* Fotoğraf: Pixabay
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, üye ülkelerde nükleer ve doğalgaz alanlarındaki enerji yatırımlarının sınıflandırılmasına ilişkin uzman danışma sürecinin başlatıldığını açıkladı.
Açıklamaya göre, bilimsel tavsiyeler, mevcut teknolojik ilerleme ve üye ülkeler arasında değişen geçiş zorlukları dikkate alan AB Komisyonu, doğalgaz ve nükleeri enerjide yenilenebilir temelli bir dönüşümü kolaylaştıracak araçlar olarak gördü.
Doğalgaz ve nükleerin iklim dostu dönüşüme katkıda bulundukları iddia edilen açıklamada, bu enerji kaynaklarının açık ve sıkı koşullar altında yeşil yatırım sınıflandırması çerçevesinde yer alacağı belirtildi.
“İklim dostu kıta” hedefi
Açıklamada ayrıca sınıflandırma ile AB’nin 30 yıl içinde iklim dostu bir kıta olma hedefini yakalamak için yatırımları ihtiyaç duyulan faaliyetlere yönlendirmenin amaçlandığı kaydedildi.
Mevcut durumda her AB ülkesinin enerji üretim kaynaklarının farklılık gösterdiği anımsatılarak Avrupa’nın bazı bölgelerinin enerjide halen ağırlıklı olarak yüksek karbon salan kömüre dayandığı ifade edildi.
AB Komisyonu hazırladığı taslağı üye ülkelere göndermesi ile konsültasyon için gereken iki haftalık süre başladı. AB'ye üye ülkeler 12 Ocak'a kadar tasarı hakkındaki görüşlerini bildirecek. Ocak ayı ortasında AB Komisyonu'nun tasarıya nihai şeklini vermesi bekleniyor.
- NOT: AB nüfusunun en az yüzde 65'ini temsil eden 20 ülkenin itirazı halinde veya Avrupa Parlamentosu'nda en az 353 milletvekilinin reddetmesi durumunda, AB Komisyonu'nun planları hayata geçirilemeyecek.
Yeşil sınıflandırma şartları
AB’nin yeşil sınıflandırmasına dahil olan enerji yatırımları, finansmana daha kolay erişim sağlıyor.
AB Komisyonunun taslağında, çevreye zarar vermeyen ve atıklarını güvenli biçimde tasfiye edebilecek nükleer enerji santral yatırımları yeşil ve sürdürülebilir ekonomik aktivite olarak sınıflandırılıyor.
Söz konusu nükleer santralların yeşil yatırım sayılması için 2045’ten önce ruhsat almaları gerekiyor.
Yeşil yatırım olacak doğalgaz yatırımlarının ise kömürün yerine geçecekse kilovatsaat başına 270 gramdan daha az emisyon salması ve inşaat izninin 2030 yılı bitiminden önce alınması şart koşuluyor.
Öneriye tepkiler
AP Yeşiller Grubu Sözcüsü Michael Bloss, “Komisyon başkanı Ursula von der Leyen, bu öneriyle finansal yatırımlar için Avrupa’nın ekolojik etiketinin güvenilirliğini yok ediyor” diyerek tepki gösterdi. Bloss, bu öneriyle, atom ve gazın, güneş ve rüzgar enerjisi gibi gösterildiğini belirterek öneriyi “saçma” olarak tanımladı. Yeşiller AP Milletvekili Reinhard Bütikofer de AB’nin önerisinin büyük hayal kırıklığı yarattığını ifade etti.
İspanya Ekolojik Dönüşüm ve Demografik Mücadele Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada “nükleer enerji ve doğal gazın, yeşil veya sürdürülebilir enerji sınıfında olmaması gerektiği” belirtildi. Bakanlık, “böyle bir sınıflandırmanın anlamlı olmayacağını ve bir bütün olarak değerlendirildiğinde AB’nin enerji geçişi için yanlış sinyaller göndereceği” eleştirisinde bulundu. İspanya, AB’nin 2050’ye kadar sıfır karbondioksit emisyonu ve iklim nötrlüğü hedefi olan yeşil yatırım planının “tam savunucusu” olduğunu vurgularken, buna rağmen nükleer enerji ve doğalgazın bu sınıflandırılmaya dahil edilmesinin “geri adım atmak” olacağını kaydetti.
Almanya hükümeti doğalgazdan elde edilen enerjinin sürdürebilir sayılması planlarını olumlu karşılarken, nükleer enerji ile ilgili öneriyi ise kesinlikle reddetti. Reuters'a konuşan bir hükümet sözcüsü, AB'nin planlarına ilişkin olarak "Nükleer enerjiden ve kömürle elektrik üretiminden vazgeçildiği göz önünde bulundurulunca, Alman hükümeti için doğal gaz karbon nötrlüğü yolunda önemli bir geçiş teknolojisi oluşturuyor" ifadelerini kullandı. Yeşiller üyesi Çevre Bakanı Steffi Lemke de planları "kesinlikle yanlış" olarak nitelendirerek, korkunç çevre felaketlerine yol açabilecek bir enerji şeklinin "sürdürülebilir" sayılamayacağını söyledi.
Avusturya İklim Koruma Bakanı Leonore Gewessler, nükleer enerji ve doğalgazın sürdürebilir olarak sınıflandırılması halinde hukuki yollara başvuracaklarını söyledi. Gewessler sosyal medya hesabından "Bu planlar hayata geçerse, dava açacağız" ifadesini kullandı.
Fransa dahil 10 ülkenin taebiydi
Başını Fransa’nın çektiği 10 kadar ülke, nükleer enerjinin iklim değişimi ile mücadelede etkili, güvenli ve rekabetçi bir kaynak olduğunu belirterek, yeşil yatırım sınıflandırma çerçevesine dahil edilmesini talep ediyordu.
Buna ilave bir grup ülke de doğalgazın da geçici süre için AB yatırım sınıflandırma kurallarında sürdürülebilir olarak kabulünü istiyordu.
Almanya, Avusturya, Danimarka, Portekiz ve Lüksemburg gibi ülkeler ise özellikle nükleerin yeşil sınıflandırmaya dahil edilmemesi görüşünü taşıyordu.
Nükleer enerjiNuclear Energy Information Service (NEIS) /Nükleer Enerji Bilgi Hizmetleri tarafından hazırlanıp nükleersiz.org tarafından Türkçe’ye çevrilen videoya göre, son yıllarda nükleer enerji santrallerinin kurulması bir de iklim değişikliği sorunu karşısında nükleer enerjinin karbonsuz enerji olduğu iddiasıyla gerekçelendirilmek isteniyor ve fosil yakıt kullanımına alternatif olarak gösteriliyor. Oysa iklim değişikliğine neden olan faktörler, karbon salma potansiyelinin dışına da taşarken iklim değişikliği şartlarında nükleer enerjinin tercih edilmesinin neden olacağı riskler gözden kaçırılıyor. Nükleer enerji, iklim krizi mücadelesinde aciliyet gerektiren karbon azaltımına engel teşkil ediyor. Nükleer enerjiyi içeren karbon azaltma planları, 2050 yılına kadar dünya çapında en az 8,2 trilyon dolarlık bir maliyetle 1.000 veya daha fazla nükleer reaktör inşa edilmesini gerektiriyor. Nükleer gerçekleri videoda şöyle sıralanıyor:
DoğalgazBaşta kömür olmak üzere fosil yakıtların yakılması, atmosferdeki karbondioksit oranının artmasındaki ana sorumludur. Fosil yakıtlar arasında esas sorumlu olarak "kömür" karşımıza çıkar. Küresel ölçekte birincil enerji talebinin yüzde 27’si kömürden sağlanırken, enerji kaynaklı sera gazı emisyonlarının yüzde 43’ü kömür kaynaklıdır. Kömürü yüzde 36 ile petrol, yüzde 20 ile doğalgaz takip eder. Bilim insanları, küresel ısıtmayı güvenli bir seviyede tutmak için 2100'e kadar sıcaklık artışını en fazla 1,5 santigrat derecede tutmak gerektiğini söylüyor. Bu hedefi tutturabilmek için sera gazı emisyonlarının 2030'a kadar yarı yarıya azaltılması, 2050'de de sıfırlanması amaçlanıyor. Öte yandan bugün birçok ülkede karbon emisyonlarının büyük bir kısmı, ısınma kaynağı olarak doğalgaz ve petrole dayalı yakıtlardan kaynaklanıyor. Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre, 2050’deki “net sıfır” hedefi için fosil yakıt kullanımının büyük ölçüde azaltılması; mevcut kömür, petrol ve doğalgaz yataklarına yenilerinin eklenmemesi gerekiyor. |
(TP)