Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları Komisyonu başkanı Prof. Dr. Zafer Üskül, kayıp yakınları ve insanlarının gerçekleştirdiği 268. Cumartesi oturmalarına katılarak, "Kayıplar gibi hak ihlallerinin doruğa çıktığı darbe dönemlerine son vermek için Anayasa reformuna destek verilmeli" dedi.
Eyleme destek veren Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) İstanbul milletvekili Ufuk Uras da, kayıp yakınlarının Dünya Kayıplar Haftası'na denk gelen tanıklıklarının Türkiye'nin vicdanı olduğunu açıkladı.
"Bu yaraları iyileştirmek AKP iktidarının görevidir. Kürt Sorunu'nun tanınmamasının faturalarıdır bunlar. Vicdanı olmayan bir toplum geleceği de olamaz."
BDP Tunceli milletvekili Şerafettin Halis de, "En zor şey acılarla ilgili konuşmaktır. Acıları yemenin en etkin yolu da çok daha fazla birlik ve mücadeledir" şeklinde konuştu.
Hanım Tosun da, Kürtçe yaptığı konuşmada, eşi Fehmi Tosun'un akıbetini onca yıldır öğrenmek için çaba sarf ettiklerini kaydetti; Kürt Dili Günü'ne işaret ederek de, "Geçmişte tüm bu insanlar kendi dillerine sahip çıktıkları için yok edildiler" diye konuştu.
Cumartesi oturması sırasında kayıp yakınları Üskül'e dönerek, Meclisin kayıpları araştırmada ve soruna el atmakta zayıf kaldığına işaret ettiler. Bazı kayıp yakınları, 1996'da gözaltına alınan köylülerin elleri kelepçelenerek bir minibüsün içerisinde yakıldıkları Güçlükonak Katliamı'nı Üskül'e hatırlattılar.
Emine Kaya, Kürtçe yaptığı konuşmada, katliamdan bir hafta önce babası Ahmet Kaya'nın gözaltına alınarak Taşkonak Karakolu'na götürüldüğü, işkenceyle öldürülmesinin ardından minibüs içerisinde kelepçelendiğini açıkladı.
Hükümetin suskunluğuna kızgınlar
Ceylan Önkol'un yakını Saliha Önkol, İsmail Şahin'in eşi Kiraz Şahin, Seyhan Doğan'ın ağabeyi Kadri Doğan, Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak ve daha pek çok kayıp yakını Üskül'e, devlet ve hükümet yetkililerinin onca yıldır suskun kalmalarını içlerine sindiremediklerini söylediler.
Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç, "Ağabeyimin bu ülkede tespit edilen bir suçu yoktu. Hayatımızı kan revan içerisinde bıraktılar. Buradaki insanların üçte ikisinin bir çiçek bırakacakları bir mezarı bile yok. Üçüncü dünya ülkesi dediğimiz Arjantin'de generaller yargılandığı gibi insanlardan özür bile dilendi. Bu yüz karası durumla Türkiye nasıl Avrupa Birliği'ne girer?" dedi.
Üskül: Her haberi ihbar kabul ediyoruz
Üskül ise, medyada yayımlanan her haberi ihbar kabul ettiklerini, insan hakları haberciliğinde ince eleyip sık dokumanın önemine işaret etti; toplum olarak da acıları dile getirmenin yanı sıra bu tür olayların yaşanmaması için önlem alınmasının önemini vurguladı.
Anmada, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon üyelerinin yanı sıra, aktivistler Mehmet Atak ve Eren Keskin de vardı. (EÖ)