*Lice'de bulunan Çemê Êlîka şehitliğinin son hali
Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi ‘Ölüye Saygı ve Adalet Panelleri II kapsamında “Farklı İnançlar, Cenazelere ve Mezarlıklara Yönelik Saldırıları Konuşuyor” paneli, 8 Mayıs 2021'de gerçekleştirdi. Bu dosyada kolaylaştıcılığını Hüda Kaya'nın yaptığı ikinci paneli kayıt çözümlerinden yayımlıyoruz. Kayıttan da dinlemek mümkün.
Êzidî toplumu 73 fermandan geçirilmiş bir toplum. Bu toplum Mezopotamya’nın asıl halklarından, inançlarındandır. Türkiye’de birçok kesimde olduğu gibi özellikle Diyanet tarafından Êzidî inancı, farklı bir inanç olarak farklı bir terminolojiyle dile getiriliyor.
Kiras guhertin
Bu doğru değil. Êzidîler, Mezopotamya halklarının en eski halklardan biridir. 73 fermanda geçirilen bir toplumun bireyi olarak söylüyorum özellikle Türkiye’de fazla Êzidî'nin kalmayışı bizim için büyük acıdır. Êzidî inancında insan hem doğarken hem de ölürken kutsanır. Zaten Êzidîler, ölümü ölüm saymazlar.
Êzidîler ölüm için “kiras guhertin” (elbise değişimi) ifadesini kullanırlar. Ölen biri defnedilir ve evet onun için dualar okunur, hayırlar dağıtılır, ekmekler dağıtılır ama ruhun ölmediğine inanılır. Yani beden öbür dünyaya gider ama o ruh yaşar. Başka şeylerde o ruh yaşar.
Onun için Êzidîlerde hem doğarken hem de ölürken saygı esastır. Doğana da ölene de saygı gösterilir. Ölüye saygı duyulur, kubbeler yapılır, taşlar dikilir ve oraya ziyaretler yapılır.
Onun için genel anlamda Êzidîler hem kendi ölülerine hem başka toplumların ölülerine saygı gösterir.
Êzidîlerin yaşadığı coğrafya Müslüman, Hıristiyan, Asuri ve Ermenilerin iç içe yaşadığı bir toplum. Yani iç içe yaşayan herkes birbirine saygı gösterir. Êzidî toplumu da kendi ölülerine gösterdiği saygıyı başka mezheplerin ve başka inançların ölülerine de gösteren bir toplumdur.
Biz o topraklarda yaşarken veya oradan çıktıktan sonra da bireylerin ötesinde toplumsal olarak ben Êzidî toplumunda başkalarının ölüsüne, başkalarının cenazesine, başkalarının türbesine bir saygısızlık görmedim.
Onun için Êzidîler kendi inancına gösterdiği saygıyı başka inançlara da göstermektedirler, göstermek zorundadırlar.
Son yedi yıl
Ama Ağustos 2014’ten bu yana Êzidîlerin başına gelenlere bakalım: Şengal’de inanç yerlerini bırakmadılar, Afrin’de keza öyle, mezarlarını bombaladılar, türbelerini bombaladılar, inanç yerlerini bombaladılar. İnanç yerlerinin camiye çevrildiği yerler oldu.
Serêkaniyê’de onlarca Êzidî köyü tümden ortadan kaldırıldı. Mezarlıkları tümden tahrip edildi.
En son Batman’da, benim yaşadığım kentti, bir genç kızın ve bazı diğer mezarların taşlarını tahrip ettiler. Mezarları açtılar. Nusaybin’de Şêx Hesen Beg Mezarlığı mesela, 300 yıla yakın bir Êzidî mezarlığıdır.
Şêx Hesen Beg Mezarlığı tahrip edildi. Özellikle mezardaki semboller tahrip edildi. Çünkü mezarların üzerindeki bu taş semboller Êzidîlere ait sembollerdi.
İktidarlar
Peki bu toplumda mezarlıkların bu kadar saldırıya uğramasının nedeni nedir?
Mezopotamya ve Anadolu toplumu ölüye ve inançlara karşı niye bu kadar saldırgan bir toplum haline geldi? İşte, sizin de bahsettiğiniz gibi çok yakın bir zamanda Garzan Mezarlığı’ndan 270 cenaze çıkarılıp İstanbul’da bilmem hangi kaldırımın altında saklanan kemikler haline geldi.
Peki, Anadolu ve Mezopotamya neden bu hale geldi? Êzidîler de bu toplumun bir parçası değil mi? Bu toprakların en eski halklarından, en kadim topluluklarından biri değil mi?
Bugün Şengal’den tutalım Laleş’e oradan Afrin’e kadar Êzidî mezarlıklarının saldırıya uğramasının sebebi acaba başka inançların buna yol vermesi mi!
Ben o inançta değilim! Başka inançların buna yol verdiğine inanmıyorum. Ama halihazırdaki iktidarlar Êzidîleri tarihten silmeye çalışıyor. Êzidîlerin tarihini siliyorlar. Belleğini siliyorlar. Êzidîlerin belleğinde kalan, 100 yıllık, 500 yıllık ve hatta bin yıllık tarihi silmeye çalışıyorlar.
Bu çok acı bir şey! Gerçekten çok acı!
Aynı toprağa dönmek
Bugün hala, bizim toplumda Êzidîler Avrupa’da mesela vefat eden insanlar bu topraklara getirilip gömülüyor. Ölülerini kendi topraklarına gömmek istiyorlar.
Yani o toprakta gelen bir insan aynı zamanda o toprağa gidiyor. Onun için bu programda özellikle dinleyenler, katılanlar bunu geliştirmek zorundayız. Anadolu’da/ Mezopotamya’da insanlar neden bu kadar saldırgan hale geldi?
İktidar neden bu kadar saldırganlaşmış? Bizler mutlaka ve mutlaka kendi aramızdaki dayanışmayı geliştirmek zorundayız. Dayanışmayı bilmeliyiz. Çünkü inançlar birbiriyle dayanışmak zorundadır. Toplumlar kendi aralarındaki ilişkileri görmek zorundadır!
Ama maalesef böyle değil. Hele hele Êzidîlerin uğradığı fermanlar, uğradığı katliamlar inanılır gibi değil!
Ancak farklı inançların bunu buyurduğuna inanmıyorum. Halihazırdaki iktidarlar öyle bir saldırganlaştılar ki Êzidîleri tarihten siliyorlar! Onun için bugün Êzidîler de kendilerini yeniden var etmenin ve aslında yeniden var olmanın bir yolu olarak ölülerine saygı gösteriyorlar.
Anadolu ve Mezopotamya
Êzidîler, hele hele son yedi yılda, özellikle 73. fermandan sonra hayatta kalanlar yeniden saldırıya uğradılar. İşte Şengal! Êzidîler, Êzidî kadınların Musul’a götürülüp arabaların içinde zincirlenmiş bir halde yakıldığı bir toplum haline getirildi.
Peki Anadolu veya Mezopotamya buna layık mı? Buna layık mıyız? Bu hangi inançta yazılı? Hangi inanç tarafından bu mertebe onlara verdi? Hayır, bu ganimet kimseye verilmemiş!
Türkiye’deki son birkaç yılda özellikle mevcut iktidar buna yol açtı.
İşte, Hasankeyf’teki barajda onlarca Êzidî köyündeki mezarlık suyun altında kaldı. Nusaybin’de mezarlıklar tahrip edildi. Afrin’de bir inanç yerimizi bırakmadılar.
Saldırganlık politikası
Serêkaniyê’de tüm mezarlıklarımızı tahrip ettiler. Yani insanların belleğinde kalanları silmeye çalışan bir saldırganlık politikası var. O saldırganlık politikasına karşı özellikle inançlar, inananlar ve dini alimler buna karşı durmak zorunda.
Türk toplumu da, Kürt toplumu da, Asuri toplumu da, Ermeni toplumu da buna karşı durmak zorunda. En büyük görevler onlara düşüyor. Toplumun öncülüğünü yapıp buna karşı seslerini yükseltmek zorundalar.
Eğer seslerini yükseltmezlerse büyük iktidarlar, kendi iktidarlarını kurabilmek için daha fazla zaman kazanmak için her yere saldıracaklar.
En son biliyorsunuz, Azerbaycan başbakanı, insanların kafataslarından oluşan bir yeri gidip ziyaret etti. Bu insanlıktan çıkmış bir durumun göstergesi. O nedenle herkes harekete geçmeli. (HÇ/APK/KU)
Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi/ Ölüye Saygı ve Adalet Panelleri II
Farklı İnançlar cenazelere ve mezarlıklara saldırıları konuşuyor
Farklı İnançlar cenazelere ve mezarlıklara saldırıları konuşuyor/ Hüda Kaya
"Saldırılar" paneline katılımcılardan katkılar
İslam'a, Cenevre Sözleşmesi'ne ve TCK'ye aykırı/ İhsan Eliaçık
Tanrının mührü dokunulmaz olsun!/ Pakrat Estukyan
Biz Aleviler "hakka yürüme" deriz, ölüm yerine/ Menşure Doğan
Mezarları tarumar etmek hafızaya saldırıdır/ Ali Fuat Hatipoğlu
Neden Êzidî mezarları bu kadar saldırıya uğruyor?/ Hacı Çelik
Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi/ Ölüye Saygı ve Adalet Panelleri I
Türkiye'de Ölüye Yönelik Şiddet
Türkiye'de ölülere yönelik şiddet/ Derya Aydın açılış konuşması
Dedim ya; acıları hissedelim/ Ahmet Aslan
Zorla kaybetmeler, 9 ülke, şiddet ve mücadele/ Özgür Sevgi Göral
Devlet ölümlerin hayatla bağını koparmaya çalışıyor/ Hişyar Özsoy
* 8 Mayıs 2021'de webinar olarak gerçekleşen “Farklı İnançlar, Cenazelere ve Mezarlıklara Yönelik Saldırıları Konuşuyor” paneli kayıtlarını Leyla İşbilir yazıya döktü, İnisiyatif Sekreteryası üyesi Lokman Sazan yayına hazır hale getirdi. Metindeki arabaşlıklamayı bianet yaptı. Manşet görseli ve metin görsellerini Korcan Uğur düzenledi. Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi'ne çalışmayı yayımlama imkanı verdikleri için teşekkür ediyoruz.