Mutaassıp aile eğitiminden, tutucu çevrelerden, muhafazakâr bir toplumdan gelmelerine rağmen, isyan edip kendi yolunu çizmeyi başarmış, kendine has, başına buyruk kadınlar!
Dans, kabare, bürlesk ve striptiz yıldızı olabilmek için ahlakçıların "kötü kadın" damgasını yemeyi göze alıp cesurca yoluna devam etmiş, inatçı kadınlar!
Önyargılı erkek egemen düzende kadının özgürleşmesine katkıda bulunup günümüzde gelinen noktanın elde edilmesinde büyük payı olan, öncü kadınlar!
"Bedeniniz için yapabileceğiniz en iyi şey dans etmektir" diyor bir tanesi, "Hele de çıplaksanız".
50'li, 60'lı ve 70'li yılların, bilhassa Las Vegas'ta parlamış bürlesk sanatçıları, seksî, provokatif, esprili ve eğlenceli olmak için geçirilmiş bir ömrün hesabını yapıyor. Zamanında risk alıp yaşamın uç noktalarını deneyimlemekten imtina etmemiş kadınlar güçlü olmayı sürdürüyor ve sevinçle birbirinden baharatlı anılarını paylaşıyor.
Hindistanlı kadın yönetmen Rama Rau'nun belgeseli League of Exotique Dancers (Egzotik Dansçılar Birliği) Bürlesk Onur Listesinde yer alıp yıllar sonra tekrar sahnelere dönen, sektörün bazı yıldızlarına odaklanıyor. Kanada'daki Hot Docs festivalinde gösterilmiş olan gayet ilginç yapım, yoksulluk, seksizm ve ırkçılık konusunda seyirciyi düşündürme misyonuna sahip.
Bağnazlığa inat
"Biz hayat mücadelesi içinde ekmek parası kazanmaya çalışıyorduk, feminist olduğumuzun, bizden sonra gelmekte olan nesillerin yolunu açtığımızın pek farkında değildik." ABD'de toplumun kadına genelde eş ve anne rolünü uygun gördüğü bir dönemde gösteri dünyasının parıltısına kendini kaptıran ve sahnede şov yapmanın müptelası haline gelen kadınların mesleği tabii ki fahişelikle özdeşleştirildi.
Mümkün olduğunca orijinal, yaratıcı ve tahrik edici olmaya çalışırlarken bedenin kapasitesini azami ölçüde değerlendirmeyi başardılar. Muziplikte ustalaştılar, karşı cinsin zaaflarıyla dalga geçip kadınlık potansiyellerini cömertçe kullandılar. Özellikle Hippi jenerasyonundan gelenler sınırları zorlama konusunda gayet hoyrat davrandı. Dönem, sırt çantasıyla uzak diyarlara seyahat etmenin, çok sevgili edinmenin, doğum kontrolünün, sınırsızca alkol, esrar veya LSD tüketmenin dönemiydi. Bugün hayatta olduğu için kendini şanslı sayanlar yok değil, ama asla yaptıklarından pişmanmış gibi görünmüyorlar. Özgürlük yolunda kendi ayakları üzerinde durmanın ağır bir bedelle ödetildiğini, ama sarf edilen çabanın buna kesinlikle değdiğini ifade ediyorlar.
Çıplak vücutlarını teşhir etmenin kendilerini daha değersiz insanlar haline getirmediğini belirtmeyi de ihmal etmiyorlar; ne de olsa uzun seneler boyunca kendilerini adadıkları meslekleri, gericiler tarafından utanılacak bir şeymiş gibi empoze edilen bedenin mümkün olduğunca yüceltilmesi prensibine dayanıyordu.
Görülesi belgesel
Neşe, yaşama sevinci ve heyecan saçmayı sürdüren "Egzotik Dansçılar" geçmişlerinden gurur duyuyor. Dolu dolu yaşanan bir ömürden sonra yaşlarıyla barışık olmayı, yıllarla gelen bilgeliğin artılarını değerlendirmeyi başardıkları kesin. Günümüzde, kimi aynı sektörde yönetici, kimi eğitmen; aralarında terzilikle hayatını idame ettiren de var. Senelerin getirdiği tecrübeyle telefon seksi hizmeti veren veya dominatrikslik yapanları da unutmamak lazım.
Bürlesk sanatçılarından biri yıllar boyunca geniş bir hayran kitlesinin arasından serbestçe seçtiği birçok erkekle cinsel ilişkiye girmenin tatminiyle, karşı cinse artık sıkıcı bir aksesuar gözüyle bakıyor.
Sektörün ustaları yıllar sonra mesai arkadaşlarıyla tekrar buluştuklarında zorlu dönemlerdeki işbirliklerini hatırlıyor; kadınlar arasındaki dayanışmanın nelere vakıf olabileceği bir kez daha ıspatlanıyor.
Seyircinin keyiflenmesine yol açan 90 dakikalık Kanada yapımının başarısında Rob Ruzic imzalı kurgunun payı yüksek. Birbirinden çekici arşiv görüntüsüyle süslenmiş belgeselden adeta haz fışkırıyor, isabetli müzik seçimleriyle ritm etkin bir biçimde dengelenmiş.
League of Exotique Dancers belki fazla iyimser, hatta idealist bir belgesel olarak görülebilir, fakat "Kadınız, güzeliz!" diyen striptizci kadına hak vermemek ne mümkün!
Küresel ısınmadan fazlasıyla muzdarip gezegenimizin kuzey yarımküresine yaz gelmişken, giyinmenin soyunmaktan çok daha fazla vakit aldığı bir diyardan selamlar… (MT/EA)