Gazeteci Ertuğrul Mavioğlu, 12 Eylül darbesinin lideri Kenan Evren'in önceki günkü sözlerini bianet'e değerlendirirken, "Evren saf bir ihtiyar falan değil; yılların verdiği komuta etme, yönetme alışkanlığının otoriter polemikçiliği ortada" diyor ve ekliyor: "Baştan sona izledim. Her şeyin üzerini örttü; birçok konuyla ilgili açıkça, tamamen yalan söyledi; bazılarınaysa hiç değinmedi."
Evren, Kanal D'de Abbas Güçlü 'nün hazırlayıp sunduğu "Genç Bakış" programına katılmış, Muğla Üniversitesi'ndeki oturumda, 12 Eylül darbesinden "pişmanlık duymadığını", aynı koşullar olsa yeniden müdahale edeceğini, işkenceleriyse "haberdar olur olmaz önlediği"ni söylemişti.
Konuşmayı bianet'e değerlendiren 78'liler Vafkı Girişimi sözcüsü Celalettin Can da, "Evren suçu da suçluyu da övdü; suç işledi. İşkence, öldürme ve yolsuzluk 12 Eylül'ün diğer adı" diyor.
"Bu gerçeği bildikleri için 12 Eylül Anayasası'na geçici 15. maddeyi yerleştirdiler. Bu hüküm, hem darbecileri hem de yardakçılarını, askeri rejim süresince yaptıkları kanunsuzluklarla ilgili yöneltilebilecek her türlü soruşturma ve kovuşturmadan muaf tutuyor. Bu hüküm, sadece 12 Eylül dönemi suçlarını koruma hükmü değil. Aynı zamanda geleceğe konmuş bir ipotek."
Can: Susurluk, Şemdinli, 12 Eylülün ürünü
Can, "12 Eylülcülerin yargılanmayışı, yüzyılın başından beri insanlığa karşı işlenmiş suçların yargılanmayışının ürünü" olduğu kanısında.
Askeri müdahaleler ve darbeler yargılanmadıkça birbirini doğuruyor diyor Can: "12 Mart'ın yargılanmayışı 12 Eylül'ün yargılanmayışını doğurdu. O da Susurluk ve Şemdinli'yi. Darbe rejimi toplumsal yaşamı düzenlemeye devam ediyor."
"Suçlar ve yaşananlar bütün boyutlarıyla açığa çıkarılmış olsaydı, Evren, değil TV'ye çıkmak, kaçacak delik arardı" diyor Can. "Dünyanın her tarafında darbeciler yargılanıyor. Latin Amerika'da yargılanıyorlar. İspanya'da, Filipinler'de darbeden bahseden generaller görevden alınıyor.
" Türkiye'deyse dava açan savcı, alkışlanacağı yerde cezalandırıldı. Darbecilerin hâlâ konuşabilmeleri bu nedenle."
Mavioğlu: Suçlar öyle çok ki, geçici madde kalıcı oldu
12 Eylül darbesinin uygulamalarının bugünün cezaevlerini ve adalet sistemini hâlâ nasıl belirlediğini anlatan "Asılmayıp Beslenenler" ve "Apoletli Adalet" kitaplarının yazarı gazeteci Mavioğlu da, Evren'in konuşmasını şöyle değerlendiriyor:
İdamlar: Komik bir şekilde 35 idam diyor. Oysa idam sayısı 50. 35'ini MGK onayladı; Evren, idam kararlarını bağımsız mahkemeler aldı, diyor. Baştan aşağı yalan. Mahkemelerin hepsi emirle görev yapıyordu. Sicilleri komutanların emrinde olan, kararlar kendilerine dikte edilmiş, emri yerine getirmiş mahkemelerdi.
İşkenceler: Çok kişinin öldürüldüğünü biliyorum. İşkence görmemiş hiçbir arkadaşım yoktu. Ben de. Bunu basit bir olay, gardiyanların kinlenmesi, baskıların intikamını alması gibi göstermesi garabet ve komedi.
Cezaevlerinde yaşanan zulüm: Kışladan bozma askeri cezaevleriydi. Hiç sivil gardiyan yoktu. İşkenceler emir komuta zincirinin ürünüydü. Tektip dayatması, saçları 3 numara kesmek, askeri eğitim herhangi bir gardiyanın aklından çıkmış şeyler değildi. Merkeziydi. Tretman politikasının parçalarıydı bunlar. Sonuçları itibarıyla ağır işkenceydi. İnsanların kendilerini yakarak bu zule son vermeyi aramaları bile baskının boyutunu gösteriyor.
Gizlenen konular: 80-84 arasında 650 bin kişi resmi rakamla gözaltına alındı. Aslında 1 milyonun üzerinde. Gözaltı işlemi yapmışlardı.
Mahkemeler: Hepsi emirle görev yapıyordu. Sicilleri komutanların emrinde olan, kararları dikte edilmiş, emirleri yerine getirmiş mahkemelerdi. Bağımsız mahkeme yargıladı demek koca bir yalan. Bu idam kararlarını bağımsız mahkemeler aldı demek, bütün dünyanın adalet kültürüne hakaret. Tüm hukukçulara hakaret etti.
Mavioğlu Evren'in açıklamalarının zamanlamasının bir anlamı olmadığını "darbecinin kendi dönemini savunma ihtiyacına imkan veren bir program sunulduğunda kendi yaratmış olduğu gençliğin karşısında ezilenlerin kalesine birkaç gol daha atmayı tercih ettiği"ni söyledi.
Bin üniversitelinin Evren'i "şakır şakır alkışlaması"nın da manipülatif olduğunu söyleyen Mavioğlu "Düşünmeden konuştular, ellerine tutuşturulan kağıtlardan sordukları çanak sorularla darbeyi meşrulaştırdılar, yücelttiler" dedi. (TK/EK)