* Fotoğraf: Pixabay
Nükleer enerjinin karbon salmadığı için temiz enerji olarak gösterildiği ve kullanımının iklim değişikliğini durdurmayı sağlayacağı iddialarına karşı nukleersiz.org 10 dakikalık bir videoyla nükleer enerjinin bir çözüm değil yük ve daha büyük bir risk olduğunu ortaya koyuyor.
İklim krizi sellerle, fırtınalarla, yangınlarla gündelik yaşamımızda kendini hissettirirken ve gidişatın durdurulması enerji üretim ve yöntemleri dahil acil çözümler gerektiriyor.
İklim değişikliği koşullarında nükleer enerjinin neden çözüm olamayacağına dair sivil toplum örgütleri dünya genelinde çalışmalar yapıyor. Bunlardan biri de Türkiye’de kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla ABD’nin Illinois eyaletinde faaliyet gösteren Nuclear Energy Information Service (NEIS) /Nükleer Enerji Bilgi Hizmetleri tarafından hazırlanmış olan video. O video dün itibariyle nukleersiz.org’un çeviri ve düzenlemesiyle Türkiye kamuoyu ile buluştu.
Nükleer enerjiyi iklim değişikliği koşullarında düşünmek önemli çünkü inşa süreci on yıla varan ağır, hantal, maliyetli ve riskli nükleer santral yatırımlarına halen bazı ülkelerde devam ediliyor. Bu ülkelerden biri de Türkiye. Halihazırda Mersin’de inşasına devam edilen Akkuyu NGS ile şimdilik kağıt üstünde olsa da şimdiden çölleştirilen alandaki Sinop NGS projeleri Türkiye’nin gelecek on, belki de yüzyıllarına maddi manevi maliyetleri ile damgasını vuracak.
Nükleer gerçekleri
Yeşil Gazete’nin haberine göre, son yıllarda nükleer enerji santrallerinin kurulması bir de iklim değişikliği sorunu karşısında nükleer enerjinin karbonsuz enerji olduğu iddiasıyla gerekçelendirilmek isteniyor ve fosil yakıt kullanımına alternatif olarak gösteriliyor. Oysa iklim değişikliğine neden olan faktörler, karbon salma potansiyelinin dışına da taşarken ve iklim değişikliği şartlarında nükleer enerjinin tercih edilmesinin neden olacağı riskler gözden kaçırılıyor.
Nükleersiz.org da bu konuda kamuoyunun yeterince bilgilendirilmediği tespitinden hareketle nükleer enerjinin neden iklim değişikliği şartlarında tercih edilmemesi gerektiğini ana hatlarıyla “gerçek”ler üzerinden açıklayan, nükleer enerjinin iklim krizinin çözümü değil yükü olduğunu gösteren bu videoyu Türkçeleştirerek yayımladı.
Tamamı 10 dakika olan videoda açıklanan gerçekler ana hatlarıyla şöyle:
“Gerçek: nükleer enerji karbonsuz değildir
Gerçek: nükleer enerji temiz değildir
Gerçek: nükleer enerji çok pahalıdır,
Gerçek: nükleer enerji iklim değişikliğini önlemenin bir aracı değildir.
Gerçek: yeni nükleer reaktörler inşa etmek, zaman kaybı anlamına gelecek karbon azaltımını engelleyecektir.
Gerçek: nükleer enerji iklim değişikliği şartlarında güvenilir değildir
Gerçek: nükleer enerji çok tehlikeli bir teknolojidir.
Gerçek: nükleer reaktörler operasyon sırasında çok miktarda su kullanır
“Gerçeklerle yüzleşmemizin zamanı geldi: iklime nükleerin bulaştırılmasına izin veremeyiz. Nükleer enerji aciliyet gerektiren karbon azaltımına engeldir.
“Nükleer enerjiyi içeren karbon azaltma planları, 2050 yılına kadar dünya çapında en az 8,2 trilyon dolarlık bir maliyetle 1.000 veya daha fazla nükleer reaktör inşa edilmesini gerektiriyor.”
Demircan: Dünyanın sorunu
Nükleer enerjinin iklim değişikliği koşullarında çözüm değil bilakis yük olduğunu yazılarında ve katıldığı programlarda dile getiren nükleersiz.org koordinatörü aynı zaman da Yeşil Gazete nükleer editörü Pınar Demircan’ın videoya dair değerlendirmesi şöyle:
“Şimdiye kadar gördüğüm eğitim amaçlı videoların en iyisi, türkiye kamuoyuyla paylaşmamız gerektiğiniz düşünerek hemen izinlerini alıp çeviri ve düzenlemesini yaparak neıs ile güzel bir işbirliği gerçekleştirmiş olduk.
“İklim değişikliği şartlarında da risklerini ayrıca düşünmemiz gereken nükleer enerji santralleri kuşkusuz sadece Türkiye’nin değil, dünyanın sorunu. Bu nedenle küresel bir ağ olan Do not Nuke The Climate/ (DNTC) “Nükleeri İklimime Bulaştırma” ağının da bir parçasıyız.
“Çeviriyi yakında görme engelli yurttaşlarımız için Türkçe seslendirmeli olarak da paylaşmayı düşünüyoruz, ancak dolaşıma tüm dünyaya hitap eden şekilde girmesi de önemli, buradaki bilgiler ne kadar çok yaygınlaşırsa o kadar iyi. Çok geç olmadan, Akkuyu ve Sinop Projelerinin geleceğimizi nasıl bir ipotek altına aldığının tüm Türkiye kamuoyu tarafından anlaşılmasını ümit ediyoruz.
“Tabii Nükleer santrallerin riskleri 10 dakikalık videoda anlatmakla bitmez, okuyucularımıza web sitemizdeki 100 nedende nükleersiz dosyamıza ve daha bir çok çalışmamıza da göz atmalarını öneririz."
(TP)