Covid-19 hayatımızda!
1. Ve hemen de gitmeyecek.
2. Tamam, bir karabasan gibi geldi girdi aramıza ama sonunda çıkacak bir gün. O günü yakınlaştırmak için yapacaklarımız var.
3.Mesela sakin kalarak, endişeye, paniğe kapılmadan korunmak için yapabileceklerimizi düşünebiliriz.
4. İşe “duyduğumuz her habere, hele de felaket senaryolarına” kuşkuyla yaklaşarak başlayabiliriz. Resmi vaka ve ölüm sayıları temel alınarak dışarıda tanı almamış vakalar belli epidemiyolojik veriler çerçevesinde “tahmin” ediliyor.
Bu tahminler elbette bilimsel ama sizi korkutup, kabuslar görmenizi sağlamak amacı taşımıyor. Sadece var olan kaynakların doğru kullanılabilmesi, gerekirse test sayılarının arttırılması ve daha çok hastaya ulaşılabilmesi için sağlık sistemine yol gösteriyor. Ciddiye alın ama endişelenmeyin!
5. Acil olmayan ve ertelenebilir gerekçelerle sağlık kurumlarına başvurmamayı düşünün ama. Hem bu sayede sağlık çalışanlarına şiddet uygulayan, itip kakan, öldüren bir ülke olmaktan onlara değer veren, onları el üstünde tutan bir ülke olmaya doğru yönelmeyi deneyebiliriz.
Su ve sabun
6. Bu virüsle ilgili en önemli sorunlardan biri virüsün yayılma hızı. Çok hızlı ve çok sayıda insana bulaşıyor Aslında hastalanan insanların yüzde 80’i hiçbir sorun yaşamadan iyileşiyor. Hatta çoğu zaman basit bir soğuk algınlığı sanılıp, fark edilmeden geçmiş oluyor. Fakat hastalığı hafif geçirenler ve hatta hiçbir belirtisi olmayanlar da hastalığı bulaştırabiliyor. Bu da diğer önemli sorun.
7. Ama merak etmeyin; çok basit ama etkili silahlarımız var elimizde! Su ve sabun mesela. Zira su, sabun ve ikisinden istifade edip ellerimizi ovuşturarak tüm kiri, yağı ve hastalık etkeni mikropları uzaklaştırabiliyoruz. COVID-19’un çeperinde yağdan zengin bir zarf var. Sabun, bu yağlı zarı (membranı) yıkarak virüsü etkisiz hale getiriyor. Yapmamız gereken sadece 20 sn. boyunca ellerimizi, her noktası su ve sabuna değecek şekilde yıkamak.
Bu kadar pratik, basit ve etkili. Hepimiz bunu yapabiliriz sanıyorum. Mucizevi bir halk sağlığı müdahalesi! Tabii sonrasında ellerimizi gözümüze, burnumuza ya da ağzımıza götürmemek de önemli (illa yüzünüze dokunacaksanız kulağınızla idare edin). Peki, su ve sabun yoksa? O zaman alkol-bazlı (alkol en az 70 derece) el dezenfektanları veya kolonya ne güne duruyor? Üstelik güzel koku da garanti. Daha ne olsun!
Temizlik
8. Peki başka? Çevre temizliği. Gene aynı mantıkla yaşadığımız çevreyi de temizlememiz mümkün. Su ve sıradan deterjanlar yeterli. Kendinizi daha iyi hissedecekseniz, bir ölçek çamaşır suyunu dokuz ölçek su ile seyrelterek yüzey temizliği için kullanabilirsiniz. Virüs havada üç saat, bakır ve mukavva gibi yüzeylerde dört saat, paslanmaz çelik ve plastik yüzeylerde üç güne kadar aktif kalabiliyor.
O yüzden evdeki kapalı alanları sık sık havalandırmak, ortak eşya paylaşmamak (özellikle havlu gibi nemli kalacak eşyaları) ve ayakkabıları eve girmeden çıkarıp, kapalı bir yerde muhafaza etmek önemli. Çamaşır yıkanacaksa, suyun sıcaklığının en az 60 derecede olmasında fayda var.
Maske
9. Başka, başka ne var? Sıradaki? Kişisel koruyucu olarak bir de maske. Ancak herhangi açık bir hastalığınız var veya riskli gruptaysanız o da. Konuşurken, öksürürken, hapşırırken ortaya saçılacak içi virüs dolu damlacıklardan çevrenizdekileri korumak için takıyorsunuz maskeyi.
Bir de örneğin, 65 yaş üzerinde ve kronik kalp hastalığınız var ve bir genel hastaneye gitmeniz gerekiyorsa; bu durumda maske takabilirsiniz.
Basit, cerrahi maske yeterlidir. Sağlıklıysanız ve risk grubunda değilseniz, maske takmamalısınız. Maske (hele de özel maskeler; unutun!) ve benzeri kişisel koruyucu ekipman, öncelikle ve özellikle sağlık çalışanları içindir.
10. Son ve çok önemli nokta ise olabildiğince evde kalırken, sosyal mesafeyi de korumak. Kimseye sarılmamak, el sıkmamak ve öpmemek. Birine bir metreden daha fazla yaklaşmamak. Aynı evi paylaştığımız biri var ve hasta ise ev içinde mekanları ayırmak; mümkünse aynı banyoyu kullanmamak. Aynı banyo kullanılacak ise tuvalet hijyenine özen göstermek.
11. Ve ikinci son bir şey daha: Kağıt paraya olabildiğince dokunmamak.
12. Tabii bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için iyi beslenmek, yeterince uyumak, düzenli egzersiz yapmak ve bol sıvı tüketmekten ayrıca söz etmiyorum. Hele de sigaradan! COVID-19’dan dolayı solunum sıkıntısı çeken ağır vakaların çoğunun tütün (ya da başka bir tütün ürünü) kullandığını söylememe de gerek yok. Hala sigara (ya da başka bir tütün ürünü) kullanıyorsanız, bırakmanız için bundan daha iyi bir neden ve daha uygun bir zaman düşünebilir mi? Elbette hayır!
13. Bireysel olarak yapabileceklerimiz aşağı yukarı bunlarla sınırlı. Öğrendiklerimiz ise sınırsız olacak gibi gözüküyor. Mesela bu virüs sınıf ayrımı yapmıyor ve herkesi enfekte edebiliyor. 50 yaşın altındakiler hastalığı genellikle hafif geçiriyor. En önemli risk grubu 60 yaş üstündeki bireyler, bağışıklığı baskılanmış kişiler ve yüksek tansiyon, şeker, ya da kalp hastalığı gibi kronik sağlık sorunları olanlar. Bir de erkekler kadınlara oranla hastalığı daha ağır geçiriyor ve onlarda kayıp daha fazla oluyor.
14. Aşı en iyi ihtimalle en erken 2020’nin sonuna doğru yaygın kullanımda olacak. Belli ki bugün çıksa, aşı olmak için aşı karşıtlarıyla arka arkaya (birer metre arayla) sıraya gireceğiz.
15. Bu enfeksiyonun henüz spesifik bir tedavisi olmadığı için (kısa zamanda etkili bir ilaç bulunabilir) salgın yönetiminde farmakolojik olmayan müdahaleler (nonpharmaceutical intervensions) en temel önceliğimiz oluyor. Bu konuda iki yaklaşım var. İlki İngiltere ve Hollanda’nın uyguladığı, ancak İngiltere’nin zaman içinde vazgeçtiği “hafifletme” (mitigation) stratejisi. Daha kısa süreli ve daha az kısıtlayıcı önlemleri içeriyor.
Daha çok insanın virüsle karşılaşmasını ve sonuçta “toplum bağışıklığı” yaratmasını amaçlıyor. Sadece risk gruplarının izolasyonu esasına dayalı. Okullar ve insanların toplu olarak bulunduğu alanlar kapatılmıyor. Ancak bu yöntemde, hastalığın ölüm hızı düşük olsa dahi çok sayıda insanın hayatını kaybetmesi ve sağlık altyapısının aşırı talep karşısında yetersiz kalması söz konusu. İkinci yöntem, Çin Güney Kore, Tayvan ve Türkiye’nin uyguladığı baskılama (supression) yöntemi. Burada amaç epidemiyi zamana yaymak, sağlık sitemini taşıyamayacağı bir yük altında bırakmamak ve sonuçta salgını bitirmek.
Okul ve üniversitelerin kapatılması, tüm toplumun sosyal mesafe kurallarına uyması, bazı durumlarda ev, şehir hatta bölgesel karantina ve kapatılma gibi önlemler yer alıyor. Hafifletmeden çok daha radikal ve sonuç alıcı olmasına rağmen, zaman uzadıkça sürdürülebilirliği ile ilgili kuşkular var. Salgını ancak “geciktirebileceği” yönünde eleştiriler de var.
Son günlerde tartışılan bir başka konu da baskılama stratejisinin belli aralıklarla (intermittent supression) uygulanması önerisi. Toplumsal stresi azaltıp, hayatı normale döndürmek ve sağlık sistemi zorlanma noktasına gelene kadar buna devam etmek esasına dayanıyor. Sonrasında radikal önlemler yine uygulanıyor. Kısaca önlem düzeyini belli aralıklarda arttırıp azaltma stratejisi demek mümkün.
16. Bu virüs bize salgınla mücadelenin dinamik bir süreç olduğunu, karar ve uygulamalarda birkaç saatin bile fark yaratabileceğini, zaman içinde bazı adımların gözden geçirilebileceğini hatta değiştirilebileceğini, politika belirlerken farklı ülke deneyimlerinden yararlanılabileceğini gösterdi. Şeffaflığın ve bilimselliğin kamuoyunda nasıl bir güven yarattığına, komplo teorileri ve “medya üfürükçülerinin” nasıl gözden düştüğüne, geleneksel ya da alternatif tıbbın adının dahi anılmadığına tanık olduk. Bir musibet, bin nasihattan daha etkili oldu.
17. Başta Çin’de görüldüğü için salgının Doğu Asya ile sınırlı olacağı sanıldı. Ancak şu anda Avrupa merkez olmuş durumda. Sınırların ne kadar yapay ve geçirgen olduğunu bu sayede tekrar gördük. Birlikte mücadele etmez, kolektif iradeyi örgütlemezsek bu işin içinden çıkamayacağımızı anladık.
18. Yüksek-teknoloji, yapay zeka ve her türden “omics”lerin egemen olduğu tıbbi paradigmaya inat, halk sağlığı ve koruyucu hekimliğin ne kadar birincil ve vazgeçilmez olduğuna tanık olduk. Camları açılamadığı için yeterince havalandırılamayan (yarım) “akıllı” binalarıyla özel hastaneler, hala malzeme eksikleriyle boğuşsa da (ki bu durum asla kabul edilemez!) köklü kamu hastanelerinin gölgesinde kaldı. Dahası “fakir” hastalığı olduğu için kaale alınmayan sıtmanın tedavisinde yıllardır kullanılan, sudan ucuz klorokin, bu yeni virüsle mücadelede umut oldu. Aslolanın kamucu anlayışla ve hak-temelli yürütülen sağlık hizmetleri olduğunu fark ettik.
19. İşte böyle.
20. Sözün özü; gereken tedbirleri aldıysanız olabildiğince baharın tadını çıkarmaya bakın. Bahar pencerenizden, balkonunuzdan, bahçenizden de görülebilen bir mevsim. Hala hayattayız, her şeye rağmen. Sosyal medya üzerinden bile olsa uzun süredir haberleşmediğiniz eş-dostunuzla görüşün.
Bir virüsün panik ve anksiyeteye evrilip yaşamınızı kuşatmasına izin vermeyin. Hatırlayın, 1999’dan beri büyük İstanbul depremini bekliyoruz. O deprem (ne mutlu ki) olmadı ama deprem korkusu/kaygısı içindeki pek çok insan ruh sağlığından oldu! Hatta o insanların bir kısmı büyük depremi göremeden çeşitli nedenlerle aramızdan ayrılmış durumdalar. Demem odur ki, elimizden geleni yapalım ama hayatı da kaçırmayalım.
21. Ayrıca, bu virüs bize kendimiz için değil, başkalarını korumak için önlem almamız gerektiğini öğretti. Bir anlamda “diğerkamlığı” hatırlattı. O halde sağlık açısından kırılgan grupları da ihmal etmeyelim. Çalışmama ya da evden çalışma lüksü olmayanlar, evsizler, huzurevlerinde yaşayanlar, cezaevlerinde kalanlar ve göçmen/mülteciler başta olmak üzere. Bu nedenle buradan Bilim Kurulu’na ve Türk Tabipleri Birliği’ne sesleniyorum!
22. Bu virüs ayrıca kendimiz ve sevdiklerimiz kadar, sağlık çalışanlarının sağlığını da korumamızın yaşamsal olduğunu gösterdi (sadece İtalya’da 2650’den fazla sağlık çalışanı hastalandı; tüm vakaların yaklaşık yüzde 8,3’ü! Ve birçoğu hayatını kaybetti). Ve bırakın şiddeti, ellerimiz patlayana kadar alkışlasak da haklarının ödenmeyeceğini…
23. Hayvanları daha çok sevip ve daha az yersek hayat da güzelleşir mi dersiniz (evet!)? Bu konuyu da düşünmeye başlamalıyız bence.
24. Son, en son nokta: Yaşadığımız ekosistem kendini yeniledi. Çin, uzun zamandır ilk kez uzaydan “sağlıklı” göründü. Havası temizlendi, ürettiği karbon ayak izi keskin bir düşüş gösterdi. Venedik’te çamur akan kanallar temizlendi; berrak sularda yıllardan beri ilk kez balıklar ve kuğular yüzüyor. İstanbul’da hava kirliliği ve trafik kalmadı. Gökyüzü aydınlık. Nefes alabilmek için mega-ultra-hiper-büsbüyük projelere, devasa AVM’lere değil yeşil alanlara, parklara, kısaca doğaya ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu anladık. Küresel yok oluşa doğru hızla ilerlerken topluca bir es verdik. Doğa, belki de bir süreliğine de olsa insanı kendine getirdi. Biz virüsü baskılamaya uğraşırken, virüs insanları baskılamış olmasın? Belki.
25. Neden olmasın? (YY/APA/DB)
Kaynaklar:
Atwool J “Coronavirus Two ways out of COVID-19: The coronavirus report that has people talking” The Courier, https://www.thecourier.com.au/story/6684925/two-ways-out-of-covid-19-the-coronavirus-report-that-has-people-talking/ (erişim tarihi: 19 Mart 2020)
Coronavirus disease (COVID-2019) situation report-59. Geneva: World Health Organization, 2020 (https://www.who.int/docs/default-source/coronaviruse/situation-reports/20200319-sitrep-59-covid-19.pdf?sfvrsn=c3dcdef9_2 (erişim tarihi: 21 Mart 2020).
Cowling BJ, Aiello A (2020) “Public health measures to slow community spread of COVID-19”, The Journal of Infectious Diseases, jiaa123, https://doi.org/10.1093/infdis/jiaa123 (erişim tarihi: 21 Mart 2020)
Enerji Portalı, “NASA: Koronavirüs Salgını Öncesi ve Sonrası Çin’in Havası”, https://www.enerjiportali.com/nasa-koronavirus-salgini-oncesi-ve-sonrasi-cinin-havasi/, 2 Mart 2020
Ferguson NM, Laydon D, Nedjati-Gilani G ve ark. (2020) “Impact of non-pharmaceutical interventions (NPIs) to reduce COVID-19 mortality and healthcare demand”, Imperial College COVID-19 Response Team Report, https://www.imperial.ac.uk/media/imperial-college/medicine/sph/ide/gida-fellowships/Imperial-College-COVID19-NPI-modelling-16-03-2020.pdf (erişim tarihi: 21 Mart 2010).
Fisher D ve Heymann D (2020) “Q&A: The novel coronavirus outbreak causing COVID-19”, BMC Medicine, https://doi.org/10.1186/s12916-020-01533-w (erişim tarihi: 19 Mart 2020).
Harris D, Holbrook MG, Gamble A ve ark. (2020) “Aerosol and Surface Stability of SARS-CoV-2 as Compared with SARS-CoV-1”, NEJM, https://www.nejm.org/doi/pdf/10.1056/NEJMc2004973?articleTools=true (erişim tarihi: 20 Mart 2020)
Li R, Pei S, Chen B ve ark (2020). “Substantial undocumented infection facilitates the rapid dissemination of novel coronavirus (SARS-CoV2)”, Science, 10.1126/science.abb3221.
Nadeau BL “Coronavirus is killing Italy’s doctors. The US could be next”, Daily Beast https://www.thedailybeast.com/covid-19-is-killing-italys-doctors-the-us-could-be-next (erişim tarihi: 20 Mart 2020).
Rothan FA, Byrareddy SN (2020) “The epidemiology and pathogenesis of coronavirus disease (COVID-19) outbreak”, Journal of Autoimmunity, https://doi.org/10.1016/j.jaut.2020.102433 (erişim tarihi: 19 Mart 2020).
SolHaber, “Kuğular ve balıklar Venedik kanalına geri döndü”, https://haber.sol.org.tr/dunya/kugular-ve-baliklar-venedik-kanalina-geri-dondu-282878, 18 Mart 2020.
T.C. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, 2019-nCoV Hastalığı Sağlık Çalışanları Rehberi, https://hsgm.saglik.gov.tr/depo/haberler/ncov/2019-nCov_Hastal_Salk_alanlar_Rehberi.pdf (erişim tarihi: 12 Mart 2020).