Bayrampaşa Cezaevi'nde 19-22 Aralık 2000'de, Hayata Dönüş Operasyonu'nda "Tufan" planını uygulayan Ankara Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı (JÖAK), mahkemeden gelen 17 ayrı talebin hiçbirini kaale almadı, ya "bilgimiz yok" dedi ya da yanıt bile vermedi.
Mahkeme 17 kez aynı şeyi sormuştu: Operasyona kimler katıldı?
Mahkemeye sunulan olay yeri tutanağındaki sicil numaralarının da sahte olduğu ortaya çıkmıştı.
19-22 Aralık 2000'de yapılan Hayata Dönüş Operasyonu'nda ikisi asker 30 kişi öldürüldü. Bayrampaşa Cezaevi'ndeki "Tufan" operasyonunda da altısı kadın 12 kişi hayatını kaybetti, kadınlardan beşi yanarak öldü. Olayla ilgili açılan davanın ilk duruşması tam 10 yıl sonra görüldü.
Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava sadece Elazığ Jandarma Komando Taburunda görevli 39 er hakkında açıldı. Hiçbir rütbeliye suçlama yöneltilmedi.
Bayrampaşa Cezaevi'nde operasyona maruz kalan 167 tutuklu ve hükümlü, haklarında "silah kullanmak" suçlamasıyla açılan davadan beraat etti.
"Savcılık, hükümet, Vali, Genelkurmay suç ortağı"
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi, davanın seyriyle ilgili yaptığı basın açıklamasında, hazırladıkları raporu açıkladı.
Açıklamada, katliamın üzerinden 13 yıl geçmiş olmasına rağmen, kullanılan silahların ve müdahalede bulunan personelin isimlerinin bizzat devletçe saklandığı ifade edildi.
Soruşturmayı yürüten Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı olmak üzere, Hükümet, Adalet ve İçişleri bakanlıkları, İstanbul Valiliği, Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı, "suç ortakları" olarak nitelendi. İstanbul Valiliği'nin yapılan başvuruları iki kez reddederek resmi görevliler için soruşturma izni vermediği hatırlatıldı.
Mahkemeye değil, komutanlığa cevap
"Tufan" adlı plan, olaydan 11 yıl sonra ortaya çıkmıştı. Planda, mahpuslar "düşman kuvvetler" olarak niteleniyordu. Bu planla, operasyonu asıl düzenleyenin Ankara Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı (JÖAK) bünyesindeki müdahale birliği olduğu kanıtlandı.
Mahkeme, Ankara JÖAK'a 17 kez aynı içerikli yazı yazarak, operasyona katılanların isimlerini sordu. Ankara JÖAK'tan ya "konu hakkında elimizde bilgi ve belge bulunmamaktadır" ya da "19-22 Aralık 2000 gününde operasyona katılan personelin isim listesi bulunamamıştır" şeklinde yanıtlar geldi. Bazı taleplere cevap bile vermediler.
Ancak Ankara JÖAK, İstanbul İl Jandarma Komutanlığınca yürütülen idari ön soruşturmada aynı talebe, "Konuyla ilgili operasyon günü birliğin komutanı olan Burhan Ergin'in bilgisi olabilir" yanıtını verdi.
Silahlar ve video görüntüleri de gizleniyor
Soruşturma aşamasında 12 kez, kovuşturma aşamasında ise beş kez olmak üzere, Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, JÖAK, İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı'na da müzekkere yazıldı. Ancak, operasyona katılan personelin listesi mahkemeye bildirilmedi.
Aynı kurumlar, mahkemenin tüm ısrarlarına karşılık, katliamda kullanılan silahların listesini gösteren, Tufan planının eklerini de mahkemeye sunmadı.
Plana göre operasyonun tamamı videoya alındı. Mahkeme bu görüntüleri de istedi ancak aynı kurumlar mahkemeye video görüntülerini göndermedi.
Davanın müdahil avukatları, kurumların endişesinin, "toplumsal olaylarda hiçbir şekilde kullanılmaması gereken ama Bayrampaşa Cezaevi saldırısında kullanılan silahların niteliğinin ortaya çıkması olduğunu" söylüyor.
"Sanık değil, tanık oldular"
Savcı Ali İhsan Demirel, dokuz yıllık soruşturma boyunca hiçbir jandarma görevlisinin ifadesini almadı. Dava, ön soruşturmada talimatla alınan ifadelerle açıldı. Demirel hakkında soruşturma açıldı.
Takipsizlik kararı verilen 214 askeri personel arasında, hakkında dava açılan 39 erin bağlı olduğu Elazığ Jandarma Komando Taburu'nun komutanı Tevfik Taner İnceler ve son duruşmada tanık olarak çağrılan Ankara Jandarma Komando Özel Asayiş Birliği'nin komutanı Burhan Ergin de var.
ÇHD İstanbul Şubesi, yargılama kapsamında tanık olarak dinlenen veya tanık olarak çağrılan üst düzey askeri personel, devlet görevlisi ve bürokratın operasyondaki çok açık sorumluluklarına karşın sanık sandalyesinde olmadıklarının altını çizdi. (AS)