Kayıpların akıbetinin ortaya çıkarılması için mücadele eden hak savunucuları ve kayıp yakınları, "Cumartesi İnsanları" Aydın Tekay'a ne olduğunu devlete sordu.
Cumartesi İnsanları, bugün Galatasaray'daki oturma eylemlerinin 272. haftasında, Ankara'ya doğru yürüyüşe geçmelerinden önce 11 Nisan 1994'te gözaltına alındıktan sonra kendisinden haber alınamayan Aydın Tekay için "Onu kaybedenlerin, kaybedenlere iklim yaratanların peşini bırakmayacağız" dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon, basın açıklamasında öyküsünü anlattığı Tekay, biri iki, diğeri dört yaşında iki çocuk babasıydı. Eşi hamileydi. Sebze satarak geçimini sağlıyordu.
Ailesine gelen habere göre, Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Diber köyüne otobüsle giderken "asker kaçağı" olduğu iddiasıyla gözaltına alınmıştı. Annesi Hatice Tekay Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) savcısına başvurdu. Savcılık dilekçeyi kayıt altına aldı; Hatice Tekay'a geri verdi.
Bir ay sonra, "çatışmada öldü", "Jandarma cesedini Lice Belediye Başkanı'na teslim etti" söylentilerinden başka bir şey elde edemeyen aile, Tekay'dan bir daha haber alamadı.
15 yıl sonra ortaya çıkan bilgi
Yıllar sonra, eski PKK militanı, JİTEM çalışanı Abdülkadir Aygan'ın JİTEM'in yargısız infazlarına dair beyanlarının ardından anne Tekay İHD Diyarbakır Şubesi'ne 2009'da başvurdu. 15 yıldır sakladığı dilekçesini verdi. Okuma yazması olmayan Tekay'ın verdiği belgede, 18788 sicil numaralı DGM savcısının kaşeli, imzalı notunda, Aydın Tekay'ın 24 Nisan 1994'te Kocaköy Jandarma Komutanlığı tarafından gözaltına alındığı bilgisi yer alıyordu.
İHD bu durumu "Kürtler resmi makamlarda dertlerini Kürtçe anlatamadıkları için, kayıplarını da arayamadılar. Yasaklanan dilleri hak aramalarının önünde en büyük engeli oluşturdu" diye yorumluyor.
"Devletin kaybettiği bu kadar açık, akıbeti neden karanlık?"
Cumartesi İnsanları "Aydın Tekay'ı Kocaköy Jandarma Komutanlığı'nın gözaltına aldığını devletin savcısı söylüyor. Aydın Tekay'ı devletin kaybettiği bu kadar açıkken akıbeti neden hâlâ karanlık. Babasız büyüyen çocuklarına, oğulsuz yaşayan annesine, 16 yıldır yolunu bekleyen eşine insanlık borcumuz yok mu" diye sordu. (TK)