Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “Atadedeler örgütü” olarak bilinen, aralarında hakim, savcı, bürokratlarında da olduğu organizasyona ilişkin hazırladığı iddianame, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Örgüt yöneticiliği ile suçlananlar arasında, Kobanî davasının eski heyet başkanı Bahtiyar Çolak da var.
Sabah gazetesinin haberine göre, Çolak’ın 22 ülkenin “Atadedesi” olmakla suçlanıyor. İddianameye göre, örgüt içindeki görevi, CV onayları, haftalık toplantı raporlarının değerlendirilmesi, grup yazışmalarının gruplarda paylaşılması ve toplantılarda konuşmak. Çolak'ın Whatsapp gruplarında, Katar ile İran masası hakkında planlama yaptığı ileri sürülüyor.
İddianamede, Çolak ve eski savcı Hidayet Kaya’nın da aralarında olduğu 43 kişi hakkında “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak”, “Nitelikli dolandırıcılık” suçlarından 2 bin 296 yıldan 5 bin 600 yıla kadar hapis isteniyor.
MA’nın haberine göre, iddianamede, şüphelilerin “derin devletin ticari ayağı oldukları” iddiasıyla bir yapı oluşturdukları ve mağdur ve müştekileri de bu yapıya alıp işlerini çözme vaadiyle harç, pasaport gibi bahanelerle para alarak dolandırdıkları anlatıldı. Dolandırılan isimler arasında da bir süre grubun içinde yer aldıktan sonra örgütü fark edip ayrılan yargı ve emniyet mensubu kişiler de bulunuyor.
“Bahçeli referans oldu” iddiası
Bahtiyar Çolak’ın, “Elçi Başyardımcısı” sıfatıyla 22 ülkenin “Atadedesi” olduğu kaydedilen iddianamede, 5 bin 600 yıla kadar hapsi istendi.
Bahtiyar Çolak ise savcılık ifadesinde, suçlamaları reddetti:
“Toplantılarda benim referansım olarak Sayın Devlet Bahçeli'nin ismi okundu ancak bunda benim bir etkim yoktu. S.F., Devlet Bahçeli ile görüştüğünü ve bana referans olmayı kabul ettiğini söyledi. Zaten kamu görevi yürüttüğüm için yeni bir göreve ihtiyacım yoktu. Başlangıçta vatana hizmet için milli duygularla girdim, alınan paraların gruptan çıkan kişilere iade edilmesi nedeni ile şüphelenmedim. Bu nedenle de gruptan ayrılmadım, suçsuzum.”
İddianamede, Çolak’ın bazı yazışmalarda Cumhurbaşkanı, MİT Başkanı ve Milli Savunma Bakanı'nın isimlerini kullanarak paylaşımlar yaptığı kayıtlara geçti.
WhatsApp gurubundaki bir yazışmada Çolak, “Sayın Cumhurbaşkanımız ve yanında Hulusi Akar, Hakan Fidan, İbrahim Kalın, Fahrettin Altun, bugün Katar’a gidiyorlar. Katar emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile görüşecek ve Katar emiri Katar Atadedesi olacak. Bu görüşme ve sonrasının bizim içim çok iyi gelişmeler doğuracağı Başdedemiz Muhammed bey tarafından iletildi. Bizim ve ülkemiz için hayırlısı olsun” ifadelerini kullanıyor.
“Devlete hizmet edebileceğimi söyledim”
Çolak, iddianamede yer verilen ifadesinde kendisine yöneltilen suçlamaları reddederek, S.F. ile 2019 yılı Ocak veya Şubat ayında tanıştıklarını söyledi:
“Konunun ne olduğunu sordum, ülkenin zor bir dönemden geçtiğini, düşmanlarla topyekun mücadele edildiğini, ülkenin istikbali için herkese görevler düştüğünü, Sayın Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı ve MİT Başkanı dahilinde kurulma sürecinde olan bir yapıya dahil olduğunu, prosedürler tamamlanarak imzalar atıldıktan sonra yurt içi ve yurt dışında istihbarat toplayacaklarını, MİT'e raporlanacağını anlattı. Ben de devlete hizmet edebileceğimi söyledim. Savcı Hidayet Kaya’nın da P.'nin operasyonlara katıldığını söylemesi üzerine itibar edip toplantılara katıldım. Hatta 24 Ocak Elazığ depremi nedeni ile Elazığ'a giderek bir giyim mağazasından montlar alarak depremzedelere dağıttık. Grubun amacının ticari istihbarat olduğunu biliyordum. Referans sistemi ile kişilerin gruba alınıyordu.”
Hesabında 6 milyon lira tespit edildi
İddianamede, “örgütün arkasında Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı, MİT başkanı bulunduğunun söylendiği” ileri sürüldü.
Örgüte yatırılan paraların örgüt lideri S.F.’nin hesabında toplandığı, toplantılarda örgüt yöneticilerinin, kendilerini Cumhurbaşkanı veya siyasi parti lideri Devlet Bahçeli'nin referansı ile örgüte katıldıkları iması verdikleri iddia edildi.
İddianamede, "DEDELER" isimli WhatsApp grubunda “Arkadaşlar burada bir devlet işi yapıyoruz. Birbirimizle didişmenin bir anlamı yok. İtiraz edilen hususlar zaten devlet Erkan’ı ile istişare edilen ve devletin Bilgisi dahilinde olan hususlardır’ şeklinde mesajlarının olduğu ifade edildi.
Örgüt yöneticisi olarak yargılanan S.F.’nin hesabına, 6 milyon liranın üzerinde para girişi olduğu tespit edildi.
TIKLAYIN - “Mahkeme, iktidarın çizdiği sınırdan çıkamıyor”
TIKLAYIN - “Kobanî davasında mahkeme, kendi yarattığı hukuku uyguluyor”
(AS)