Ümraniye Cezaevinde “Hayata Dönüş Operasyonunun” ardından operasyona maruz kalan 399 mahpusa açılan dava bugün sonuçlandı.
İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılanan mahpusların, “öldürme suçunu işlemediklerinin sabit olması nedeniyle” beraat etmesine karar verdi. Böylece hapishanedeki ölümlerden, Adli Tıp Kurumu raporunun da söylediği gibi, operasyona katılan askerlerin sorumlu olduğu kanıtlandı:
“Her ne kadar öldürme suçundan ve bu suça iştirak etmekten cezalandırılmaları talep edilmişse de yapılan yargılama neticesinde toplanılan delillerden sanıkların bu suçu işlemedikleri anlaşıldığından beraatlarına karar verildi.”
Savcı bugünkü mütalaasında cinayet suçlamasının zamanaşımı nedeniyle düşmesini istedi. Mütalaada, cezaevindeki mahpusların yargılandığı davada, beş kişiyi öldürdüklerine dair bir delil bulunmadığı da ifade edildi. Ancak mahkeme, mahpusların öldürme suçunu işlemediğine karar verdi.
Mahpuslara yöneltilen “devlet malına zarar”, “isyan çıkarmak” ve “patlayıcı bulundurmak” suçları da zamanaşımından düştü. Mahkeme 367 sanığa beraat verirken, yargılama süresinde hayatını kaybeden 32 sanık açısından davanın düşmesine karar verdi.
“Bu karar 15 yıl önce de verilebilirdi”
Mahpusların avukatlarından Güçlü Sevimli bianet’e yaptığı açıklamada, “mahkemenin bu kararı 15 yıl önce, ilk duruşmada da verebileceğini” söyledi:
“Hukuken verilebilecek karar buydu, zaten olması gereken bir karardı. Yargılanmaları bile hukuken kabul edilemezdi. Mahkeme 15 yıl boyunca hiçbir talebimizi kabul etmeyerek, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için hiç adım atmadı, araştırma yapmadı. Sadece yeni duruşma tarihi vererek davayı uzatma yolunu seçti.”
“Mağdurların sanık yapıldığı dava”
Bugünkü duruşmada sanık mahpusların avukatları savunma yaptı, özetle şunları söylediler:
“Bu dava mağdurların sanık yapıldığı bir davadır. Esas yargılanması gerekenler yargılanıp suçlarına uyan ceza ile cezalandırılmadıkları sürece yargılama konusu olay ile ilgili adalet yerini bulmayacak. Göstermelik soruşturma süreçleriyle asıl sorumlular sürekli korunuyor. Her şeye rağmen inanıyoruz ki, tarih bu yaşanılanları unutmayacak, yargılayacak ve asıl sorumlular açısından gerçek adalet tecelli edecektir.”
“Adli Tıp raporu askeri, askerlerin vurduğunu gösterdi”
Savunmalarında, Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu’nun 16 Ekim 2002 tarihli raporunu da sunan avukatlar, bu raporun, mahpusların Uzman Çavuş Nurettin Kurt’u vurmadığını gösterdiğini ifade ettiler.
Ayrıca, sanıkların suç işlemediği aksine, operasyonun kendisinin ve uygulanmasının kanuna aykırı olduğu belirtildi:
“Yargılama konusu operasyon sonucu hayatını kaybeden ve yaralanan tutuklular bakımından hukuki sorumluluk, operasyonun karar ve icrasında yer alan kişi ve kurumlardadır. Hali hazırda da bu kişilere karşı dava açılmamış olması da çok düşündürücüdür.”
Ne olmuştu? |
19 Aralık 2000’de 20 cezaevine eşzamanlı yapılan operasyonlarda toplam 30 tutuklu ve hükümlü ile iki asker hayatını kaybetti. Ümraniye Cezaevi'nde de uzman çavuş Nurettin Kurt ile dört mahkum öldürüldü. Uzman çavuş asker kurşunuyla ölmüştü. Ancak operasyonunu ardından Ümraniye Cezaevi'nde bulunan 399 tutuklu ve hükümlüye dava açıldı. Dava bugün beraatla sonuçlandı. 2004'te de operasyonun Ümraniye Cezaevi'yle ilgili kısmı için 267 askeri personele de (kapatılan) Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi – Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Davada “Bora” ve “Atmaca” isimli operasyon planları da çıkmasına rağmen, bu planlarla ilgili hiçbir işlem yapılmadı. "Bora" ve "Atmaca" isimli Ümraniye planlarının aksine, Bayrampaşa Cezaevi davasında ortaya çıkan "Tufan" planı medyada geniş yer buldu. Bu dava halen sürüyor. |
(AS)