Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi ‘Ölüye Saygı ve Adalet Panelleri II kapsamında “Farklı İnançlar, Cenazelere ve Mezarlıklara Yönelik Saldırıları Konuşuyor” paneli, 8 Mayıs 2021'de gerçekleştirdi. Bu dosyada ikinci paneli kayıt çözümlerinden yayımlıyoruz. Kayıttan da dinlemek mümkün. Panelin kolaylaştırıcılığını Hüda Kaya yaptı.
Çok önemli bir konu. Birçok insanın mağduriyetine sebep oluyor. Benim de bu Ölüye Saygı İnisiyatifi çalışmasıyla bir yönden bağlantım var.
İnsanlık suçu
Zırhlı araçların arkasında sürüklenen, çırılçıplak fotoğrafı çekilerek sosyal medyada yayınlanan, ölüsü bir hafta orta yerde bırakılan insanlarla ilgili görüşler açıklamıştım, eleştirmiştim.
“Terörist ölüleri savunuyorsun”, “teröre yardım ve yataklık yapma” ve “terör propagandası yapmak” suçlamasıyla indirim yapılmaksızın, üst seviyeden 6 yıl 3 ay hapis cezası verdiler.
Yargıtay’a gitmesi dört beş yılı aldı. Yargıtay’ın geri çevirmesini bekliyoruz şimdi . Ama Türkiye’de artık hukuk kalmadı.
Mahkemedeki savunmalarımda toplam dört beş konuda insanlık suçu işlendiğini "aşağı barbarlık" seviyesine düşüldüğünü, bırakın İslamiyet’i, dini, insanlıktan bile çıkıldığını söylemiştim.
Cenevre sözleşmesi
Ölmüş bir insanın üzerinde birtakım eylemlerde bulunmak, mezarlıkları bombalamak, arabanın arkasına takıp sürüklemek, çırılçıplak soymak fotoğrafını çekmek, ölüyü bekletmek Cenevre Sözleşmesi'ne aykırıdır.
Ölen bir insana dokunmak suçtur. Savaş suçudur.
Türk Ceza Kanunu'nda ölüye karşı işlenen suçlar; ölen bir kimsenin ismi, kimliği, inancı ifade edilmeksizin işkence yapılması, gözünün çıkartılması, sürüklenmesi, soyulması bunların hepsinin suç olduğunu söylüyor ve ceza öngörüyor.
TCK 153/1İbadethanelere, bunların eklentilerine, buralardaki eşyaya, mezarlara, bunların üzerindeki yapılara, mezarlıklardaki tesislere, mezarlıkların korunmasına yönelik olarak yapılan yapılara yıkmak, bozmak veya kırmak suretiyle zarar veren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Madde 130- (1)/ Kişinin hatırasına hakaretBir kimsenin öldükten sonra hatırasına en az üç kişiyle ihtilat ederek hakaret eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Ceza, hakaretin alenen işlenmesi halinde, altıda biri oranında artırılır. (2) Bir ölünün kısmen veya tamamen ceset veya kemiklerini alan veya ceset veya kemikler hakkında tahkir edici fiillerde bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. |
Mezarlıklara karşı, ölüye karşı işlenen bu suçlar İslamiyet’in Müsle hükümlerine dâhil. Müsle, ölüye işkence yapmak demektir. Peygamberimiz savaş esnasında bile ölen bir kimseye işkence, müsle yapılmasının haram kılmıştır.
Ölen olduğu yerde bırakılır. Ölenin üzerinden kılıç da hesap da kalkar. İşi Allaha kalmıştır. Ve kaldırılırken bile bir saygı ile kaldırılması gerekir.
Peygamberimiz bir Yahudi’nin mezarı geçerken meşhur bir rivayettir; ayağa kalkıyor, saygı göstermek için. ‘O’ diyorlar ‘Yahudi de olsa insan değil mi?’ diyor.
Bunu bile anlamayanlar bunu burada bile ne demek istediğimi anlayamayan insanlar iktidar ellerine geçince çılgına döndüler.
Bunların İslamiyet’le de bir alakası yoktur. Bunların Kur’an’la da bir alakası yoktur. Bu gördükleriniz Emevi dinidir. Bunu bu şekilde teslim etmek zorundayız aksi halde hepimizin İslamiyet’ten çıkması gerekir. Müslümanlığı da terk etmesi gerekir.
İnsanlık meselesi
Artık mesele dindarlık İslam falan meselesi olmaktan çıkmıştır. Ermenilik, Alevilik, Kürtlük, Türklük, Müslümanlık, Hristiyanlık meselesi olmaktan çıkmıştır. Mesele insanlık meselesidir.
Aşağı barbarlık seviyesine düşenlerle insan kalmak isteyenler arasında mücadele var şu anda. İnsan kalanların içerisinde Aleviler, Sünniler, Kürtler, Türkler, Hristiyanlar, Müslümanlar falan olabilir. Onu bir insanlık mücadelesi olarak görmek zorundayız. Aksi halde zaten birleşemeyiz, örgütlenemeyiz ve mücadele edemeyiz.
"Türk savaş töresinde aykırıdır" dedim Mahkeme'de. Eğer ta Mete Handan beri Türk ordusu var, böbürlenip duruyorsunuz bir ordu kültüründen, savaş kültüründen bahsediyorsanız, bütün gelişmiş örgütlenmiş ordularda bir töre vardır.
Sığmıyor
Şimdi savaşıyorsunuz, öldürüyorsunuz. Ölüsüne saygı göstereceksin. Sizin yaptıklarınız hiçbir şeye sığmıyor: Ne Türklüğe ne Müslümanlığa ne insanlığa ne savaş hukukuna hiçbir şeye sığmıyor. Bu tam bir barbarlıktır diye ifade etmiştim. Ve bu şekilde düşünmekteyim.
Onlara diyemeyiz çünkü haklı olan insan eğer gerçek İslam’ı zaten bilmiyorsa bunu söyler. Ama biz işin biraz daha farkında olduğumuz için o yola girmiyoruz. Biz İslam’ın gerçeklerini anlatmaya devam edeceğiz. İ
İslam’ı insanlık temelinde tekrar yorumlayıp mazlum insanlarla, ezilen insanlarla beraber olup onların yanların yanlarında duraraktan bunu tekrar ifade etmek durumundayız.
Soru-cevap2015'te bire bir şahit olduğum bir olaydı. Siirt’te bedeni fazla tahrip edilmiş bir gerillanın cenazesini şahitlik olmaması açısından bizim nenelerimize yıkatmadılar. Kimsesizler mezarlığına gömülme ve aileye teslim edilmeme söz konusu. Bu işlemler nasıl yapılıyor? Yıkama, gömülme, dua okuma aşamaları resmi prosedürde devlet tarafından nasıl yürütülüyor, bilginiz var mı?’ Bence İslam’ı açıdan bakacak olursak hayatını kaybetmiş insanlara kimlik sorulmaz, kim olduğu sorulmaz. Mazluma dini sorulmadığı gibi ölene de cenazeye de kim olduğu sorulmaz. Arkadaşlarımızın söylediği gibi herkesin gömülme hakkı vardır. Ona saygı gösterilmesi gerekir. Kim olursa olsun isterse bu toprakları işgal etmeye gelen düşman askerleri olsun. Onlarla savaşırım ama onlardan herhangi biri öldürüldüğünde onların dahi saygıyla gömülmeye hakkı vardır. En kötü insanın dahi saygıyla gömülmeye hakkı vardır. İnsanlara iyi demek kötü demek, onların mücadelesine katılmak, katılmamak kendilerine kalmıştır. Biz burada ölen kişi ile ilgileniyoruz. Ölmeden önceki haliyle ilgilenmiyoruz. Bir şekilde ölmüş. Ölen kişi bizden olur veya olmaz bizim dinimizden, mezhebimizden, ırkımızdan, kabilemizden, aşiretimizden, partimizden olur veya olmaz hiç fark etmez. İnsanların ölme hakkı vardır. İnsanların ölüsüne saygı duyan pek tabi ki dirisine de saygı duyacaktır. "Aşağı barbarlık"Biraz evvel arkadaş bir şey söylemişti. Ona bir cümleyle cevap vererek, açıklama yaparak bitireyim. "Aşağı barbarlık" kelimesini ifade ettim, "aşağı barbarlık seviyesine düşürdü bunlar" dedim, oradaki "aşağı barbarlık" kelimesini Hikmet Kıvılcımlı’ın kitaplarında veya L. Henry Morgan’ın Eski Toplum kitabındaki anlamıyla kullanmadım. Arkadaş oralardan esinlenerek bir eleştiri getirdi. Onlar barbarlık kelimesine devlet, mülkiyet, sınırlar, uluslar çıkmadan önceki geçici komünal yaşantıyı sürdüren topluluklara barbar, aşağı barbar topluluklar derler, o yazarlar ama ben o anlamda kullanmadım. Barbarlık kelimesine özel bir anlam yükleyerek terim haline getirmedim. Yaşayan Türkiye’deki sıradan anlamıyla kullandım. Yani sokağa çıktığınızda kahvede oturan bir vatandaşa “barbarlık nedir?” diye sorduğunuzda vereceği cevap anlamında kullandım. O da vahşettir, yani bilinen temel insanlık değerinden uzaklaşmak bütün dinlerde yasak, bütün kültürlerde kötü olan şeyi yapmak vahşet etmek kullandım. Bunu da açıklamış olayım. |
(İE/Lİ/ LS/ APK/KU) (SON)
Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi/ Ölüye Saygı ve Adalet Panelleri II
Farklı İnançlar cenazelere ve mezarlıklara saldırıları konuşuyor
Farklı İnançlar cenazelere ve mezarlıklara saldırıları konuşuyor/ Hüda Kaya
"Saldırılar" paneline katılımcılardan katkılar
İslam'a, Cenevre Sözleşmesi'ne ve TCK'ye aykırı/ İhsan Eliaçık
Tanrının mührü dokunulmaz olsun!/ Pakrat Estukyan
Biz Aleviler "hakka yürüme" deriz, ölüm yerine/ Menşure Doğan
Mezarları tarumar etmek hafızaya saldırıdır/ Ali Fuat Hatipoğlu
Neden Êzidî mezarları bu kadar saldırıya uğruyor?/ Hacı Çelik
Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi/ Ölüye Saygı ve Adalet Panelleri I
Türkiye'de Ölüye Yönelik Şiddet
Türkiye'de ölülere yönelik şiddet/ Derya Aydın açılış konuşması
Dedim ya; acıları hissedelim/ Ahmet Aslan
Zorla kaybetmeler, 9 ülke, şiddet ve mücadele/ Özgür Sevgi Göral
Devlet ölümlerin hayatla bağını koparmaya çalışıyor/ Hişyar Özsoy
* 8 Mayıs 2021'de webinar olarak gerçekleşen “Farklı İnançlar, Cenazelere ve Mezarlıklara Yönelik Saldırıları Konuşuyor” paneli kayıtlarını Leyla İşbilir yazıya döktü, İnisiyatif Sekreteryası üyesi Lokman Sazan yayına hazır hale getirdi. Metindeki arabaşlıklamayı bianet yaptı. Manşet görseli ve metin görsellerini Korcan Uğur düzenledi. Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi'ne çalışmayı yayımlama imkanı verdikleri için teşekkür ediyoruz. e-posta: [email protected]