Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, Ankara’da parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi ve gündeme dair konuştu.
Türkoğlu, konuşmasına başlamadan önce gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle önümüzdeki cumartesi günü 1000’inci oturumlarını düzenleyecek olan Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın direnişi selamladı.
"Son sözü direnenler söyler"
Türkoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Kobanî davası: Kumpas Davasında verilen cezalarla iktidarın normalinin düşmanlık hukukundan bağımsız gelişmediğini gördük. Cezalandırılmak istenen Kürt halkıdır, Kürt halkının elde ettiği kazanımlardır, kadınlar öncülüğünde gerçekleştirilen Kobanê devrimidir, kadın kazanımlarıdır. Buna izin vermeyeceğiz. Sevgili Figen Yüksekdağ’ın da dediği gibi “Son sözü direnenler söyler.” Biz de sevgili Figen Yüksekdağ, Pervin Oduncu, Zeynep Ölbeci, Zeynep Karaman ve buradan adını sayamadığımız tüm tutsak kadın yoldaşlarımıza sözümüzü yineliyoruz. Kadınların son sözü direnişi ve mücadeleyi büyütmektir. Aysel Tuğluk’a sözümüzdür. Hesabını soracağız.
Aileyi Koruma ve Güçlendirme Eylem Planı: Aile Bakanlığı tarafından ‘Aileyi Koruma ve Güçlendirme Eylem Planı’ açıklandı. Adından da anlaşılacağı üzere; kadını koruma ve güçlendirme değil, kadının içerisinde şiddet gördüğü, katledildiği aileyi güçlendirme üzerinden bir eylem planı! Boşanma, evlilik, doğum üzerinden kurgulanmış bir plan. Ben sizinle sadece bu ayın verilerini paylaşıyorum, yılları paylaşırsam eminim ki hepiniz bu ülkede kadınlara yönelik bir savaş var dersiniz. AKP-MHP’nin inşa ettiği ailenin kadınlara yönelik savaşı başlık da bu olurdu. Erkek egemenliği esas alan cinsiyetçi zihniyetle mücadeleye ihtiyacımız var. Bu ay kadınların yüzde 59’u evli olduğu erkek tarafından öldürüldü. Bu katliamlar aile içerisinde yaşanıyor.
Öcala’a tecrit: Bakın ‘Sayın Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununda demokratik çözüm’ diyerek ülkenin dört bir tarafından anneler üç haftadır Ankara’ya geliyor. Adalet Bakanlığı’na giderek taleplerini iletmek isteyen anneler, her defasında genel merkezimizin kapısından dahi çıkamıyorlar. Niye? Çünkü iktidarın talimatıyla annelerin çıkışları kolluk güçleri tarafından engelleniyor. Bu engellemenin adı barış talebine karşı savaşta ısrardır. Annelerin mücadelesi, kadınların mücadelesi savaşsız, sömürüsüz bir yaşam içindir. Soruyoruz Sayın Adalet Bakanına, annelerle görüşmekten neden kaçıyorsunuz ve neden korkuyorsunuz?
Bu ülkeye en büyük zararı tecrit politikalarında ısrar edenler vermektedir. Sayın Öcalan üzerinde tecridi derinleştirerek Kürt sorununda çözümsüzlüğü dayatanlar, bu ülkeye en büyük zararı vermektedir. Adalet Bakanlığı derhal annelerin taleplerini dinlemeli ve bu haklı talepleri hayata geçirmelidir.
9. Yargı Paketi: Hepinizin bildiği gibi kamuoyunda da sıcaklığını koruyan, Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan 9’uncu Yargı paketi. Yargı paketinin taslağının, Taslağın Kurban Bayram’ı sonrası Meclis’e geleceği konuşuluyor. 9’uncu Yargı paketinin taslağına dair kamuoyuna yansıyan birkaç bilgiyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bildiğiniz gibi Anayasa Mahkemesi kadınların evlendikten sonra erkeklerin soyadını almasını, eşitliğe aykırı bularak iptal etmişti. Ancak 9. Yargı Paketi taslağında bunun kabul edilmeyeceği, kadınların evlendikten sonra kendi soyadını kullanmakla birlikte, evlendiği kişinin soyadını almasının zorunlu olduğunu belirtiliyor. Bunun teknik olarak aykırılıkları olduğu gibi zihniyet olarak kadını aile dışında bir varlık olarak görmediğinizin kanıtı ve dayatmasıdır. Biz kadınlar varız ve erkeğe göre tanımlanmak zorunda değiliz. Uyarıyoruz, kadınlar adına karar verme yetkisi kimsenin haddi değildir. Esas olan kadınların kararıdır.
(EMK)