çünkü olay kameraya çekilmiş ve aynı gün tüm televizyon kanallarında kar maskeli, kamuflaj üniformalı, silahlı polisin bir çocuğu kovalayıp, vurarak yere yatırdığı gösterilmişti.
Polis yerde hareketsiz kalan çocuğu bırakıyor, gelip bakan başka bir polis de birşey yapmadan uzaklaşıyordu.
Çocuklar gaz bombası atmış!
Sanık polis Bahadır Turan'ın yargılanmasına geçen hafta, davanın "güvenlik gerekçesiyle" nakledildiği Isparta'da devam edildi.
Avukat Münip Ermiş, bianet'e, polisin yaralama suçlamasıyla yargılandığını, ancak "kasten insan öldürmeye teşebbüs" ve "işkence"yle yargılanmasını talep ettiklerini belirtti. Ermiş ayrıca davanın asliye ceza mahkemesinde değil, ağır ceza mahkemesinde görülmesi ve sanığın tutuklanmasını talep ettiklerini de belirtti.
Perşembe günü yapılan duruşmaya sanık polis de katıldı ve savunmasını yaptı. Savunmasında "üç dört aydır kentte sürekli gösteriler yaşandığını, bu nedenle psikolojik olarak gergin olduklarını" söyledi. O gün yaşananlara müdahale görevlerinin olmadığını, sadece güvenliği sağlamakla yükümlü olduklarını belirtti.
Çocukların taş, molotof kokteyli ve gazla saldırdığını, mağdur çocuğun elinde taş olduğunu ve yüzünün kapalı olduğunu öne süren polis, kendini korumaya çalıştıktan sonra kaçmak durumunda kaldığını, yoksa çocuğu orada bırakmadığını anlattı. Video görüntüleriyse çocuğun elinde taş bulunmadığını, yüzünün açık olduğunu ve polisten kaçmaya çalıştığını gösteriyor.
Olayın ardından valiliğin "üzüntü bildiren" açıklamasıyla açığa alınan Turan'a uzaklaştırma cezası verilmişti. Avukat Ermiş, sanığın halen Malatya'da görev yaptığını da aktardı.
Mahkeme davayı 9 Haziran'a erteledi.
Cezasızlık
Mağdur çocuk bir süre yoğun bakımda kaldıktan sonra taburcu edilmişti. Olaydan dört ay sonra bianet'e konuşan kuzeni, çocuğun psikolojinin bozulduğunu ve okuldan ayrılmak zorunda kaldığını belirtmişti.
Hem çocuğa vuran hem de baktıktan sonra müdahale etmeden giden polislerin yargılanması için çaba harcayan ve Isparta'ya nakledilene kadar davayı takip eden Hakkari barosu üyesi avukatlardan Fahri Timur, açıkça görülse de bu tür olaylar da kolluk güçlerinin korunduğunu söyledi.
"Avukat olarak, insan hakları savunucusu olarak bizi bezdirecek bir uygulama yapılıyor. Bunu aileler açısından da düşündüğümüz zaman insanların davalarını takip etmeleri de güçleşiyor."
Mart 2006 Diyarbakır olaylarında da 10 kişi öldürülmüş, sadece bir vakayla ilgili dava açılabilmişti.