Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Sezai Temelli, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Diyarbakır ve Mardin’deki yangınlar üzerinden iktidarı eleştirdi.
“Yangınla ilgili gerçek ortadayken iktidar yalanda ısrar ediyor” diyen Temelli yangınlarda 15 kişi ile 20 bin küçükbaş ve bin büyükbaş hayvanın hayatını kaybettiğini hatırlattı.
Bölgenin hem ekonomik hem sosyal olarak kötü durumda olduğunu söyleyen Temelli, bu durumla baş etmek için alanın afet bölgesi ilan edilmesi gerektiğini dile getirdiklerini ifade etti.
Buna karşılık da AKP iktidarının yangının anız yakma sonucu çıktığını belirterek yalan söylediğini savundu:
İktidar yalan söylemeye devam ediyor, anız yakma sonucu bu yangının yaşandığını dile getiriyor. Bunun böyle olmadığı bütün gerçekliğiyle ortadayken hala bu yalanda ısrar ediyorlar.
Oysa daha ekinler tarlada. Tarlada ekin varken anız yakılması diye bir yöntem söz konusu değil zaten. Elektrik Mühendisleri Odasının raporunda, Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformunun raporunda, Mardin Emek ve Demokrasi Güçlerinin raporunda, savcılığın atadığı bilirkişinin raporunda ve en son da Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesinin raporunda tespit edildiği gibi ortaya çıkan yangının yegane nedeni elektrik direkleri ve nakil hatlarındaki sorundur.
Bu sorunun kaynağı da DEDAŞ’tır. DEDAŞ 37 yıldır var olan direkler üzerinde herhangi bir yenileme çalışması yapmamış.
"İktidar kendi ve DEDAŞ’ın suçlarını örtbas etmeye çalıştı"
Temelli, Türkiye’deki elektrik dağıtım meselesinin başlı başına bir sorun olduğunu, bölgede ise bu sorunun katmerlenmiş olduğunu ekledi.
2020’de hazırladıkları DEDAŞ raporunu hatırlatan Temelli, sorunların özelleştirme sonrası yaşandığını aktardı. "İktidarın neoliberal ve özelleştirme politikaları ile yaratmış olduğu tahribatın bir başka fotoğrafını bu yangında gördük" diyen Temelli şöyle devam etti:
Özelleştirmeler sonucunda kamusal hizmet niteliğindeki bir hizmetin kar amaçlı hale dönüşmesinin ne tür sonuçlar doğuracağını bir kez daha gördük. 15 canımızı orada sırf bu kar hırsı nedeniyle yitirdik. Bunun farkında olanlar, anızların yakılmasıyla çıkan bir yangın diyerek köylüleri suçlamaya devam ediyor ki bunun gerçek olmadığını biliyoruz.
En son Cumhurbaşkanı Erdoğan da çıktı aynı suçlamaları tekrar etti. Çünkü biliyor ki en büyük günah kendisinindir. Kendisi bu özelleştirme politikalarının şampiyonluğuna soyunmuş bir insan olarak 22 yıldır bunları savundu. Türkiye’deki özelleştirmeler nedeniyle bugün işsizlik var, yoksulluk var. İşte bu yangından da görüldüğü gibi insanlar artık hayatını kaybediyor.
Erdoğan DEDAŞ’ı savundu, köylüleri suçladı, partimizi suçladı. Böylece kendi günahları ve suçlarını, DEDAŞ’ın suçlarını örtbas etmeye çalıştı. Fakat hiçbir şeyi bu balçıkla sıvayarak örtme imkanınız yok. Bütün gerçeklik ortada. Sorumlular muhakkak hesap vermeli. Bu özelleştirme aklından bir an önce bu ülke kurtulmalı. Tıpkı enerji üretiminin kamusal nitelikli hizmet olması gibi, elektrik dağıtım konusunda da kamusal yatırımların bir an önce yapılması artık bir zaruret haline gelmiştir.
(HA)