11 Mart 2011'de meydana gelen ve dünyanın en büyük nükleer felaketlerinden biri olan Fukuşima’nın üzerinden 10 yılında Türkiye ilk nükleer enerji santrali olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) üçüncü ünitesinin temel atma törenini yaptı.
Fukuşima’daki radyasyon tehlikesi ise hala sürerken, dünyada birçok ülke bu kazadan sonra enerji politikasını değiştirdi ve nükleer enerjiden çıkış hızlandı.
Türkiye bu kazadan sonra inşaatına başladığı Akkuyu NGS’nin reaktör temel atma işlemini de yıldönümüne denk getirdi. Neredeyse tüm dünyada zararla anılan nükleerin reaktör açılış törenini AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan NGS'ye ilgili “Muhteşem eser Türk milleti ve Rus halkına hayırlı olsun” sözleriyle yaptı.
Fukuşima’nın 10. yılı ve Türkiye’nin nükleer politikasını Ekosfer Derneği Kampanyalar Sözcüsü Özgür Gürbüz ve TMMOB Akkuyu Nükleer Santrali İzleme Komitesi Başkanı Bülent Damar bianet’edeğerlendirdi.
Gürbüz, “Fukuşima’nın 10. Yılında Türkiye’nin Akkuyu’daki nükleerin üçüncü reaktörünün temelini atmasını, tesadüften öte biraz da Fukuşima ile ilgili çıkacak haberleri kapatma düşüncesiyle yapılmış bir hareket gibi görüyorum” dedi.
Damar ise Fukuşima’nın etrafındaki 357 kilometrekarelik alanın hala insan girişine kapalı olduğunu hatırlatarak, “Böyle bir durumda yeni bir reaktörün temelini atmak hangi mantıkla yapılıyor anlaşılır gibi değil”diye konuştu.
Gürbüz: Japonya'da güneş enejisi öne geçti
Gürbüz, Fukuşima’nın ardından Türkiye’nin nükleer politikasına karşılık, dünya ülkelerinin politikalarını örneklerle anlattı:
“Dünya 3 tane büyük kaza geçirdi ve bunların hiçbirisi nükleer teknolojiyi yeni keşfeden, güvenlik kültürü az olan bölgelerde olmadı. Biri ABD’de diğeri SSCB’de biri Japonya’da oldu. Şimdi buradaki kazayı görüp duraksamayan, düşünmeyen, nükleer planlarını gözden geçirmeyen birkaç ülkeden birisi Türkiye.
“Fukuşima öncesi elektriğinin yüzde 30’unu nükleerden sağlayan Japonya bile aradan 10 yıl geçmesine rağmen diğer bölgelerde kapatmış olduğu nükleer reaktörlerin hepsini açmadı. Kazadan önce 54 reaktör vardı, şu an 9 reaktör çalışıyor. Elektrik üretiminin yüzde 7,5’i nükleerden sağlanıyor. Fukuşima öncesi yok denecek kadar az olan güneş enerjisi ise 9 reaktörden daha fazla elektrik üretecek kapasiteye ulaştı.
"Dünyanın tersine gidiyoruz"
“Öte yandan dünyanın 4. büyük sanayisi, inanılmaz elektrik ihtiyacı olan Almanya, Fukuşima’dan hemen sonra nükleerden çıkış kararı aldı ve bunu uygulamaya başladı. 17 tane reaktörü vardı, şu anda bu sayı 6. İki sene sonra, yani Türkiye’nin ilk nükleer reaktörünü çalıştırmaya başladığı yıl, Almanya nükleer enerjiden tamamen çıkmış olacak.
“Bu çok ilginç bir mesaj ama Türkiye bunları görmek istemiyor. Kendi nükleer teknolojisi olan, yıllardır nükleer enerjiyi büyük bir kaza yaşamadan atlatmış olan Almanya bile nükleer enerjiden çıkıyor. Biz ise tam o anda bu teknolojiyle elektrik üretmeye başlıyoruz. Yine eski, çöp sayılabilecek, geri kalmış bir teknolojiyi alıyoruz. Dünyanın gittiği yönün tersine gidiyoruz.
Ortadoğu'da nükleer yarışı
“Mesela Türkiye’ye çok örnek gösterilen kendi nükleer teknolojisini geliştirmiş birkaç ülkeden biri olan Güney Kore bile nükleerden çıkış kararı aldı. Fransa dünyanın elektriğini nükleer santralden sağlayan ülkeler arasında birinciydi. Yüzde 78 oranındaki rakam yüzde 70’e indi ve hedefleri yakın bir zamanda 50’ye kadar geriletmek.
“Santral olan ülkeler bile bunu daha az kullanmanın planını yapıyorlar. Özetle nükleer enerji ile hatırı sayılır bütün ülkeler nükleerden çıkarken özellikle Ortadoğu’da nükleer güçmüş gibi görünmek amacıyla bir nükleer santral yarışının başladığını görüyoruz.
“Türkiye, İran, Birleşik Arap Emirlikleri nükleer reaktörler yapıyor, Mısır planlıyor vs. Bu da Ortadoğu’daki gerilimi ve riski daha da artırıyor. Çünkü nükleer santralle silah yapamasanız bile hedef haline gelebilirsiniz. Bu açıdan Türkiye kendini riske atıyor. Tam tersine Ortadoğu’nun nükleersiz kalması için uğraşmak gerekiyor.”
"Japonya'nın kaybı Türkiye'nin 1 yıllık GSYH'si"
Nükleer kaza olma ihtimalinin Türkiye’de de var olduğunu söyleyen Gürbüz, koronavirüs salgını yönetiminden hareketle Türkiye’nin böyle bir kazayla başa çıkacak ekonomi gücünün olmadığını da ifade etti:
“ABD’de, Sovyetler’de, Japonya’da da olmaz deniliyordu ama oldu. Yani Türkiye’de de bir nükleer kaza olabilir. Bunun bedeli çok ağır oluyor. Biz bunu Çernobil aracılığıyla, çok uzakta olmamıza rağmen Karadeniz başta olmak üzere Türkiye’nin tamamında çok net hissettik.
“Fukuşima kazasının maliyetinin yaklaşık 470 ile 660 milyar dolar arasında olacağı tahmin ediliyor. Bu, Türkiye’nin 1 yıllık gayri safi yurtiçi hasılası (GSYH) demek. Yani olur da Türkiye’de bir kaza olursa bu kazanın altından ekonomik olarak kalkmak mümkün değil.
"Salgında 5 maske dağıtamadılar"
“Akkuyu’nun yeri itibariyle başka önemleri de var. Turizm bölgesinin, Akdeniz’in, hemen dibinde. Olası bir kazada Antalya’yı, Alanya’yı unutmak gerekiyor. Nüfus olarak bakıldığında da kalabalık şehirlere yakın bir bölge, radyasyon bulutlarının nereye gideceği belli değil. Fukuşima’da şanslıydık mesela okyanusa doğru gittiler.
“Olayın vahametini tahmin etmek tabii ki mümkün değil ama salgında 5 tane maskeyi dağıtamayan bir organizasyona ve bir yönetime sahibiz. Öte yandan bir nükleer kaza olduğunda ilk yapılması gereken iş özellikle kadınların ve çocukların tiroid kanseri olmasını önlemek için iyot tableti dağıtmak olmalıdır. Çok hızlı bir şekilde milyonlarca kişiye bu dağıtım yapılmalı.
“Şimdi, salgında aylarca 5 tane kağıt maskeyi dağıtamayan hükümet bir nükleer kaza olduğunda milyonları tiroid kanseri olmaktan nasıl koruyacak? Dolayısıyla bütün bu nedenlerle elektrik üretiminde nükleeri seçmemek gerekiyor. Kaldı ki zaten mecbur değiliz, daha ucuzu, daha temizi ve daha güvenlisi var.”
Damar: Nükleerin elektriğine ihtiyaç yok
Damar açıklamalarında Türkiye’nin nükleer enerjiden gelecek elektriğe ihtiyacı olmadığını anlattı:
“En son yayınlanan tahmin raporlarına göre, Türkiye’nin mevcut kurulu gücü 2030’dan daha ilerisine kadar elektrik ihtiyacını karşılıyor. Yani elektriğe ihtiyacımız yok. Öte yandan bu santralde elektrik 12,35 sent KW saatten satılıyor.
“Şu anda serbest piyasada elektrik KW saati 5 sent. Yani biz 2,5 misli pahalıya alıyor oluyoruz. Dolayısıyla burada ekonomik bir kaygı da görünmüyor.”
"Mantık dışı yatırım"
“Fukuşima’dan sonra dünya büyük bir ders aldı ve elektrik üretiminde çok ani bir düşme oldu. Öyle ki aradan 10 yıl geçmesine rağmen dünya henüz 2020’deki nükleer enerji üretim seviyesine ulaşamadı. Batılı ülkeler, Amerika da dahil olmak üzere, mevcut nükleer güç reaktörlerini en kısa sürede kapatabilmek için çeşitli çareler arıyor.
“Türkiye ise aksi yönde gidiyor ve üstelik yatırımını mantık çerçevesi dışında, hiçbir ihtiyacı yokken, yapıyor.”
Fukuşima'da ne oldu?
|
(TP)