İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) 12 Eylül darbesinin lideri Kenan Evren'in işkenceyle ve Diyarbakır Cezaevi'nde olanlarla ilgili sözlerinin "açık bir suç itirafı" olduğunu duyurdu; savcıları soruşturma başlatmaya çağırdı.
12 Eylül döneminin insan hakları ihlallerinin yol açtığı yaraları sarmak ve bunların tekrarını engellemek için kurulduklarını anımsatan hak örgütleri, Evren hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlandıklarını da açıkladı.
Evren: Biz polisi serbest bıraktık, rahat çalışsın diye
Evren, Milliyet gazetesinde yayınlanan Fikret Bila'ya verdiği röportajda, şunları söylemişti:
Sanki, ben, "filan hapishanedeki filan adama işkence yapın" demişim gibi... Sanki, işkence, 12 Eylül'den önce karakollarda yok muydu? Bütün karakollarda vardı. Yani karakola düştün mü, kötü muamele yapılıyordu. 12 Eylül'de biz polisi serbest bıraktık, rahat çalışsın diye. Onlar yine yaptılar bunu.
Sorgulama yapılıyor. Söyletebilmek için bazı usulleri var onların. Onları kullanarak bilgi alıyorlar. Bunları Almanlar da yapıyordu, İngilizler de, ABD'liler de, Fransızlar da... Onlar yapmadı mı? Vaktiyle herkes işkence yapıyordu. Yaptılar, sonra 'intihar etti' dediler Almanlar, Baader-Meinhof çetesi için...
"Evren azmettirici olduğunu itiraf ediyor"
İHD ve TİHV'yse, 12 Eylül döneminde 171 kişinin işkenceden öldüğünü, yaklaşık 650 bin kişinin gözaltına alınıp işkenceden geçtiğini anımsattıktan sonra, şunları saptadı:
Evren işkencenin sitematikliğini itiraf ediyor: Daha önce her seferinde işkenceyi inkar eden Kenan Evren "işkence ve kötü muamelenin bu ülkede çok eskilerden beri süregelen sistematik bir devlet pratiği olduğunu" itiraf ediyor. Güvenlik güçlerinin işkence gibi bir uygulamayı, Kenan Evren’in ifade ettiği gibi uzun zamandan beri ve yaygın olarak yönetenlerin bilgisi ve onayı dışında gerçekleştirebilmeleri mümkün değil.
Azmettiricilik itirafı: Evren Diyarbakır Cezaevi'ne ilişkin sözleriyle işkence ve kötü muameleyi meşrulaştırmaya çalışıyor. 12 Eylül döneminde yönetimde olan herkes, o dönemde gerçekleşen tüm işkence olaylarından ve hak ihlallerinden doğrudan sorumlu. "Biz polisi serbest bıraktık, rahat çalışsın diye. Onlar yine yaptılar bunu…." diyerek asıl azmettiricinin kendileri olduğunu itiraf ediyor.
İşkencenin cezalandırılmasına zaman ve mekan sınırı yok: İşkencenin sürekliliğini korumasının en temel nedeni cezasızlık olgusu. Bu nedenle ulusalüstü ve ulusal hukuk işkencenin cezalandırılmasına zaman ve mekan sınırı getirmiyor. Bu insanlık utancını gerçekten tarihin çöplüğüne gömebilmek için en sıradan uygulayıcıdan en tepedeki yetkiliye kadar işkenceden sorumlu herkesin adil biçimde yargılanıp cezalandırılması gerekiyor. (TK)